Savaş daha da fazla pervasızlaşıyor

Aykan SEVER yazdı —

  • Uzun zamandır Biden yönetimi silah kaçakçıları aracılığıyla yasadışı bir biçimde Ukrayna’ya silah ulaştırıyor. Bu silahların yasal mercilerin onayından geçmediği ya da geçemeyecek silahlar olduğu açık.

Üçüncü Dünya Savaşı’ının Ukrayna cephesindeki savaş giderek karşılıklı saldırılarla daha da pervasızlaşıyor. Dünyanın bütününde bu savaşın yansımaları fazlasıyla görünür olmaya başladı. Ayrıca kendisini savaşın büyüsüne kaptırmış yönetimlerin önemli ölçüde yalana dayalı artan kirli-kanlı propagandalarına maruz kalıyoruz ve kalacağız.

Geçtiğimiz Cumartesi Kerç Köprüsü’ne düzenlenen saldırı sonrası, Almanya’nın kuzeyinde demiryolu hatlarına yapılan sabotaj ve Pazartesi sabahı Ukrayna kentlerine düzenlenen saldırılar tarafların “zafer” kazanma adına her şeyi yapabileceğini bize bir kere daha gösterdi. Ayrıca Belarus ile Rusya Federasyonu’nun ortak bir bölgesel askeri birlik kurması hem Rusya’nın sıkıntılı olduğunun hem de savaşın boyutlanabileceğinin emaresi.

Ukrayna yönetimi geçen hafta NATO’ya Rusya’ya karşı önleyici saldırı yapması çağrısında bulunurken aslında nükleer savaşa davetiye çıkarmaktan kaçınmayacağını ve Batı’yı bu savaşa doğrudan dahil etme arayışının mahiyetini sergiledi. Biden yönetiminin el ovuşturarak böyle bir olasılığa epeydir oynadığı ve zorladığı görünür bir durum. ABD basınında, uzun zamandır Biden yönetiminin silah kaçakçıları aracılığıyla yasadışı bir biçimde Ukrayna’ya silah ulaştırdığı yazılıyor. Bu silahların yasal mercilerin onayından geçmediği ya da geçemeyecek silahlar olduğu açık. Biden kovboy atalarını ve Trump’ı örnek alıyor. ABD’nin de “zafer” uğruna yapmayacağı şey yok! Hem o silahlar dünyanın şurasında ya da burasında insanları katletmiş ne gam?

Başka bir “gamsızlık” örneğine daha bakalım. Kanada, İngiltere'ye elektrik ihtiyacının karşılanması için santrallerde kullanılmak üzere orman ürünleri ihraç ediyor. Yani ağaçları katlediyorlar. Sizce dünyanın ciğerlerine saldıran Kanada Başbakanı Trudeau insanlığın ölümünü uzun vadeye yaydığı için Putin'den daha mı masum? Ya da iktidara gelmeden önce “yeşil bir dünya" sözü verip şimdi Avrupa'ya kaya gazını gani gani satan Biden yönetimi daha mı iyi? Artık neden kimse kaya gazı çıkarmanın zararlarından, toprağa kimyasal basarak çölleştirdiğimizden bahsetmiyor? Tesadüf mü ey muhterem akademisyenler, iklim aktivistleri?

Lafı bir başka tesadüf olmayan şeye getireceğim. Türkiye’deki rejim Batı ile Rusya arasındaki gelip giden “denge” siyasetinde ısrarlı. Çünkü bu halde rahatlıkla başta Kürt halkı olmak üzere bölge halklarını zapturapt altında tutuyor ve çeşitli biçimlerde katliama maruz bırakabiliyor. Malum “denge" sayesinde diktatörlüğün terörü insan hakları ve demokrasiyi ağzından düşürmeyen kesimlerce görmezden geliniyor. Tıpkı geçen hafta Prag’da Avrupa Siyasi Topluluğu zirvesinde Erdoğan’ın bir başka işgalci karındaşı Aliyev’le birlikte ağırlanmasında olduğu gibi. Elbette onlar da bu müsamahayı daha fazla kan dökmek için kullanacaklardır. Anlaşılan “insan hakları”dan çok Azerbaycan’dan, Nijerya’dan (Libya üzerinden) gelme ihtimali olan gaz ve TC’nin bu işlerde oynadığı rol Avrupalı yöneticiler için çok daha önemli.

Batı’dan ve Rusya tarafından böylesine pışpışlanan rejimden memleketteki gerek lümpen burjuva kesimler gerekse de geleneksel sermaye çevreleri küçük çaplı homurdanmalara rağmen memnun. Demokrasiden çok ikbal derdine düşmüş kendini “muhalif” diye pazarlayan muhitler de her yolu deneyerek mevcut devlet mekanizmasıyla uzlaşma arayışında. Esasen düzenden bir şikayetleri yok. Düzenin koltuklarından dışlanmaktan rahatsızlar. Kürt halkının özgürlük düşü, sıradan insanların nasıl soluk alıp verdiği umurlarında değil. O yüzden düzenin, egemen kesimlerle birlikte alaşağı edilmesini ve  doğrudan demokrasi/halkların iktidarını istemek yerine “liyakat” diye sayıklayıp, devlete dilekçeler yazıyorlar…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.