Seçim dönemi sömürgecilik tezahürleri

İlham BAKIR yazdı —

  • Yaklaşan seçimler vesilesi ile hafızası körleşmiş, bilinç yitimine uğramış Kürtlüğün, yeniden bir saldırı dalgası geliştirmeye başladığını görüyoruz. Fırsat buldukları her alanda, özellikle de sosyal medya üzerinden HDP ve Kürt Özgürlük Hareketi’ne karşı hakaretler, küfürler, aşağılayıcı sözlerle dolu bir taarruz geliştiriyor.

Sömürge toplumları, sömürgeci egemenliğin hakikatleri nasıl parçaladığını, sömürgeciliğin sadece fiziki, coğrafi, siyasi bir işgal olmadığını, asıl işgali bilinçleri, ruhları üzerinde gerçekleştirdiğini bir saniye olsun akıllarından çıkarmamalıdırlar. Hatta sömürge karakollarının asıl olarak toplumsal bilinç ve toplumsal hafızanın arazisi üzerinde kurulu olduğunu bilerek günlük yaşamını, sömürgeciliğe karşı geliştirdiği reflekslerini güçlendirmeli, teyakkuzda tutmalıdır. Dünyada pek çok örneğinde görüldüğü gibi sömürgeciler, fiziki olarak işgallerini sonlandırdıktan, işgal ettikleri topraklardan çekilip gittikten sonra da sömürgeci siyasetlerini devam ettirebilecekleri düzeni kurduklarından sömürgecilik devam eder. Çünkü toplumun bilincini yok etmiş, hafızasını kör etmiş ve egemenliğinin kabulüne dair ürettiği içsel rıza nedeniyle o toplumu sömürmeye devam etmiştir.

Kürt halkı, Kurdistan coğrafyası uluslar arası bir sömürgeci politikaya tabi tutulduğu ve sömürge statüsüne bile sahip olmadığı, fiziki ve siyasi işgal çok uzun yıllardır sürdüğü için sömürgeciliğin en yıkıcı sonuçlarıyla her gün karşı karşıya kalmaktadır. Ve elbette Kurdistan’da sömürgeciliğin nihai bir zaferi yaşayamaması, her dönemde karşısında direnen bir özgür Kürtlüğün bulunması sebebiyledir. Özgür Kürt’ü yenilgiye uğratamayan uluslar arası sömürgeciliğin Kürtler ve Kürt coğrafyası üzerinden planladıkları hayata geçememekte ve bunu Kürtlere karşı büyük bir nefretin ve vahşi bir yönelimin sebebi kılmaktadır. 

Özgür Kürtlük bilincine kavuşamayan, sömürgeciliği ve sömürge hakikatini kavrayamayan, hafızası körleştirilmiş, bilinci dumura uğratılmış ilkel Kürt milliyetçiliği işte tam da bu nedenden ötürü öfkesini sömürgeciye değil, özgür Kürt’e yöneltir.  Özgür Kürt’ün yaratmaya çalıştığı özgürlük alanlarında sürekli olarak menfi propagandalar yürütür. Sürekli olarak mücadele yöntemlerini eleştirir, Kürtlerin özgürleşememesinin ve sürekli saldırıya maruz kalmasının nedeninin bu mücadele biçimleri olduğunu söyler, Kürtlerin ne kadar çok haini olduğundan, Kürtlerin asla birlik olamadıklarından bahseder, bu yüzden de Kürtlerin köleliliğinin bir mukadderata dönüştüğü tespitini yaparlar. Asla çıkış yolu göstermezler. Zaman zaman birlik olmak gerektiği ve benzeri çıkış yollarına işaret etseler de asla buna dair güçlü bir örgütlülük kurmak için samimi bir emeğin sahibi olmazlar. Fakat bu emeği vermekte olan, emek verirken önemli, önemsiz bir takım yanlışlıklar yaşasalar da büyük bedeller ödeyerek sömürgeci egemenliğe karşı mücadele yürütenlere saldırmayı, karalamayı temel bir Kürtlük ödevi haline getirirler.

Yaklaşan seçimler vesilesi ile bu hafızası körleşmiş, bilinç yitimine uğramış Kürtlüğün, yeniden böylesi bir saldırı dalgası geliştirmeye başladığını görüyoruz. Fırsat buldukları her alanda, özellikle de sosyal medya üzerinden HDP ve Kürt Özgürlük Hareketi’ne karşı varsa bir eleştirileri, eleştirel bir tutum almak yerine hakaretler, küfürler, aşağılayıcı sözlerle dolu bir taarruz geliştiriyor; oturdukları yerden her alanda ahkam kesiyor, akıl veriyorlar. Kürtlerin yine birlik olamadığından dem vuruyor, HDP’nin sol sosyalist demokratik güçlerle geliştirdikleri ittifaka ateş püskürüyorlar. Üstelik bunu yaparken de HDP’nin sömürge kişiliğinin etkisi altında olduğunu, Parti’de Türklerin efendi olduğunu, Kürtlerin sırtına binerek meclise geldiklerini ağızlarının suyu aka aka anlatıyorlar. HDP’yi Kürtler arası birliğe çalışmak yerine Türklerle birliğe teşne olmakla eleştiriyorlar. Türk etnik kimliğine sahip insanların milletvekili adayı gösterilmesine nasıl bir emek yahut mücadele içerisinde olduğuna bakmaksızın büyük bir öfke kusuyor, o milletvekilliklerinin kendi hakları olduğunu düşünüyorlar.  HDP yapıcı eleştirilere elbette ki kulak tıkamadan ama Kürtlerin olduğu kadar bu coğrafyadaki tüm halklardan ve tüm inançlardan insanlarımızın da ortak evi olduğu bilinciyle bu tür saldırılar karşısında zerre kadar taviz vermeden yoluna devam etmelidir, edecektir. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.