Seçimler ve sonrası

Suat BOZKUŞ yazdı —

  • Seçimlerden sonra da, seçimin genel sonuçları doğrultusunda diktatörlüğe karşı tedbirli olmak gerekiyor. Birçoklarının dile getirdiği gibi faşist çetenin olası hukuk-yasa ve insanlık dışı saldırılarını etkisiz hale getirmek için uyanık ve aktif savunma içinde olmak gerek. 

Yurtdışında ve gümrük kapılarında oy verme başladı. Tekrar etmekte sakınca yok:

Erdoğan’ın “tek adam-tek parti” diktası planları 7 Haziran 2015 seçimlerinde yıkılmıştı. Ama o seçim sonuçlarını tanımadı. Bahçeli ile birlikte bir darbe yapıp çete diktasını kurdu. 2016 yılında çakma darbe bahanesiyle anayasayı değiştirerek, tam bir çete diktası kurdu. İç ve dış çıkar çeteleri bu diktatörlüğü destekledi. Halka nefes aldırmayan bir faşist diktatörlük kuruldu. HDP başta olmak üzere muhalefete, sivil toplum örgütlenmelerine karşı hukuk, yasa ve de insanlık dışı saldırılarla halkların iradesi kırılmak istendi. Ama halkların efsanevi direnişi Erdoğan-Bahçeli çetesinin zulmünü boşa çıkardı.

Bugün seçimlere giderken Erdoğan diktasının kazanma şansı yok gibi görünüyor. Çünkü Erdoğan iktidara gelirken vaat ettiği hiçbir şeyi yapmadı. Hatta tam tersini yaptı. Kürt sorunu başta olmak üzere her alanda çözüm vaat edip sonra savaşı en üst düzeye çıkardı ve bununla öğündü. Halen de kahramanlık nutukları atarak savaş propagandasıyla halkı kandırmaya çalışıyor.

Ekonomide tam bir çöküş ve iflas yaşanıyor. Dolar üzerinden kar garantili ihalelerle yapılan yatırımların çoğu zarar ediyor. Bunlar yandaşları dolar milyarderi yapmaktan başka işe yaramadı. Çoğu ilk depremle, selle birlikte yıkılıp gitti.

Seçimlere giderken Erdoğan-Bahçeli çetesi batmış ve bitmiş bir durumda. Yeni vaatleri bırakalım yeni yalanlar bile bulamıyor. İnandırıcılığını tamamen yitirmiş durumda. Bu nedenle zamanında tek adam-tek parti diye yeri göğü inleten Erdoğan, şimdi ise yüzde bir oyu olmayan tabela partileriyle cumhur ittifakı kurup ayakta kalmaya çalışıyor. Bölgede, HDP’nin sandık görevlileri bile onların seçmenlerinden çok daha fazladır. Bu nedenle kazanma ihtimalleri çok düşüktür. Ama gene de halkı bastırmak için, kazanmış görünmek için her türlü saldırıya ve cambazlığa hazır görünüyorlar.

Diyarbakır merkezli siyasi soykırım operasyonlarının amacı budur. Muhalefet partilerinin Yeşil Sol Partiye yönelik bu saldırıları görmezden gelmesi, utanç verici suskunlukları kendileri için de sonun başlangıcı olabilir.

Erdoğan, bu son demini mutlu geçirmek için, devletin elinde ne varsa satıp savıp har vurup harman savuruyor. Benden sonrası tufan diyerek her şeyi tüketiyor. Bir oy fazla alabilmek için tam bir seçim ekonomisi izliyor. Yani geriye batmış ve karaya oturmuş bir gemi bırakıyor. Halkın tüm maddi varlığıyla birlikte umutlarını ve hayallerini bile tüketmek istiyor. Geriye tam bir enkaz bırakıyor.

Bu şartlarda seçimleri kim kazanırsa kazansın çok zorlu bir dönem başlayacaktır.

Sorunlar o kadar ağırlaşmıştır ki, hiçbir kimse, hiçbir örgüt ve parti tek başına bu sorunların altından kalkamaz.

Kitleler daha çok sıkıntıya düşecek ve mücadele kızışacak. Bu bataktan ancak ve ancak radikal demokratik-barışçı atılımlarla çıkılabilir. Halklarımızın birikmiş ve kangrenleşmiş yaralarına neşter atılmadan göstermelik –yüzeysel hiçbir değişim çare olamaz.

Egemen siyasi yapıda değişime karşı direnme ve kilitlenme olursa çözüm yolu nedir?

Muhalefet seçimi kazanmak için seçim döneminde de, seçimlerden sonra da çok sıkı bir çalışma içinde olmak zorundadır.

Öncelikle mutlaka ve doğru oy kullanmak gerekiyor. Yeşil Sol Parti’nin en çok oyu alması, bu oyla da en çok sayıda milletvekili çıkarması gerekiyor.

Halklarımız 91’den beri stratejik oy kullanmayı başardı. Oy kullanmak kadar kullanılan oylara sandıkta ve sonrasında sahip çıkmak da o kadar önemlidir.

Seçimlerden sonra da, seçimin genel sonuçları doğrultusunda diktatörlüğe karşı tedbirli olmak gerekiyor. Birçoklarının dile getirdiği gibi faşist çetenin olası hukuk-yasa ve insanlık dışı saldırılarını etkisiz hale getirmek için uyanık ve aktif savunma içinde olmak gerek. Ancak o zaman caydırıcı olunabilir ve Erdoğan-Bahçeli diktası saldırıya cesaret edemez, saldırılarını sürdüremez hale gelecektir. O zaman da tıpış tıpış sıvışacaklardır.

 

suatbozkus@gmail.com

twitter.com/suatbozkus

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.