Altılı Masa’nın sırrı var mı?

Hatice ERGÜN Haberleri —

  • Altı temsilcinin toplumsal cinsiyet eşitliğiyle ilgili yetersizlikleri Türkiye’deki kadın hareketlerinin mücadele tarihlerine kıyaslandığında can sıkıyor.

HATİCE ERGÜN

Türkiye’de yine seçim konuşuluyor. Recep Tayyip Erdoğan, aday olacağını söyledi. 3 Temmuz’da altılı masa, İyi Parti’nin ev sahipliğinde toplanıyor; günbegün anlamsızlaşan kurumsal siyasetin akışını tartışma kapasitelerini hızla yitiren yorumcular, masadan ortak aday açıklamasını bu toplantı sonrasında bekliyorlar. Ses yok. 

Ağırlıklı olarak sosyal medyada alternatif oluşumlarda, istisnai olarak Halk TV ya da TELE1 gibi artık ana akıma karşı bir konuma yerleşmiş olan kanallarda altılı masadan temsilcilere yer veriliyor. Masanın salt devlet başkanı seçimi için mi, yoksa Türkiye siyasetine hitap eden ortak alternatif politikalarda karar kılmayı da konuşmak üzere kurulduğu belirsiz. Ortak politika hedefleriyle ilgili duyduklarımız ya da genelleştirilebilir cümlelerden çıkarsadıklarımız alternatiften ziyade olan bitenin usulen değişmesine ve fakat temelde devamına işaret ediyor. 

Zira Türkiye siyasetinin turnusol kâğıdı olan Kürtlerin haklarını ve  toplumsal cinsiyet eşitliğini siyaset pratiğine yediren bir ortak politika tartışmasından bahsetmek mümkün değil. Masadan gelen ortak sözlerde Kürt siyasal hareketinin ve özelde HDP’nin kimlik siyaseti üzerinden ve devlet bekasına meyleden bir bakışla değerlendirildiğini kestirmek mümkün. (Belirli siyasal konular üzerine ortak söz söylememek de söz söylemek anlamına geldiği ölçüde böyle.) Toplumsal cinsiyet eşitliği söz konusu olduğunda yeni ve feminist politikaya hitap edici öneri yok. Masa, bugün, Türkiye’deki kadın hareketi için gelecekteki politikalara müdahale açısından fırsat alanı açma ihtimaline göz kırpıyor. Ancak, Masa sürecine feminist müdahalenin hemen şimdi başlamaması bu ihtimali riske atıyor. 

30 Haziran 2022’de SES Eşitlik, Adalet ve Kadın Platformunun düzenlediği ‘Altılı Masa Kadın Hareketi İle Buluştu’ başlıklı oturumda toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki ortaklık konuları net bir şekilde resmediliyor. Bu netlik, Türkiye siyasetine hâkim erkek dilinde açılıyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğiyle ilgili olarak mevcut yönetimin uygulamalarında izlenebilecek gerileme, kadın düşmanı ve homofobik dil göz önüne alındığında – İYİ Parti temsilcisinin açıklamasına göre – tesadüfen erkek altı temsilcinin buluşmadaki duruşları önemli. Temsilciler – CHP, DP, DEVA, Gelecek Partisi, İyi Parti SP – toplumsal cinsiyet eşitliğini desteklediklerini, kadınların eşit siyasal katılımı için çaba gösterdiklerini, karar alma mekanizmalarında pozitif ayrımcılığı savunduklarını söylüyorlar. DP temsilcisi konuşmasında bayana meylediyor. Bayan terimini kullandığı için kolaylaştırıcıdan özür diliyor. Hoş. Son 30 dakikada temsilcilerin altılı masa propagandasıyla iç içe geçmiş parti propagandası yapılıyor.

Sadece kolaylaştırıcının feminist bir kadın olduğu buluşmada, altı temsilcinin toplumsal cinsiyet eşitliğiyle ilgili yetersizlikleri Türkiye’deki kadın hareketlerinin mücadele tarihlerine kıyaslandığında can sıkıyor. Üç kız çocuğu olduğunu birden fazla kez söyleyen İYİ Parti temsilcisi, an geliyor, heyecanla ‘… bir tek kadının, benden daha  fazla kadın-erkek eşitliğine inandığına inanmıyorumla’ daha önce yaptığı tesadüf açıklamasını geçersizleştiriyor. Buluşmanın formatı feminist müdahaleye izin vermiyor. Toplumsal barış üzerine tartışmanın feminist müdahale olmadan eksikliği, toplumsal cinsiyet eşitliğinin salt kadınlarla ilgili olmadığı, siyasal alanın her kesitine dokunduğu es geçiliyor. Nitekim, Kürt kadın hareketinin kazanımlarından, HDP’de açıkça gördüğümüz feminist politikalardan bahsedilmiyor.

Öte yandan, 3 Temmuz’daki HDP 5. Olağan Kongresi masadan sızan yetersizlik hissine inat umudu destekliyor. Ayşe Acar Başaran, Kadın Meclislerini temsilen konuşurken, pandemide eşitsizlik ve ‘erkek egemen faşist iktidarın saldırısı’ karşısında HDP’nin direncinden, başka bir siyasal alanın mümkün olduğunu kanıtlarcasına yürüttükleri gündelik politikalardan bahs ediyor. 
Altılı masada bunu göremiyoruz: Ne yapacaklarını söylerken ne yapmış olduklarına değinmiyorlar. Söylediklerinde başka bir siyasal alanın izi yok. 

‘Masa da masaymış ha’ diyemiyoruz. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.