Bu durakta söylenecekler
Selim FERAT yazdı —
- Bulunduğumuz durak, tek düzey değil. Gerilla Hareketi’nin öncüleri, tehlikeler dahil, nasıl sonuçlanacağı belirsiz olan bir sürecin sorumluluğunu üstlendiler.
Berlin’de uzun yıllar protestan klisesinde din adamlığı yapan eski arkadaşımla görüşmemde, özellikle Kuzey Kürdistan ve Rojava’da neler olduğunu bilmek istiyordu.
Kürt Hareketi’nin silahları susturduğunu duyduğunda:
“Bu Kürdistan’ı daha da güçlendirecek tarihi bir adım” diyor ve neler düşündüğümü merak ediyor.
Onlarca yıldır, yaklaşık kırk yıllık silahlı mücadelenin paralelinde düşünen olarak yazmak istiyorum:
Bulunduğumuz durak, tek düzey değil.
Eski öğretilerden “İktidar namlunun ucundadır”, Türkiye’ye daha uygundu.
Kürdistan için; “Vur Gerilla vur Kürdistan’ı kur“, Kürdistan’a ait mücadele stratejilerinden biri oldu.
O heyecanlı yıllar, kenetlenerek yürüyen kitlelerin toplumsal güç olmasına yol açtı.
Sömürgeciliğe paralel oluşan Kürdistan, Gerilla Hareketi’nin öncülüğünde, öncesinde var olan mücadeleler üzerinde yükselen kazanımlar elde etti
Kürdistan ufku açıldı.
Rojava, bu ufkun yükselen tablosuydu.
Türk sömürgeciliğinin soykırım politikasının son katliamlarından biri Botan’da ve özellikle Cizre’de gerçekleşti.
Halk o sahnelerden yara alarak, kendilerine öncülük edenlerle birlikte, yola devam etti.
Trump’la birlikte esen sert emperyalist rüzgar, yeni bir dizayna yol açtı.
Bunun Türkiye ve Kürdistan politikaları üzerindeki etkisi aynı zamanda geldiğimiz durak için önemli tarihi dipnotlardan biri.
Bahçeli Parlamento’da el sıkıştıktan sonra, “Diz çöken Bahçeli”, çektiğim ilk resimlerden biriydi.
Bu resim karesinin öncesinin devamı olan bir jest olduğunu bilerek, öyle betimlemiştim.
Yeni bir sürecin başlangıcının sinyali olduğu tahmin ediliyor; neler olacağı konusunda çok şey berrak değildi.
PKK silahların sustuğunu ilan ettikten sonra, daha çetin bir mücadelenin başlayacağı biliniyordu.
İrlanda, Bask ülkelerinde tecrübeler, gerilla öncüleri ve gerillaların toplumsal mücadelenin de öncüleri olduğunu gösteriyor.
Kürdistan’da da benzer gelişmeler yaşanacak.
Irkçı bir Türkiye tarihi ve kökleri direnişe dayanan, Kürdistan Kurtuluş tarihi yeni bir tarihi kavşakta, buluşuyorlar; son resimde, daha çok karşıt iki taraf olarak, her gün değişen bir “müzakere” sürecine girdiler.
Ve beklediğim gibi, o döneme kadar Gerilla Hareketi’ne karşı olan uyuyan “muhalif” hücreler harekete geçti.
Türk ırkçılığına dayanan sanal adresler manipülatif haberler yaymaya başladı.
O döneme kadar futbol sahasını tanımayanlar, gol atmaya başladılar.
Tarımla uğraşmayan adamlar, okyanusta tarla ekmeye başladılar.
Bu tabloya bakarken unutmadım, yeniden yazıyorum:
Namluya dayalı mücadele:
Kürtler’in yabancılaştırılmaktan kurtuluşunu sağladı.
Kürtleri politikleşen bir toplum olarak, haklarını almak için aktif mücadele eden bir topluma dönüştürdü.
Kürdistan’da kadınlar, son olarak Rojava’daki pratikleri ve duruşlarıyla, dünyadaki diğer kadın hareketlerine örnek olabilecek bir miras bıraktılar.
Gerilla Hareketi’nin öncüleri, tehlikeler dahil, nasıl sonuçlanacağı belirsiz olan bir sürecin sorumluluğunu üstlendiler.
Özgürlük için yola koyulan birey, toplum, yeni bir duruşla var olan mücadeleye devam ediyor.
Geçmişin mirası, kırılmayacak bir yürüyüşün başka bir durağında olduğumuzu gösteriyor.