Derin devlet çatlağı

Selim FERAT yazdı —

  • Sedat Peker‘in derin devletin bir kanadına yüklü olduğunu tahmin etmek için, dahilik gerekmiyor. Ama derin devletin başka bir kanadı çatlamaya başladı, çatlayacak. Tayyip‘in etrafında açılan kuyu da derinleşiyor.

Selimferat@web.de

Evet tesadüf değil!

Adamın Mehmet Ağar’a Kurt, kendisine ise Bozkurt demesi.

Tesadüf değil!

Bu adamın Erdoğan’ın oğlu Bilal’in kartonlardaki 40 milyonu Tayyip’in talimatıyla yeraltı etmesini değil de;

Tayyip’e yakın isimlerden Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam’ın Venezuela‘da Liman kapatmasını deşifre etmesi.

Tesadüf değil!

Entelektüellerin kanında banyo yapmak istemek için sabırsızlanan bir mafya liderinin, Tayyip’in emriyle Roboskî’de katliam yapıldığını değil de;

Mehmet Ağar’ın hükmüyle, Behçet Cantürk ve ondan fazla Kürt’ün katledildiğini açıklaması.

Tesadüf değil!

Türkiye’deki mafya tarihinde belki de ebediyete kadar anılacak bu adamın, Sakine Cansız’ın bizzat Erdoğan’ın talimatıyla katledildiğini değil de;

Uğur Mumcu’nun Mehmet Ağar’ın emriyle vurulduğunu duyurması.

Tesadüf değil!

Videolarını hiç izlemeyi düşünmemiştim.

Türkiye’de 17 yıl, Almanya’da 4 yıl boyu mapus yaşamına mahkum edilen, 65’indeki bir dostum, bu adamın söylediklerini ciddiye almam gerektiğini ve videolarını bir diziymiş gibi izlememi rica edinceye kadar.

Neden ciddiye alıyorlar bu adamı?

Ve neden taşlar yerinden oynuyor ve derin devlette bir çatlağı seyredebiliyoruz?

1990’lı yılların ikinci yarısında, R. Sch. adındaki avukat bir dostumla ve çevirmen sıfatıyla Hollanda, tek "yüksek güvenlikli hapishane“de ziyaret ettiğimiz Hüseyin Baybaşin olayında, durum böyle olmamıştı.

Hüseyin Baybaşin tutuklanmadan önce çıktığı televizyon programlarında, özellikle uyuşturucu ve rüşvet konularında Demirel ve daha birçok siyasetçiyi suçlamış, tarih ve yer vererek, deliller sunmuştu.

Kapıdan içeri girdiğimizde, gazeteden tanımış olmasından dolayı Kürtçe konuşmaya başlamıştık.

Hollanda polisi, sadece Türkçe konuşma müsadesi olduğunu bildirmişti.

Baybaşin, polisleri akıcı konuştuğuna tanık olduğum İngilizcesiyle azarlayacak kadar kızgındı.

Kimseye minnet etmeyen, pervasızca bir duruşa sahipti.

Ama, Baybaşin’i dinlemediler.

Zamanın Türk MİT’i, Türkiye, Hollanda ve İngiltere üçgeninde kıskaca alınan Baybaşin’den intikam aldı ve Baybaşin bir nevi ömür boyu mahkum edildi.

Hüseyin Baybaşin’in ifşaları, Demirel’in siyasi yaşamına mal olacak derinlikte bilgiler içeriyordu.

Buna rağmen, Türkiye’de basın ve yargı susmuştu.

Sedat Peker’e gelince, o konuşmadı; konuşturuldu.

Uluslararası gizli servis kanalında, Türk MİT’i tarafından kıstırılmak üzereyken, muhtemelen başka gizli servisler devreye girdiler.

Ancak Soylu, Peker’in teline dokundu.

Ailesini rencide eden açıklamalarda bulunması, Sedat Peker’i çileden çıkardı.

Soylu’nun (unutmayın: bu adam İçişleri Bakanı oluyor) bir kibrit kutusuna sığacak kadar hiçleştirilmesi, kendisine minnacık bir köpeğe uyacak kadar bir tasma arama çabasına girilmesi, çizmenin açıldığına işaret ediyor.

Şimdi birçok çaprazda ateş açılmış bulunuyor.

Sedat Peker‘in derin devletin bir kanadına yüklü olduğunu tahmin etmek için, dahilik gerekmiyor.

Ama derin devletin başka bir kanadı çatlamaya başladı, çatlayacak.

Tayyip‘in etrafında açılan kuyu da derinleşiyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.