Duruş
Selim FERAT yazdı —
Kazanmak veya yenilgi.
Sadece seçimlerle, kimin hükmettiği, kimin "kurban" veya suçlu olduğuyla ilgili değil, duruşla ilgili konular.
Eğer bir rüyanız varsa ve haklıysanız;
Günün birinde hikayeniz "Vur Gerilla Vur Kurdistan’ı kur!" diye başlamışsa;
Zaman geçmiş, ve ulaşmak istediğiniz yaşam biçimiyle ilgili, belki de sonsuza dek bir yolculuğa hala devam ediyorsanız;
Üzerinde yaşadığınız topraklarda yaşayanların varolmasını sağlamak için toplu bir mücadele veriyorsanız;
Yaşadığınız alanlarda kendinizi yönetme mekanizmaları oluşturmuşsanız;
Acı çeken her bireyin yaralarını sarmak için bir toplum harekete geçiyorsa;
Sosyal dünyayı tersyüz edip, kadınlara da sizi yönetme hakkı veriyorsanız;
Ve tüm bunlara rağmen birileri çıkıp, hala kazanmadığınızı söylüyorsa, şaşırmayın.
Nicelikle nitelik arasındaki fark.
Asıl sorun şimdiden seçtiğiniz yol.
Bir yerde kendiniz veya başkasıyla ilgili duruşunuz.
Kendi özgürlüğünüzün bir yerde bittiğini bilmeniz.
Yanıbaşınızda yaşayanın en az sizin kadar, hatta sizden daha fazla özgür olabileceğinize müsaade ettiğiniz an siz de özgürleşeceksiniz.
Duruş derken, Rojava Stratejik Araştırmalar Merkezi (NRLS) tarafından düzenlenen: "Lozan: Bölgesel istikrar ve güvenlik sorunlarının düzeltilmesi ve çözülmesi" çalıştayının 7 Temmuz 2023 tarihinde ANF’ye düşen fotoğrafında çıkarımlıyorum:
Fotoğrafta 10 şahsiyet var.
Beşi kadın.
Salih Müslüm. Soldan üçüncü.
Masada oturan ve mikrofona seslenen, muhtemelen Rojava’lı bir kadın.
Sonuç bildirgesini Amara Bawer ve Rakan Şêxê okumuşlar.
Salih Müslüm kendine özgü, yıllar önce Berlin’de giydiklerine benzer giyinmiş.
Salih Müslüm’ü, oğlu Şervan, El Kaide tarafından katledildikten birkaç gün sonra Berlin’de tanıdım.
Berlin Rosa Luxemburg Vakfı binasında yapılan bir toplantıya konuşmacı olarak katılmıştı.
Moderatörlüğünü yaptığım bu toplantıya, kusurlu başlamış ve şehitler için saygı duruşu çağrısında bulunmamıştım.
Az önce tanıştığım ve toplantı tekniğiyle ilgili konuştuğum Salih Müslüm, "şehitler için saygı duruşunu unuttun" ikazıyla, bir şeylere yabancılaştığımı hatırlatmıştı.
Bir saati aşkın konuşmasında, sağlam duruşunu hatırlıyorum; sloganlardan uzak durmuş, varmak istediği durağı ön planda tutmuştu.
Ses tonu vakur duruşlu bir şahsiyete işaret ediyordu.
Özellikle de kurban bir toplumun değil, hayalleri olan umutlu bir toplumun sözcüsü gibi konuşmuştu.
"…bugünün kurbanları, yarının şiddet yanlısı suçluları olabilir" (Peter Waldmann) cümlesinin izini taşıyan söylemlerden uzaktı.
ANF’ye yansıyan fotoğraftaki Salih Müslüm de, eskisi gibi sağlam duruşlu, biraz kederli, geleceği gören ve ırmağı sonuna kadar yüzmek için varolan insan.
Sevindim ve gurur duydum.
Selimferat@web.de