- Korona salgını Türkiye‘de beyin tutulması salgınına mı döndü? Erdoğan son şaibeli manevrasında Arınç’ı konuşturdu. Arınç, bir kez daha buldozerdi.
Birlikte harabeye çevirdikleri coğrafyaya yöneldi.
Kavala’nın tutuklanmasına hayret etti.
Sonrasında Demirtaş tahliye olabilir dedi.
Bu rafine temenni ve tahminleri ilettiği yer, tahmin ettiğinin ötesinde başka bir adresti.
Defans sahasını onlarca yıldır terkeden Gerilla Hareketi, akıllı adam Bülent Arınç’a mı inanacaktı?
Öyle olmadı.
Arınç, Şivan ile Avrupa’da kucaklaştığında da ona inananlar, Özgürlük Hareketi güçleri ve taraftarları olmadılar.
Erdoğan Şivan ve Barzani ile buluştuğunda, AKP’ye bel bağlamış Kürtler’i yeniden ve yeniden ikna etmek için, alışılmış bir sahne oyununu tekrarlamış oluyorlardı.
Bu yeni manevra da tutmadı.
Çok geçmeden Erdoğan, Arınç’a yabancı şeyler söyledi; kurulmamış masayı devirdi:
Kabuk bağlayan Gezi yarası patladı ve:
"Kavalalarla hiçbir zaman bir arada olamayız" dedi.
Sonrasında, siyasi yaşamını sona erdirmek için sıkılmış "ikinci kurşun"u hatırladı:
"Biz Kobanê'yi unutamayız" dedikten sonra, kendisi de geri dönmesi zor bir viraj almış oldu.
Kabanê’nin Erdoğan‘a çekilmiş estetik bir operasyon olduğu biliniyordu.
Şimdi bu ameliyattan geriye, sadece tek Bahçeli kaldığı ortaya çıkıyor.
Artık sadece MHP’nin bir Bahçelisi yok. MHP’li Bahçeli’nin bir inandırıcılık sorunu yok. Ancak AKP’li Bahçeli’nin bir inandırıcılık sorunu var.
Senaryo yazarı Erdoğan, ABD-Berlin-Fransa hattını ihmal etmedi:
Kendilerini Avrupa’da gördüklerini açıkladı.
Bu açıklamayla ne yapmak istedi, beceriksizliği ispatlanmış "Reis"?
Erdoğan, AB’nin Almanya’nın talebiyle Türkiye’ye yaptırım gündemini bozmak için, kazanılmayacak bir poker oyunu başlatmış oldu.
Hep bir oyunun içinde oldukları için, sahne kapanmamıştı ki;
Herkesin Akşener‘i olma yolundaki İyi Parti Başkanı Meral hanım sözü aldı.
Bülent ve Erdoğan çiftinin beyanlarını değerlendirdi ve noktayı koydu:
"Bütün bunlar Türkiye'nin makas değiştirdiğini gösteriyor."
Diyelim ki makas değiştirmek istiyorlar;
Diyelim ki Demirtaş ve Kavala serbest bırakıldı…
İnandırıcı mı olacaklar?
"Batmak üzere olan bir geminin, su üstünde parmakları görünen son yolcusu olarak kalsa" Erdoğan, kendisini kurtaracaklar için değişebilir mi?
Bilmiyorum ancak, kendilerine kulak verilmesi gibi cuzî bir imkanın muhtemel şartlarını görüntülemek istiyorum:
Kobanê sembollü Rojava Özerk Yönetimini kabul eder;
Efrîn’i Türk askerinden arındırır;
Güney Kürdistan’ı işgalden vazgeçip, MİT’e bağlı askeri güçleri geri çeker;
Kayyum’a uğramış tüm Kürdistan kentlerinde, yönetimi HDP’li Belediye Başkanlarına devrederler;
Koruculuk Sistemi’ne son verirler;
Bizzat Erdoğan Dolmabahçe Sarayı’nda devirdiği Masa’yı ayakları üstüne oturtup, o masaya Öcalan’la oturup, bir barış anlaşması imzalar;
TBMM Başkanı, Murat Karayılan’ı bir meclis oturumuna sembolik konuşmacı olarak davet eder;
Türk Genelkurmay Başkanı, Komutan Mazlum Abdî’yi askeri bir törenle kabul ederse…
Belki o zaman kendileriyle müzakereye oturacak birilerini bulabilirler.
Bunun dışındaki herşey laf u güzaf!
paylaş
Selim FERAT yazıları
2021’de değişim
11 Ocak
Beşikçi'ye notlar -II-
4 Ocak
Beşikçi'ye notlar
28 Aralık
Türkiye bu diziyi hak etti
21 Aralık
Hewlêr
14 Aralık
Buna ömür yeter mi?
30 Kasım
Bugün yaşasaydı Seyit Rıza
16 Kasım
Bir kıvılcım olarak Kobanê
2 Kasım
Kobanê devam ediyor hala
28 Eylül
İşgale karşı Rojava’da birlik
21 Eylül
Demirtaş’ı tersyüz etmek!
14 Eylül
Özgürlük nöbetinde Kürt duruşu
7 Eylül
Ebru’nun özgür gökyüzü altındaki çıkışı
31 Ağustos
Kendinden paşa
24 Ağustos
36 yıl önce ve sonrasında 15 Ağustos
17 Ağustos