Garê anayasası

Suat BOZKUŞ yazdı —

  • İktidara geldikten yirmi sene sonra anayasa değişikliği diyorlarsa, bu demokratikleşmek için değil, kendi faşist diktalarını sağlama almak içindir. Erdoğan Garê katliamının, Paris katliamının ve planladığı çok daha kanlı katliamların anayasasını yapmak istiyor.

Tam da yeni anayasa, adli reform vb. konularla kamuoyunu oyalayıp diktatörlüğü güçlendirmek isterken gündeme gelen Gare işgali ve katliamı ile AKP-MHP çetesi suçüstü yakalandı. Erdoğan günler öncesinden sevinçle haber verdiğine göre ortada bir savaş kazası falan değil, tam bir taammüden katliam var. Ortada sadece askeri değil siyasi bir skandal, yenilgi ve bozgun var.

Kirli oyun bütün boyutlarıyla ortaya çıkınca anlaşıldı ki, rehineleri kurtarmak bahanesiyle yola çıkıp şov yapmaya hazırlanan Erdoğan tam bir şaşkınlık içindedir. Erdoğan’a peşin bir zafer garantisi verip bozguna uğrayan Akar-Soylu çetesinin aşırı kızgınlığı ve azgınlığı bundandır. Yine AKP reisinin bu bozgunu eleştiren herkese hakaretler ve tehditler yağdırması da bundandır. Nereden bakarsanız bakın ortada bir suç vardır ve bu suçun üstünü örtmek olanaksızdır. Bu nedenle AKP-MHP reisleri ve suç ortakları kargaşa çıkarıp işi gürültüye vererek yırtmaya çabalıyor. Bu nedenle Güney Kürdistan’a yönelik saldırı ve işgali büyüterek sürdürmek, olası operasyonel başarılara tutunarak halkı kandırmak derdinde.

Ortada her alanda batmış olan müflis bir çetenin diktası var. İçeride kitle desteği ve itibarı hızla eriyen, dışarıda şüpheyle bakılan, verdikleri bilgilere inanılmayan ve her geçen gün daha da batağa saplanan bir çete… Anketlere göre oyları hızla eriyor ve olası bir seçimi kazanma şansı yok. Bu nedenle içerideki her türlü muhalefeti ezmek istiyorlar. AKP-MHP reisleri için en başta HDP ama sadece o değil, direnişçi öğrenciler de, grevci işçiler de, zindanlarda direnen tutsaklar da düşmandır. Yani diktatörlüğe itiraz eden, başkaldıran herkes düşmandır. Bu düşmanların askeri ve polisiye zorla bastırılması kendilerine çözüm gibi geliyor. Bu nedenle Garê katliamıyla ortaya çıkan gerçeklere bakarak yapılacağı söylenen reformların ancak Garê anayasası olacağını görebiliriz.

Erdoğan’ın siyasi şovu ölü doğmuştur. İçte ve dışta kan ve katliamdan başka verebileceği bir şey yoktur. Bütün dertleri bunu bir kahramanlık kılıfıyla örtebilmek ve böylece herkesi de hain ve düşman olarak yaftalayıp susturmaktır. Diktatörlüğünü ancak böyle sürdürebilecektir. Buna karşı tüm demokrasi güçlerinin ve muhalefetin de aklını başına devşirmesi gerekiyor. Erdoğan-Bahçeli diktasının kışkırtmalarına, şantajına ve saldırılarına boyun eğdikleri yeter. Onlara açıkça karşı çıkmadan bu faşist dikta yıkılamaz.

Açık ki, Erdoğan-Bahçeli çetesi yeni ve demokratik bir anayasa derdinde değildir. Onlar HDP’yi televizyonlarında konuk etmeyi bile yasaklayan faşist bir zihniyete sahipler. İktidara geldikten yirmi sene sonra anayasa değişikliği diyorlarsa, bu demokratikleşmek için değil, kendi faşist diktalarını sağlama almak içindir. Halkların özgürlüğü için değil, var olan demokratik kırıntıları bile ortadan kaldırmak için yeni anayasa istiyorlar. İşin daha da vahimi Zati Sungur gibi torbadan kuş tavşan çıkarırken bir yandan dışarıda işgal ve katliamlara, içeride de operasyonlara devam ederek her türlü muhalefeti ezmek istiyorlar. Bunun sonu ne olacak acaba diye beklemekle, faşist çeteye laf yetiştirmekle bu kanlı gidişat durdurulamaz. Bu faşist diktaya karşı olanlar her türlü pazarlığı, oyunu ve oyalanmayı bırakıp bu diktaya son vermenin yolunu bulmalıdır.

Erdoğan Garê katliamının, Paris katliamının ve planladığı çok daha kanlı katliamların anayasasını yapmak istiyor.

Muhalefet ise halkların özgürlüğü ve eşitliğinin, göçük altında can veren maden işçilerinin, Gezi direnişinin, Boğaziçi direnişinin, Garê’de can veren esirlerin, zindanlarda direnen tutsakların, açlıktan kendisini yakan işsizlerin anayasasını yapmalıdır.

İktidar artık ayakta durmakta zorlanıyor. Ama muhalefet de gerçekten muhalefet olamadı. Muhalefet, muhalefet olabilirse bu kanlı diktanın sonu çok daha yakın olacaktır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.