Namlular Garê'de geri tepti

Selim FERAT yazdı —

  • Bu saldırıdan önce Hulusi Akar’ın Almanya Savunma Bakanı’nı resmi ziyaret etmesinin arka planı bilinmezse de bu bağlamda kayda değer bir buluşma olarak not edilmelidir.

Aylardır, körler savaşı olarak tanımlayacağım, tarihi bir kırılma oldu.

Erdoğan’ın militarist ekibi, kelimenin tam anlamıyla ilk kurşunu atan gerillaların kontrol ettikleri Medya Savunma Alanları’na saldırdı.

Medya Savunma Alanları, Kandil, Metina, Heftanîn, Garê, Zap, Zagroslar ve Xakurkê’ye kadar uzanan geniş bir coğrafyayı kapsıyor.

Hulusi Akar denetimindeki Türk ordusu, bu alanların peşmerge ve gerilla güçleri için jeostratejik önemdeki alanlardan biri olan Garê bölgesine saldırdı.

Bu saldırıdan önce Hulusi Akar’ın Almanya Savunma Bakanı’nı resmi ziyaret etmesinin arka planı bilinmezse de bu bağlamda kayda değer bir buluşma olarak not edilmelidir.

Planlanan, on yıllardır süregelen Özgürlük Mücadelesi’nin kurtarılmış alanlarından birini imha etmekti.

HPG ve YJA STAR gerillaları tarafından kontrol edilen alanlardan birinin Türk ordusu tarafından işgal edilmesi, dünyaya Erdoğan’ın kazandığı zafer olarak aktarılacaktı.

Eğer başarsalardı, büyük zafer ilan edeceklerdi.

Şimdiki durumda, daha önce PKK tarafından alıkonan eski asker İbrahim Yaylalı’nın ifade ettiği gibi, "iç siyaset uğruna yapılmış katliam“ oldu.

Ancak şimdiden elde edilen verilere göre, namlular Garê’de geri tepti.

Üç gün boyunca devam eden saldırılardan ve çatışmalardan sonra Halk Savunma Merkezi’nden yapılan açıklamada, bombardımanlar sonucu gerillalar tarafından esir alınmış olan MİT mensubu asker ve polislerden bir kısmının yaşamlarını yitirdiği belirtildi.

Eğer esirleri kurtarmayla ilgili bir operasyon söz konusu olsaydı, askeri harekata gerek olmayacağı ve bir heyet eliyle askerleri teslim almaları mümkün olabilirdi.

Tarihten not: 1991 yılının 5 Ağustos tarihinde Samanlı Jandarma Karakolu’na yapılan bir saldırıyla esir alınan 7 askerle birlikte, Garê saldırısına dek 60 civarında Türk askeri görevlisi, serbest bırakılmış, heyetler üzerinden Türkiye’ye geri getirilmişti.

Garê’de ne oldu?

Bu kez, "Savaşta askerler öldü, krallar konuştu“ (Troy).

Kral’ın adamlarından Soylu, histerik nöbet geçiren cümleler dizerek, daha sonra pişmanlık duyacağı açıklamalarda bulundu.

Kral’ın Kralı Bahçeli, sivil dünyayı, mantığa dayalı bilinç sahiplerini caydıracak tehditlerde bulundu.

Kral’ın muhalifleri, Kılıçdaroğlu, Akşener ve Davutoğlu, Kral’ın muhalifleri olduklarından kuşku uyandıracak açıklamalarda bulundular.

Muhalifler, propagandayla bilinçleri yüksek düzeyde zehirlenen Türkiye toplumunun oyunu kaybetmemek için, Kral’a (Erdoğan’a) biat ettiler.

Peki bu çılgınca saldırı neden yapıldı?

Nedeni: Osmanlı’dan elde kalan Kürdistan’ı kaybetmemek.

Hedef: Rojava ve Kerkük/Musul’a kadar Kürdistan topraklarını ele geçirmek!

Erdoğan’ın asıl stratejik hedefi ise Kürtlerden arındırılmış bir Kürdistan’a hükmetmek.

Bunu Roboskî’den bu yana başarmamış bir adamın, Garê’ye saldırmasını bir çılgınlık olarak tanımlamak safça bir yorumlama olur.

Garê saldırısından sonra konuştuğum emektar eski devrimcilerden biri, Kürdistan’da kentleri, nehirleri (Hasankêf), Diyarbekir’i (Sur), Botan’ı (Cizre) harabeye çeviren Erdoğan’ın Kürdistan’a ve halklarına hükmedemediğini söyledi.

Garê saldırısından sonra açıklama yapan Bahçeli, artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını belirterek, Erdoğan’a destek sundu mu?

Bahçeli’nin sonunu gördüğü Kürt Hareketi mi?

Yoksa sonu gelenler, sonları geleceğinden dolayı Garê’ye saldıran ve orada öldürülen askerlerin ailelerine, Kürdistan halkına hesap vermesi gereken Erdoğan, Bahçeli ve Soylu üçlüsü mü?

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.