Paradoks: YPG ve YPJ Fransa senatosunda 

Selim FERAT yazdı —

  • Bir paradoks olsa bile, deyim yerindeyse en güçlü ve en yoksulun çıkarlarını aynı resim karesine mahkum eden bir tarihi moment var....

Aslında ana konu, Özerk Yönetim Heyeti’nin Fransa Senatosu’nu ziyaret etmesiydi.

Bu resim karesinin daha da önemli dipnotu, Rojavalı iki komutanın gerilla giysileriyle, senatör Pierre Laurent ile görüşmeleriydi.

Basına yansıyan resimde, YPJ sözcüsü Rûksan Mihemed ve YPG sözcüsü Nûrî Mehmûd senato binasının girişinde heyetin diğer üyeleriyle birlikte senatörle poz vermişler.

Senatör, doplomatik bir serüvene imza atan başarılı bir politika mimarı havasında.

Senatörün sağında, silahını bir an önce geçici olarak bir yere bırakan, dünyaya güvenle, tarihe not düştük imajiyla bakan YPJ komutanı Rûksan Mihemed var.

Sol başta, bu senato girişi bana göre olmazsa da, duruşu bu salonu aşan bir dünyayı temsil ediyor edasıyla, gururla bakan YPG sözcüsü/komutanı Nûrî Mehmûd  duruyor.

Görüşmenin Türkiye’de yapılacak seçimlere iki aya yakın süre kala yapılmış olması da tesadüfi değil.

Fransa, Özerk Yönetim’e destek vereceğinin altını çizmiş.

Görüşme konuları arasında Türk devletinin Rojava’ya saldırıları yer almış.

Bu görüşmeden bir gün sonra, Fransa Senatosu‘nda gerçekleştirilen bir resepsiyonda, Halk Savunma Birlikleri (YPG) ve Kadın Savunma Birlikleri’nin (YPJ) DAİŞ terörüne karşı mücadelelerindeki başarılarından ötürü, YPJ Sözcüsü Rûksan Mihemed ve YPG Sözcüsü Nûrî Mehmûd’a onur nişanı verildi.

Bu görüşme bana Che Guevera’nın Küba devriminden 5  yıl sonra, 11 Aralık 1964’te New York’taki Birleşmiş Milletler Zirvesi’nde Küba heyeti adına, kendine özgü giyimiyle yaptığı konuşmayı hatırlattı.

Konuşmanın bir yerinde Che: “Emperyalizmin ve özellikle de ABD emperyalizminin barışçıl bir rolün yalnızca süper güçlerin sahip olabileceği ayrıcalıklı bir hak olduğuna dünyayı inandırmaya çalıştığını” belirtiyordu.

Aradan 69 yıl geçti ve dünyanın süper güçlerinden biri olan Fransa, Kürt İşinsanları Birliği’nin düzenlediği bir resepsiyon için Senato salonunu amade ediyor. Başka bir senato üyesi, Xavier Êkoville, YPJ ve YPG süzcülerine onur nişanı veriyor.

Aynı günlerde basın, Fransa’da şiddetli çatışmalar sonucu yüzlerce kişinin yaralandığı haberlerini veriyor.

Fransa’da 3,5 milyon insanın sokaklara çıkmasıyla birlikte, sis bombalarından kaçan militan bir yürüyüşçü, sağ ayağıyla, haksız dünyaya kocaman bir tekme atarken görüntülenmiş.

Özerk Yönetim Heyeti’nin Senato ile görüşmesinden bir gün önce, sadece Paris’te yapılan yürüyüşe 800.000 kişi katılmış.

Tüm bu resimlerin bir paradoksa işaret ettiğini biliyorum.

Ancak:

14 Temmuz 2015’te Rojava’da bir Film Komünü’nün kurulduğunu buraya not etmek istiyorum.

Ve Özerk Yönetim Heyeti’nin Senato ile görüşmesinden bir gün önce çıkan Qamişlo menşeeli bir haberde, TEV-ÇAND tarafından bir sinema atölyesi başlatılıyor.

Haberin devamında, 8 Nisan’da başlayacak olan Sinema Atölyesi Projesi’ne işaret ediliyor. Bu atölyede Rojava Film Komünü de var.

Bu da Film Komünü’nün 8 yıldır faaliyetlerini yürüttüğünün habercisi.

Başka bir haber ise, Özerk Yönetim’in Halep ve Şehba’ya deprem yardımıyla ilgili. Haberin menşei Kobanê’den.

Resimdeki kamyonların önüne asılan dövizde Kürtçe "hep birlikte insanlık için!“ yazılı.

Ve filmin sonuna geldiğimizi düşünüyorum.

Sahneye bir Pire ile Fil resmi düşüyor.

Fil emperyal bir güç olan Fransa, pire ise dünyanın lanetlilerinin, daha da lanetlisi olarak tanımlanan, Rojava.

Yukarıda resimlenen karelerde, bir paradoks olsa bile, deyim yerindeyse en güçlüyü ve en yoksulu çıkarlarının aynı resim karesine mahkum eden bir tarihi moment var.

Bu Rojava’nın yararına; Fransa’nın çıkarlarına denk düşse bile.

Belki de, bir ispanyol anarşistin deyimiyle, "pire fili yendi!“ mi?

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.