Seçimlere az kala feminist dersler -2-

Hatice ERGÜN Haberleri —

  • Millet İttifakı’nın mülteci/göçmen politikasına bakıldığında açığa çıkan yenilik yalanına, cinsiyet eşitliğinden söz edilirken ne ilgili uluslararası rejimlerin hesaba katılması ne eşitlik vaadine hangi somut politikanın karşılık geldiğinin belirtilmesiyle şüpheli bir mutabakat metni. 

Ya bende tuhaflık var, memlekete binen tuhaf düzeyde ağır havadan kaynaklı olarak ya da ne AKP’nin ne MHP’nin ne BBP’nin seçim beyannamesi var, bundan kaynaklı ki, salt YSK’ya sundukları hamasi protokol var. Belki de ağırlıklı olarak görünen toplumsal ilişki formuna referansla buna gerek duyulmuyor. Hem seçmenlerin yüzde kaçı beyannamelere bakıyor? Vaatleri okumak/duymak yetiyor, olabilir mi? Kürt illeri dışındaki yerellerden gelen seslere kulak verildiğinde ittifaklardan değil, iki siyasal partiden, AKP’den ve CHP’den, iki erkekten Recep Tayyip Erdoğan’dan ve Kemal Kılıçdaroğlu’ndan bahsediliyor. Biraz Muharrem İnce de giriyor resme. Şaşırmıyoruz. Yeri geliyor, CHP’nin Kemalist kökleri yok sayılıyor; asıl Atatürkçü Erdoğan deniyor, ekleniyor. CHP’nin sosyal demokrasi temsilinde yıllar boyunca ve azalıyor olsa da hâlâ başını ağrıtan Kemalist bağlantılar, laikçi duruşu, etnisist milliyetçiliği belki artık seçmen nezdinde etkisini kaybediyor. Belki Mustafa Kemal Atatürk İslamla barıştırılmış oluyor; belki Mehmet Akif Ersoycuların baskınlığını yaşadığımız, adı konmamış bir dönemden geçiyoruz. Ya da zorlamadan, memlekette ana akım (ve/ya da merkez) seçmen davranışının hiç olmadığı kadar romantikleştiğini, hurafecileştiğini, tarihsizleştiğini söyleyebiliriz. Tarihin bu evresinde olağanüstü hâl genel geçerleşir, kapitalizmin sıradanlığına gizli şiddetin çoğunluğa yayılarak görünürleştiği örnekler çoğalır; insan türünde o çok övünülen akıl kendi aksinde somutlanıyor.

Nitekim, CHP sıralarından tacizci eski akademik erkekler kazanılacak yerlerde aday gösterilirken feminist hareketten olup partiye yıllarca emek vermiş kadınlar liste dışı bırakılıyor. TİP inatla ortak aday çıkartmıyor; seçilebilir yerlerden gösterdiği feminist adaylarla yine farkını gösteren HDP soldan doğru devam ederken Hasan Cemal ve Cengiz Çandar’ı aday gösteriyor. Cumhur İttifakı, AKP-MHP-BBP üçlüsüne eklenen YRP ve flört ettiği HÜDA PAR’la toplumsal cinsiyet eşitliği başta olmak üzere eşit haklarla ilgili her talebi, umudu geçersiz kılmaya çıkıyor. AKP’nin kurulduğu yıllarda ve ilk hükümet döneminde kullandığı hak temelli retorik artık işlevini tamamlamış duruyor; bağlantılı olarak uzlaşmacı duruş da. Bunların yerine, Cumhur İttifakı’nın 24 Mart’ta YSK’ya sunduğu ittifak protokolünde İslamcılık, etnik milliyetçilik, teyakkuz hâli ve 2014’teki başkanlık seçim kampanyasından bu yana AKP’nin sabiti haline gelen beka/kurtuluş mücadelesi sürdürülüyor.

Öyle görünüyor ki, Cumhur İttifakı partileri temsillerini 2016’dan başlatmayı tercih ediyorlar. 15 Temmuz darbe girişimi, kitlesel teyakkuz, onca ölüm ve üstüne inşa edilen olağanüstü siyaset formu, sürekli referans gösterilen işgal riski, sürekli arzulanan yeni başlangıç(lar) ittifakın ruhunu açıklıyor. Protokolde İslami, milliyetçi, inşaatçı ve turistik unsurlarla, Covid-19 pandemisinde gösterilen başarı iddiasına başlangıç vurgusu eşlik ediyor. Türkiye’de 1990’ların sonlarından itibaren seçim dönemlerinde sıkça dile getirilen yenilik talebi, gereği, iddiası/vaadi yine yeniden burada.

Hem Cumhur İttifakı’nda hem Millet İttifakı’nda bu iddia var. Millet İttifakı’nın mülteci/göçmen politikasına bakıldığında açığa çıkan yenilik yalanına, cinsiyet eşitliğinden söz edilirken ne ilgili uluslararası rejimlerin hesaba katılması ne eşitlik vaadine hangi somut politikanın karşılık geldiğinin belirtilmesiyle şüpheli bir mutabakat metni. Aynı metin hayvan haklarını ‘sektörel politikalar’ başlığı altına yerleştirmenin anlamsızlığını da içeriyor; hayvan haklarının nasıl savunulduğu anlaşılmıyor.

Öte yandan, Cumhur İttifakı, Ana Muhalefet Partisinin kuruluş yıllarındaki diline kucak açıyor: ülkeyi ‘Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün amaçladığı gibi ‘muasır medeniyet seviyesinin üzerine’ taşıyacağı vaadini veriyor. Yeni olan belki bu; belki bir AKP seçmeninin dediği gibi, ‘Cumhuriyeti onlar [CHP] değil, Atatürk’ tek başına kurmuştur.

Aklın durduğu anlar çoğunlukla kasveti getiriyor. Gelecek yazıda bu kasvetten çıkışın yoluna Yeni Sol Parti’nin beyannamesine, özellikle Kadınların Seçim Beyannamesi’nde görüşmek üzere...

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.