Tahammül sınırını aşan ilk turda kaybeder

Selim FERAT yazdı —

  • Rakibinin Erdoğan’dan en az %10 oy farkıyla seçileceğine dair toplumsal resim kareleri tespit etmek mümkün. Kitlelerin tahammül sınırlarını aşanların kaybettiği bir seçim kavşağındayız. Bu seçim bir yerde dünyanın çehresini de değiştirecek nitelikte.

Erdoğan birinci turda, sondan üçüncü sırada kalacak ve  kaybedecek;

AKP 14 Mayıs’ta ikinci parti olacak.

Rakibinin Erdoğan’dan en az %10 oy farkıyla seçileceğine dair toplumsal resim kareleri tespit etmek mümkün.

Kitlelerin tahammül sınırlarını aşanların kaybettiği bir seçim kavşağındayız.

Bu seçim bir yerde dünyanın çehresini de değiştirecek nitelikte:

Erdoğan kaybettiğinde, Putin Avrupa sahasındaki  tek müttefiği Erdoğan’ı ve böylece Erdoğan’ın Putin’e bahşettiği Türkiye potansiyelini kaybedecek.

Bu sonuç, Türkiye’nin başta Efrîn olmak üzere, işgal ettiği Rojava topraklarından geri çekilmesi anlamına geliyor.

Güney Kurdistan’ın Türkiye yörüngesinden çıkması, Kurdistan’daki iç çatışma sürecinin sona ermesi için devasa bir imkan sunacak.

Erdoğan’ın 14 Mayıs günü birinci turda büyük bir farkla sondan üçüncü olacağına dair önemli belirtiler var.

Erdoğan, Mayıs ayının başında “Benim milletim Kandil’den aldığı destekle cumhurbaşkanı olana bu ülkeyi teslim etmez” cümlesinden birkaç gün sonra, namluyu kendisine çevirdiğinin farkına vardırıldı.

Bu cümleyle halkı iç savaşa teşvik ettiğini biliyordu.

Ancak, kendisi ve ailesinin saraylarda yaşamaları uğruna savaşa sürmek istediklerinin bir sürü değil, sosyal varlıklar olduğunu ona birileri mi hatırlattı?

Hipotez: Herhangi bir gücün Erdoğan’ın anladığı bir dilde, kendisi ve ailesinin mal varlığına el konacağı; kendisinin de yargılanacağıyla ilgili kararlı sözleri caydırıcı oldu.

Böylece, yukarıdaki cümleden bir hafta sonra “Siyasetin özünde var olan tatlı rekabetin siyasi husumete dönüştürülmesine lütfen fırsat vermeyelim“ sözlerini bir özür olarak tercüme etmemek gerekiyor.

Erdoğan frene basmak (!?) mecburiyetinde kalınca, Bahçeli devreye girdi ve "vücutlarına mermi alırlar" açıklamasıyla 7 Mayıs’ta yapılan mitinglerde tekbir getiren ve konuşmacıları taşlayan örgütlü çeteleri hareketlendirmiş oldu.

Erdoğan’ın milletin başkasına ülkeyi teslim etmeyeceğine dair sözleri basına yansıdı ve Avrupa Parlamentosu’nun Alman sosyal demokrat parlamenteri Dietmar Köster‘in “Türk hükümetinin seçimlerden hemen önce demokratik muhalefeti susturmaya yönelik bu bariz girişimini şiddetle kınıyorum“ açıklamasıyla, bir yerde mevcut Alman politikasının altını çizmiş oldu.

Almanya’daki Türkiye uzmanlardan Günet Saufert, Erdoğan’ın rakibinin büyük bir şansa sahip olduğunun altını çiziyor ve deprem öncesi Yunan adalarından birini işgal etmekle tehdit eden Erdoğan’ın sonradan bunu bir kez daha ifade etmediğini belirtiyor.

Son gelişmeler, Erdoğan ve Bahçeli ikilisinin baskı ve şiddeti dikte etmekle, kitlelerin tahammül sınırlarını zorladıklarını gösteriyor.

Anketler, katılan eski AKP’lilerin kendilerini deşifre etmemek için telefon aracılığıyla yapılan anketlerde, Erdoğan’a oy vereceklerini belirtmeleri anlaşılır.

Sokaktaki bir eski AKP’linin alenen Erdoğan’a oy vermeyeceğini söylemesini beklemek, bir akrabası veya kendisinin işinden olmasına denk düştüğünü kabul ederseniz, birçok anket çıktısının kıymeti değerinin olmadığından yola çıkabilirsiniz.

Uyanan Kurdistan, bilinçlenen diğer halklar ve Türk toplulukları Erdoğan dönemine son verecek ana güçler olacaklar.

Erdoğan’ın büyük farkla ilk turda kaybedeceğini sağlayacak olan, eski AKP’li ve kamuoyu nezdinde Erdoğan’ı seçeceğini beyan eden seçmen olacak.

15 Mayıs’tan sonra ne olacağını, onlarca yılın tecrübesine dayanarak konuşan Ahmet Türk’e bırakıyorum: "Kürt halkına yönelik yürütülen bu siyaset 14 Mayıs’ta sonlanacak. O zaman barış ve huzur başlayacak. Her şeyin çözüleceğini söylemiyoruz ama Kürt sorununun çözümü ve faşist iktidarın düşmesi için çalışmalarımıza devam edeceğiz“.

Bir dönem bitecek.

Yeni bir dönem başlayacak ve mücedele devam edecek…

Selimferat@web.de

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2023 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.