- Almanya’nın Kürt politikası ve olasılıklarla ilgili sorular sormuştum. Ali Qazi, kısa cümlelerle cevap vermişti. Karamsar değildi. Kendisinden emindi.
Yıllardır sessizce sormuştum:
Bu büyük Kürdistanlı adam, neden o kadar yaklaşılması zor, neden o kadar ağırbaşlı ve biraz da suskun?
Yerinde espritüel, cümlelerinde kelime enflasyonuyla karşılaşmanız zor, başkaları hakkında konuşmaktan sakınan bu şahsiyeti hep merak ettim.
Bu ayın 10’unda aramızdan ayrıldıktan sonra, dilimin çözülmesine ve bu soruları sormama ben de hayret ediyorum.
Ali Qazî 89 yaşında bize veda etti.
14 yaşındayken babası Qazî Muhammed ve arkadaşları, 11 ay müdafaa ettikleri ilk Kürt Cumhuriyetinin başkenti Mahabad’ın Çarçıra meydanında idam edildiler.
Muhtemelen Ali Qazî çocukken politik eğitim görerek gençlik yıllarına adım atmış ve Mahabad’da yaşanan savaşı bizzat yaşamış ve devasa bir travmanın şahidi olmuştu.
“Son nefesime kadar Kürdistan Bayrağı’nın dalgalanması için mücadele edeceğim” sözü Ali Qazî’nin bir idealini tarif edebilir.
Ancak onun özelliklerini ve çapını betimlemek için bu yeterli değil.
Doksanlı yılların ilk yarısında birçok konferansta ve 1995’te Sürgünde Kürdistan Parlamentosu’nun kuruluşunda karşılaştığımız Ali Qazî’yi 1998 yılında Bremen’de tanıma fırsatı buldum.
1988-92 yıllarında Almanya’daki ilk PKK davasının gözde avukatlarından E.S. devamla PKK davalarına katılmış ve son 1998’de Celle‘de yargılanan "ERNK Avrupa Temsilcisi"nin 7,5 yıl cezaya çarptırıldıktan sonra serbest bırakılmasıyla ilgili, evinde bir nevi kutlama düzenlemişti.
Bu yemekte Ali Qazî’yi tanımış ve sohbet etmiştim.
Almanya’nın Kürt politikası ve olasılıklarla ilgili sorular sormuştum. Ali Qazi, kısa cümlelerle cevap vermişti. Karamsar değildi.
Kendisinden emindi.
Sonrasında Ali Qazi’nin Kürdistan ve özellikle de Almanya’nın Kürt politikasıyla ilgili kilit bir diplomat olduğunu düşünmüştüm.
Doksanlı yılların ilk yarısından sonra Alman Hükümet yetkilileriyle Öcalan ve PKK arasındaki görüşmelerde Ali Qazî’nin rolünün önemini hep düşünmüşümdür.
Ali Qazî’nin Kürdistan’ın tüm parçalarıyla ilgili aynı duyarlılıkta bir duruşu olduğu konusunda hiç kuşku duymadım.
Tedirginlik duyduğu anlarda, soruna çözüm bulmak için çaba sarfettiğini görüyor ve biliyordum.
Üst perdede rol oynayan bir Ali Qazî vardı.
Az sözünün, önemli gelişmelere yol açtığını düşünmüştüm.
Önemli tarihi dönemeçlerde, bir Ali Qazî imzası da vardı.
Nerede ve nasıl rol oynadığı konusunda, kendisinin ve birinci derecede muhattapları dışında bilgisi olanları tanımadım.
Ancak gözlemciler, bu çapı büyük şahsiyetin tarihi rolünü tahmin etmelerine rağmen, içerikle ilgili bilgiden yoksundular.
Ali Qazî bir yerde Mahabad’dan sonra Kürdistan’ın tarihi 75 yıllık "Black Box"uydu.
Mahabad travmasından sonra; "susmak, sır vermemek, planlı olmak; başarmak için itinalı davranmak ve mutlaka başarmak" gibi başlıkların bu şahsiyeti yaşamında önemli rol oynadığını sadece tahmin ediyorum.
Ümit ediyorum ki, kendisi yaşamı ve tarihi rolüyle ilgili geriye bir yapıt bırakmıştır.
Anısı önünde eğilerek, ailesine ve Kürdistan topluluklarına başsağlığı diliyorum.
Selimferat@web.de
paylaş
Selim FERAT yazıları
Paris düşerken
27 Aralık
Unutulmayacaklar
20 Aralık
Ay‘a yolculukta yaya kalan Erdoğan
13 Aralık
Geçen yıldan kalan iki karmaşa
6 Aralık
Büyük planın küçük anatomisi
29 Kasım
Bir kadın konferansı ekseninde
8 Kasım
Linç
1 Kasım
Bir yürüyüşten çıkarımlar
11 Ekim
"Feminist erkeklik”
4 Ekim
HDP startından notlar
27 Eylül
Silahın siyasete dönüşmesi
13 Eylül
Güzel bir tokat!
6 Eylül
Rojava’ya tehdite rağmen
30 Ağustos
Dün ve yarın: 15 Ağustos II
23 Ağustos
Dün ve yarın 15 Ağustos
16 Ağustos