Tek Adam’ın korkusu

Selim FERAT yazdı —

  • Erdoğan kendisini, kazdığı kuyudan çıkaracak adam arıyor. O’nu oradan çıkaracak adres, paradoks da olsa, Kürt Özgürlük/Kurtuluş Hareketi. Diğer güçler pansuman. Yaraları kabuk bağlayacak bir hastanın iyileşmeyeceğini, O tek ve giderek yalnızlaşacak adam da biliyor. Ama son tabloda, biraz da sahnenin son aktörleri oynuyorlar.

Selimferat@web.de

Realitede büyük bir değişim olmadığı müddetçe (Siyasi tutuklular için genel af, Efrîn’den geri çekilme, Güney Kürdistan’ı terketme, Rojava’ya saldırılardan feragat etmek vs.), Kürt Hareketi’nin bu adamın rejimine itibar etmeyeceğini de biliyor.

Türkiye’nin ulusal sorunu, Kürt sorunudur.

Kürt sorunu, Kürtler’in çözebileceği sorun olarak, Türkler’in yükü haline gelmiş bulunuyor.

Bu yükü taşımaktan feragat etmek, Türk ve Türkiye’nin sorunu haline getirildi.

Bu yükü taşımaktan feragat etmeyen bir Türkiye, periyodik olarak histerik nöbetler geçirecek, kronik hasta olarak kalmaya mahkumdur.

Şimdilik bu işin mümessili Erdoğan rejimidir.

Bir tarafı Erdoğan, diğeri ise Kürtler’dir.

Kürtler değişeceği oranda, Erdoğan rejimi de dönüşecek, yadsınacaktır.

Erdoğan rejimine pas vermeyen Kürt toplulukları, O‘nun Kürdistan’daki varlık zeminini ortadan kaldıracak yegane güç olacaklardır.

Kürdistan’da kendisini taşıyacak topluluklar bulamayan Erdoğan’ın bineceği bir Kürt eşeği bile bulamayacağını iddia etmek için, kahin olmak gerekmiyor; Bu da Erdoğan’ın asıl korkusu!

Bunun bir de uluslararası boyutu var. Bir de Erdoğan’ı sıkıştığı birkaç kavşakta, uçuruma gitmekten kurtaran Almanya oldu…

Türkiye veya Erdoğan’ın konuşmak istemedikleri konular: "Ulusal sorunlar.“

Bu açıklamayı yapan Almanya Dışişleri Bakanı Maas.

"Ulusal sorunlar“ derken?

Ana başlık, Kürt Sorunu (Rojava, HDP, AİHM/Demirtaş…), devamı…

Türkiye’yi ziyaretinden sonra, gazetecilerin sorularına cevaben Maas, Türkiye’deki tecrübelerine dayanarak, ulusal konularla ilgili, "en iyisi bunları ifade etmemek“ olduğunu belirtti.

Bir zamanlar Almanya Dışişleri Bakanı Gabriel’in Mevlüt’e çaycılık yapması sonrası ibresinin düşmesinden sonra, Maas’ın nasıl bir iniş yaşayacağı konusunda, SPD bünyesindeki Kürt kolonisinin de bir fikri yok.

Son olarak Erdoğan’ın uluslararası alanda köşeye sıkışmış pozu, Saray’a rağmen sığınacak korunak arayan bir Erdoğan’ın portresine işaret ediyordu.

Daha önce Ürdün ve Mısır’ı ziyaret eden Maas’ın Türkiye ziyaretinde, Mevlüt Çavuşoğlu’na bir Osmanlı ibriği hediye edip etmeyeceği yorumlara açıkken…

Çavuşoğlu, alaylı bir üslupla Maas’ın herhalde artık Özil’in "Başkanla görüşmesine karşı“ bir itirazının olmadığını belirtmesiyle birlikte, Erdoğan’ın Almanya/Maas’ın ziyaretinde cesaret aldığı izlenimini vermişti.

Ancak, emperyal güçün adamı Maas kıvrak bir zekayla, Özil için "öncelikli olarak kendi antrenöriyle görüşmesinin“ daha iyi olacağını, belirtmişti.

Haberle ilgili bir okuyucu tarafından yapılan yorumlardan birinde, “Ah. Neo-Osmanlı İmparatorluğu’nun Sultanına sarılmak! Hayır, bu iş bu şekilde yürümez!“ notunu düşmüş.

Eklenecek birşey var mı?

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.