TKP mi Şeyh Said mi?

Selim FERAT yazdı —

  • Aradan yüz yıla yakın süre geçti, Şeyh Said’in adını Kurdistan’daki ulusal ve toplumsal kurtuluş mücadelesine karşı konuşlandırmak isteyen güç: Kolonyal faşizm. Sömürgeciliğin koalisyon güçlerinden biri de, bu son örnekte TKP.

Şeyh Said’in mekanı Palo’ya komşu Diyarbekir’deki TKP, işgal altındaki topraklardan pay, icazetli kolonizatör bir güçtür.

Diyarbekir Dağkapı Meydanı, Mayıs 1925’te Şeyh Said ile birlikte asılan 46 Kürt’ün idam edildikleri kentdir.

Aradan 98 yıl geçti ve bu kentte TKP levhasını siper edinerek, kendilerini “Diyarbakır'ın Komünist Kürtleri olarak“ tanımlayanlar ilerici mi?

Son istediği sorulduğunda, “Dünya yaşantımın sonu geldi. Kendimi milletimin yolunda feda ettiğime hiçbir şekilde pişman değilim. İleride torunlarımızın bizden dolayı düşman önünde utanç duymamaları bizim için yeterlidir” diyen Şeyh Said, Diyarbekir’li “komunistler“in savunduğu Cumhuriyet’e karşı savaşmıştı.

Ve Diyarbekir’deki TKP’liler Şeyh Said başkaldırısının motor gücünün  “Kürt İstiklal Cemiyeti“ ve Şeyh Said’in yoldaşlarının Kemal Fevzi, Seyit Abdulkadir’in oğlu Seyit Mehmet, Cibranlı Halit Bey olduğunu bilmiyorlar mı?

Başkaldırının start tarihinin 21 Mart (Newroz) olarak seçilmesinin , “Cumhuriyet'e karşı saltanatı, laikliğe karşı hilafeti savunmak“ mı oluyor?

Şeyh Said bağlamında, Diyarbekir’deki TKP ve “Kürt komünistleri“ ve “İstiklal Mahkemeleri“ Şeyh Said’i müşterek çapraz ateşe almış oluyorlar.

Diyarbekir, Genç, Muş, Ergani, Urfa, Siverek, Van, Hınıs, Bingöl ve Hakkari gibi direniş merkezlerini de kapsayan başkaldırının hedefi, İngiliz ve Fransız emperyalizminin desteğiyle kurulan Kemalist sömürgeciliğe karşıydı.

Aradan yüz yıla yakın süre geçti, Şeyh Said’in adını Kurdistan’daki ulusal ve toplumsal kurtuluş mücadelesine karşı konuşlandırmak isteyen güç: Kolonyal faşizm.

Sömürgeciliğin koalisyon güçlerinden biri de, bu son örnekte TKP.

Devamı var:

Neden Diyarbakır Kayyum Belediyesi yapılacak yeni bir yola Şeyh Said ismini vermek istiyor?

Ve neden Erdoğan durup dururken “Kürtçe yasak mıydı? Yasaktı. Önünü biz açtık“ dedi?

Ve neden önü açılan Kürtçe (?) Diyanet İşleri Başkanlığı 8 dil seçeneği arasında “önü açılan“ kürtçeye yer vermemiş?

Ve neden sömürgeciliğin icazetiyle işgal topraklarının başkenti Diyarbekir’de TKP levhasının asıldığı bir barınak var?

Kayyum Belediyesi’nin kabrinin nerede olduğu devletçe saklanan, Şeyh Said’in adını kullanması, mızrak ucunda bir ironidir.

Başaracaklarını  bildiklerinden değil, az da olsa Diyarbekir’de AKP’ye kapılarını kapatmak üzere olan islami bir kesimi yeniden kazanmak için sahneye konan küçük bir oyun sahnesi.

Bundan dolayı da son yirmi yılın as döneklerinden Galip Ensarioğlu,  Şeyh Said’in yirmili yılların en kapsamlı Kurdistan ayaklanmasının önderi olduğunu saklı tutarak, O’nu sadece “büyük bir alim, kanaat önderi“ olarak betimledi ve böylece deyim yerindeyse Kurdistan kalesine AKP adına; Erdoğan azmiyle gol atmak için start aldı.

Yeni oyun Diyarbekir’de sahnelendi.

Ve Diyarbekir’deki TKP : “kentimizin yollarında, sokaklarında, caddelerinde Cumhuriyet düşmanı, ağalık ve aşiret yanlısı hilafetçilerin isimlerinin“ taraf olmadıklarını yazdılar.

Ve eklediler: “Cîgerxwînlerin, Musa Anterlerin, Yılmaz Güneylerin isimlerini yaşatmak için mücadele edeceğiz".

“Kürt Komunistleri“ özellikle Cigerxwin ve Musa Anter’in Kurdistan Kurtuluş Mücadelesinin Şehy Said, Seyit Rıza (Dersim) başkaldırılarının tecrübesi ve birikimleri üzerinde yükseldiğini ve bu iki başkaldırıyı politik kimliklerinin simgeleri olarak andıklarını bilmiyorlar mı?

Ya da bu  “Kürt Komünistleri“ Palo’da bindikleri bir eşekten düşerek hafıza kaybına mı uğradılar?

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.