Yanan Dersim/eriyen Erdoğan

Selim FERAT yazdı —

  • Ne dersiniz, Dersim yangınıyla, eriyen Erdoğan arasında bir bağlantı yok mu? Yani bir tehlikenin, diğer tehlikeyle ilişkisi?

 

Dersim’deki yangın 18 Ağustos’ta başladı.

Hükümet sessiz kaldı.

Gündem aslında Dersim olmalıydı.

Varsayım:

Dersim yakılmadan önce gündemdi.

Gizli bir kol şartele bastı ve meçhul adamlar ağaçları ateşe verdiler.

Sonra, gündemi durdurdular.

Bu drama Ankara’nın imza attığıyla ilgili hipotez, tarihi hafızaya uygun.

Ankara nasıl bir adım atacak, gibi bir soruya gerek kalmadan;

Türkiye’nin nabzı Afganistan’a kaydı.

Dersimliler susmadılar.

Dersim’den gelen Milletvekili’nin açıklamasına göre, yangın askeri bir operasyon sonucu çıkmış.

Meclis araştırma yapmadı.

Hafızada, 90’lı yıllar var.

Ordu güçleri ya ormanı kendileri yakıyor;

Ya da anlaştıkları müteahhitlere ormanın tümünü, ağaçları kestirilmek üzere ihale ettiriyorlardı.

Varto’nun Omeran ve Kasıman köylerindeki ormanlar böyle yok edildi.

Ağaçların yeniden yeşermesi 30 yıl sürdü.

Dersim yandığında, siviller söndürmek istediler.

Devlet güçleri izin vermedi.

Paradoks bu ya; Tayyip, komşu Kürdistan’ın Dersim’inde çıkan yardımı hiç duymamış gibi yaptı.

Kürdistan’ın Dersim eyaleti, Türkiye’den yardım alamadı.

Ancak komşu Afganistan’da da yangın vardı.

Ve Türkiye Reisicumhur’u açıklama yaptı:

"Türkiye olarak derdimiz şu; Afganistan süratle toparlanmalı. Biz her türlü desteği vermeye hazırız“.

Aynı günlerde, Metropol Araştırma Merkezi’nin yaptığı anket sonuçları açıklandı.

Buna göre, Recep Tayyip’in yüzde 10,1’lik bir oy kaybına uğrayarak, sadece yüzde 38’lik bir desteğe sahip olduğu açıklandı.

Ve aynı dönemde, ironik bir gelişmeyi not ettik.

Erdoğan’ın eski yol arkadaşı Ali Babacan Erdoğan’ın “Nereye geldik“ sorusuna cevap verdi:

“Kendisi hiç zahmet etmesin, biz yanıt verelim. Yolun sonuna geldiniz“.

Böylesi bir cevabın kıymeti harbiyesinin olmadığını, Erdoğan’ın çöküşünü izleyenler açısından kayda değer buluyorum; velakin Babacan’da yolun sonuna gelmiş bulunuyor.

Bu eski hikayeleri dinleyecek kulakların olmadığı umudunu yüksek tutuyorum.

İlginç ya, aynı kaderi paylaşan başka bir devlet adamı, Brezilya Devlet Başkanı Bolsonaro da kaybedenler arasında. O’nun da destek oranı yüksek ölçüde düşmüş.

Daha realist mi bilmiyorum:

Ancak, geleceği için üç seçenek sayıyor:

Tutuklanmak;

Öldürülmek;

Zafer.

Giderken bile forsunu bozmak istemeyen Bolsonaro, mat etmek için taşı yerinden oynatmayı unutmuyor:

Hapsedilme riskine kafa tutarak: “Dünyada hiç kimse beni tehdit edemez!“ notunu düşüyor.

Erdoğan erirken neler yapıyor?

İlk akla gelen varsayım: “Tesadüf“ ya Dersim’i yakmak için talimatı kim verdi?

Dersim yanınca, Kürtler yanıyorlar ve bunun adı da: “ölsünler, yok olsunlar“ oluyor.

Türk ordusunun 17 Ağustos’ta Şengal’deki bir hastahaneyi bombalaması, gelen son haberler arasında.

Dersim’de yangının çıktığı alandaki ağaçların 10 ila 30 metre yüksek olduğunu bildiren Ovacık Belediye Başkanı, “Büyük tehlike bekliyor bizi“ diyen de aynı Belediye Başkanı.

Ne dersiniz, Dersim yangınıyla, eriyen Erdoğan arasında bir bağlantı yok mu?

Yani bir tehlikenin, diğer tehlikeyle ilişkisi?

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.