'Genç yargıçlar' rahatsız mı?
Suat BOZKUŞ yazdı —
- Görünen o ki, “Genç askerler” yeniden görünür olana kadar başka “gençler” devreye girecek. Son kargaşada ortaya çıkan “Genç yargıçlar” kararı bunu gösteriyor.
Eskiden ortalık karışmaya kızışmaya başlayınca merkez medyada dedikodular başlardı. “Genç askerler rahatsız” başlığı altında ordunun talepleri üstü örtülü olarak dile getirilir ve hükümete aba altından sopa gösterilirdi. Genç askerler dedikleri de teğmenler-harbiyeliler falan değil, Genelkurmay Başkanı’nın altında emekliliği yaklaşmış orgenerallerdi. Durum böyle olunca bir uzlaşma olmazsa, iş açık ya da kapalı darbeye kadar giderdi.
Buna tepki olarak bir dönem “Genç siviller” adıyla bir girişim başlamıştı. Bu girişim fazla bir iz bırakmadan, 15 Temmuz çakma darbe girişimi madara olunca artık “Genç askerler” görünmez oldu. Ama görünen o ki, “Genç askerler” yeniden görünür olana kadar başka “gençler” devreye girecek. Son kargaşada ortaya çıkan “Genç yargıçlar” kararı bunu gösteriyor.
Daha yüzüncü yıl kutlamalarının gürültüsü kulağımızda çınlıyor. Cumhuriyetin başarıları üzerine atılan bunca nutuktan sonra, devletin zirvesindeki kargaşa ve yargı organlarının birbirine girmesi birçok konunun yeniden tartışılmasını gündeme getiriyor. Özal zamanında gündeme gelen ama statükocular tarafından kanla bastırılan “İkinci Cumhuriyet” tartışmaları ikinci yüzyılda gündeme yerleşecek gibi.
Bir yandan yüzüncü yılı şatafatlı gösterilerle kutlarken bir yandan da ironik olarak "beka sorunu var" diye korku yayanların gösterdiği bir gerçek var. Aradan geçen yüzyıla rağmen hala beka sorunu olan bir cumhuriyet halka dayanmıyor demektir. Ama bunun nedeni sisteme muhalefet eden demokrasi güçleri değil, sisteme yerleşmiş ve ele geçirmiş olan kanserojen yapıdır. Bu çeteleşmiş yapı devletin her kurumunu içten içe çürütmüştür.
Eskiden ne kadar eleştirilse de, karşı çıkılsa da “genelde bağımsız yargı”ya bir güven vardı. 12 Eylül faşizmi döneminde bile yargı bu kadar ayağa düşmemişti. Basına yansıyan dedikodular bile yargı sisteminin çürümüşlüğü üzerinden cumhuriyetin durumu hakkında bir fikir verebilir. Zaten yargı içindeki mafyatik yapılar uzun süredir tüm gözlere batmaktaydı. Erdoğan-Bahçeli diktası soygunlarını sürdürebilmek ve kendi çete iktidarlarını kurtarmak için yargıyı sopa olarak kullanmayı alışkanlık haline getirmişti. Yanına Çakıcı, Zorlu gibi çete şeflerini alan Bahçeli hem onları koruyor hem de kullanıyordu. İstediğini yargının elinden alan, istediğini yargı eliyle zindana attıran Bahçeli, son dönemlerde her fırsatta Anayasa Mahkemesi’ne saldırmayı ve kapatılmasını istemeyi alışkanlık haline getirmişti. Çünkü hukuk ve bağımsız yargı olduğu ölçüde çete iktidarları tehlikede demekti. Memleketi Cibali karakoluna çeviren Erdoğan-Bahçeli diktası için yargı organları lüks haline gelmişti. Kendi keyiflerine göre karar verirse ne ala, yoksa her fırsatta AİHM ve Anayasa Mahkemesi’ne saldırmayı kahramanlık saymaya başlamışlardı. Açıkça uyulmayan yargı kararları bir yana yargı organlarına hakaret, tehdit ve her türlü saldırı vaka-i adiyeden olmuştu. Adliye saraylarına “Adalet mülkün temelidir.” yazmakla adalet sağlanamıyor. Hukuk ve bağımsız yargı olmayınca adalet olmaz. Adalet olmayınca da mülkün temelleri sarsılır.
Demokrasi, güçlerin ayrılığı ve yasama-yürütme-yargı erklerinin bağımsızlığına dayanır. Türkiye’de bütün bu ilkeler ve kurumlar alt üst olmuş, Yargıtay’ın 3. Dairesi, AYM’ni tanımadığını açıkça ilan edip meclise de meydan okumuştur.
“Yüzüncü yıl”ında en yüksek yargı organları, yasama ve yürütmesi birbirine girmiş bir cumhuriyet kusursuz sayılabilir mi? Yoksa bu cumhuriyet en kısa sürede demokratik bir cumhuriyete mi dönüştürülmeli? Cumhuriyetin kaderini belirleyecek olan bu mücadeledir.
Cumhuriyetin birinci yüzyılı “tek, tek, tek“çi kafayla tekledi gitti. Bir yüzyıl boyunca herkesi Türk, Sünni Müslüman yapmak için devlet gücüyle her yola başvuruldu. Sonuçta, müzmin beka sorunuyla muzdarip olan bir “cumhuriyet“ ortaya çıktı.
Bundan ders çıkartılırsa, ikinci yüzyılda “Demokratik Cumhuriyet“e dönüşebilirse-dönüştürülebilirse, cumhuriyet beka sorunundan kurtulup tüm halk tarafından kutlanabilir olacaktır.