Kadın düşmanlığı, dincilik ve ırkçılık

Suat BOZKUŞ yazdı —

  • Bütün farklılıkların eşit ve özgür olarak yaşayabilecekleri bir sistemin kurulması için şartlar hızla olgunlaşmaktadır. Kadın düşmanı, ırkçı-dinci-mezhepçi gericilik bunun önünde duramayacaktır.

Kağıt üzerinde ne yazarsa yazsın, iş uygulamaya gelince katı bir kadın düşmanlığı, dincilik ve ırkçılık beyinlerimizin kıvrımlarına kadar ya da iliklerimize kadar işlemiştir.

Toplumsal yaşamdaki her kritik aşamada bu gerçek görülüyor. Her sıkışmada damarlarımızdan “asil bir kan” değil de, bu cerahat fışkırıyor.
Saygıyla andığım Çetin Altan, bu durumu eleştirirken çok önemli bir vurgu yapardı:
-Batıda birisine nesin diye sorsan size doktorum, hemşireyim, öğretmenim, marangozum, fırıncıyım vb. mesleğini söyler. Türkiye’de ise Türk’üm, Müslüman’ım der.

Yani kendi eğitim ve emeğiyle kazandığı bir vasfı değil de, hiç bir emeği olmadan, doğuştan ve tesadüfen sahip olduğu kimlik özelliğini öne çıkarır. Bununla övünür ve bununla üstünlük taslar, avunur.

Farklılıklar üzerinden yapılan ayrımcılık ise toplumları bölüp parçalayıp birbiriyle çatıştırmanın en kolay yoludur. İnsanların doğal farklılıkları üzerinden ayrıştırılmaları egemen sınıfların işine gelen ve olabildiğince kışkırttıkları bir alandır. Böylece egemenliklerini kolayca sürdürebilir, sonu gelmez savaşlar için savaşacak asker bulabilir ve onları ölüme gönderebilir.

Son günlerde Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı ihtimali üzerinden gündeme getirilen tartışmalar bu açıdan ibret vericidir.

Kılıçdaroğlu aday olur mu-olmaz mı bilemem. Aday olursa da, Kürt-Alevi kimliğine göre değil sosyal-siyasal yapısına ve programına göre karar vermek gerekir. Ama Türkiye’de ısrarla Kürt ve Alevi olması üzerinden itiraz edilmekte hatta kışkırtmalar yapılmaktadır. Aslında bu zihniyet yeni bir şey de değildir. 85 milyonluk Türkiye’de, Alevilerin ve farklı ulusal, dinsel kimliğe sahip olanların fiilen vali, emniyet müdürü, genel müdür, general olamadığı ve bunun da kanıksandığı herkesin bildiği bir “sır”dır. İşte Kılıçdaroğlu’nun daha adaylığı kesinleşmeden kopartılan fırtına bunu bir daha göstermiştir. Bir de, şu unutulmamalıdır ki Kılıçdaroğlu’nun olası adaylığına CHP dışındaki dinci-ırkçı akımlar kadar ve belki de ondan daha çok CHP içindeki ırkçılar da karşı çıkacaktır. Gerçi karşı çıkanların hiç birisi bu gerekçeyle karşıyım demiyor. Tam tersine suret-i haktan görünerek “Olsun ama reel politika var, kazanamaz” bahanesiyle karşı çıkıyor ki, bu tam da özrü kabahatinden büyük denilen bir durumdur. Alevi bir aday Diyarbakır’da, Mardin’de, Van’da kazanıyor da, niye Türkiye’de kazanamıyor? İşte burada işin püf noktası yani sistemin ırkçı-dinci ve kadın düşmanı kireçlenmiş temeli ortaya çıkıyor.

Erdoğan, dinci kışkırtmalarla İstanbul sözleşmesini keyfi bir kararla iptal edince Kadın örgütleri ve farklı partilerden kadınlar isyan etti. Danıştay’daki davada savcı Erdoğan’ın kararının hukuka aykırı olduğu için iptalini istedi. İki duruşma sonra karar verilecek.
Bu arada Erdoğan’ın emriyle HDP’ye ve muhalefete yönelik polis operasyonları, Rojava ve Güney Kürdistan’a yönelik askeri işgal provaları-saldırıları sürüyor.

Erdoğan seçimler yapılmadan sahaya hakim olmak yani seçimi kazanmak ve iktidarda kalabilmek, saltanatını sürdürebilmek için her türlü oyunu oynuyor. Hukuk dışı saldırılarını sürdürüyor. Bütün bunlar kaçınılmaz sonunu, değiştirebilecek mi? Bu konuda afaki hükümler savurmak gerçekçi olmaz. Ancak halkların ve tüm ezilenlerin birleşik gücü her türlü gericiliği yıkacak güçtedir.

Bütün ezilenlerin, bütün farklılıkların eşit ve özgür olarak yaşayabilecekleri bir sistemin kurulması için şartlar hızla olgunlaşmaktadır. Kadın düşmanı, ırkçı-dinci-mezhepçi gericilik bunun önünde duramayacaktır.

Toplumdaki farklılıkları ayrıştırma ve çatıştırma siyaseti güden gerici diktatörlüğe karşı halkların özgürlüğüne dayanan, demokratik bir toplumun oluşması süreci gündemdedir.

Bunun için her alanda dişe diş bir mücadele veriliyor. Bu mücadele olmadan hiçbir şey kazanılamaz.
 
suatbozkus@gmail.com
twitter.com/suatbozkuş

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.