15 Ağustos’ta Başûr nereye? 

Selim FERAT yazdı —

  • Barzani’ler (KDP), o ülkenin Kurdistanlılara mı yoksa Türkiye’nin bir vilayeti mi olduğu ikileminde sıkışan defacto bir yapı olduklarını gizlemeden, sırtlarını Türkiye’ye dayamış pozdalar.

-I-

Bilinen:Türkiye’nin sınırdışı yeni müstemlekesinin Güney Kurdistan olduğu.

Bir Osmanlı hayaleti canlandı gibi.

Bir Osmanlı Sancağı gibi duruyor Güney Kurdistan.

Başındakiler, bir Osmanlı Vilayeti’nin valileri pozunda.

Önemlisi, kuzeyinde Başkent Diyarbekir’in;

Daha da önemlisi, kuzeybatısında, Rojava Kantonları’nın olması.

-II-

Bu hikayeyi biz de bir yerden tanıyoruz.

Eskilerdeydi:

Bir zamanlar Osmanlı Musul, Kerkük, Sincar ve Süleymaniye’ye “Sancak“ ünvanı vermişti.

Tarihe bakarsak:

Musul Vilayeti’nin doğusunda İran, Kuzeyinde Diyarbekir sancağı;

Güneyinde Bağdat, batısında Şam, Kuzeybatısında Halep Vilayeti vardı.

Yer yerinden oynadı.

Adına “büyük siyasi patlama“ koyduğum bölüşüm savaşından sonra, Kurdistan dört parçaya bölündü.

-III-

Her Kurdistan parçası, sosyal psikolojik olarak, birbirine yabancılaşarak, bir başka şekillendi.

Ve adına „büyük uyanış“ diyebileceğimiz Gerilla savaşından sonra, Kurdistan  parçalarını sosyal olarak birbirine bağlayan toplumsal bir örgü oluştu.

Biz bunu “politik nüfus“un doğuşu olarak adlandırıyoruz.

Politik nüfus, ezilen sınıflar temelinde oluşan “ulus“ olmaktadır.

Bu politik nüfusun oluşumu Kurdistan’da yeni bir kutuplaşmanın da başlangıcını oluşturdu.

15 Ağustos Atılımı’yla birlikte alttan gelen bu dalga, Kurdistan’ın dört parçasında ortak bir bileşke çerçevesinde, yeni bir sosyo-psikolojik biçimlenmenin de başlangıcını oluşturdu.

-IV-

15 Ağustos 1984’ten bu yana 40 yıla yakın bir süre geçti.

Gerilla başkaldırısının yarattığı “büyük uyanış“ın oluşturduğu iki sivri kutup var:

Birincisi, oluşan politik nüfusun yapılanması, kendi kaderini belirlemesi çerçevesinde oluşturduğu Rojava Kantonları.

İkincisi, Türkiye’nin Osmanlı’ya dönüş projesi kapsamında yeniden işgal girişimiyle ele geçirdiği ve bir yerde sancaklaştırdığı Güney Kurdistan.

-V-

“Kimdir bu Ali Avni?“ 18 Ağustos tarihinde YÖP’ya manşet olan adam, örtülü bir Sancak Valisi gibi.

Hakan Fidan 15 Ağustos’tan sonra, Musul Vilayeti’ni ziyaret edecek bir Sefir gibi, Kurdistan Bölgesi’ni ziyaret edecek.

Barzani’ler (KDP), o ülkenin Kurdistanlılara mı yoksa Türkiye’nin bir Vilayeti mi olduğu ikileminde sıkışan defacto bir yapı olduklarını gizlemeden, sırtlarını Türkiye’ye dayamış pozdalar.

Bu pozu Ali Avni duruşuyla basına yansıtıyorlar: Hakan Fidan’a “yadîgar“ Avni’nin Türkiye’ye “Gerilla önderlerini vurun!“ çağrısıdır. Tarihi soru: Güney Kurdistan nereye?

-VI-

Eski Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanı Christopher, DSG Genel Komutanı Mazlum Kobanî ile biraraya geldi.

Bu da oluşan politik nüfusun zenginliklerinden bir poz.

Bu pozun tersi, Hakan Fidan ile bir zamanlar Mesud Barzani’nin Başkanlık sarayında karşılaştığım, Başkanlık Konseyi Başkanı, daha öncesinde Berlin’de reservde duran ve şimdilerin Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ile vereceği poz.

Birbirine ters düşseler de,  Ağustos Gerilla Mücadelesinin yarattığı sosyal depremin etkilerinin ortaya çıkarttığı iki zıt poz!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.