Bir gecede neler oldu?

Selim FERAT yazdı —

  • Nasıl oldu?
  • Kim ne yaptı?
  • Nasıl oldu da, kötülük toplumsal olarak kısmen de olsa hala revaçta?
  • Bu sorulara cevap verilmesi gerekiyor.

Şoke eden gelişmeler ve Erdoğan’a dayalı şiddetin Türkiye’ye agresif yansıması beklenmiyor muydu?

Beklendiğini tahmin ediyorum.

Biçimi üzerinde yorum yapmak mümkün ama, bir biçimde toplumsal muhalefete karşı şiddetin yaşama geçirileceği biliniyordu.

Kurdistan’da, özellikle de Cizre’nin bir gece boyunca işgal edilmesi, gaz kullanılarak sokağa çıkma yasağı  uygulanması sıra dışı bir ihtimal olmadı.

Sonuçlar ne olursa olsun, düştüğüm notları aktarmak istiyorum:

1. Avrupa’da yaşayan birçok Kurdistan’lı ve Türkiyeli’nin ülkelerinde yaşayanlarla haberleşmelerinde, haberleştiklerinin başına beklenmedik bir şeylerin gelmemesi için imtinalı davranmaları, seçim öncesi tablo için önemli bir görüntüydü.

2. Kötülüğe övgüyü, bir kez daha "kötülüğün sıradanlığı“nı çağrıştıran bir olgu olarak algıladım.

3. Devlet’e bağlı bir ajansın, verileri manipüle etmesinin olağanüstü gösterilmesinin şaşırtıcı olmasına şaşırdım. Başka bir şey mi bekleniyordu?

4. Hile ve yasakların kitleleri caydırmak için kullanılması, normal siyasi bir gelişmeydi. Bu Türkiye’nin nasıl bir geçmişten geldiğine dair önemli bir işaret.

5. Korkuyu dikte eden bir Cumhurbaşkanı’nın birinci turda yüzde on farkla tahtından indirilmemesi, "istiklalimizi ve istikbalimizi teslim etmeyeceğiz“e denk düşen, arka planda Türk ordusu ve güvenlik güçlerinin sahaya inecekleri tehdidiyle mümkün oldu.

6. TIP dışındaki Türk sol partilerinin yüzde 1’in altında kalması, düşündürücü bir sonuç.

7. Bu seçimde Erdoğan’ın stratejisinin ana ekseni Kurdistan’a yüklenmekti. Özellikle „Kandil“in propogandanın sivri teması olması, özellikle Türkiye’nin büyük kentlerinde belirleyici olmazsa da, rol oynadı.

8. Her şeye rağmen, Kandil (Kurdistan) bu seçimlerde belirleyici bir rol oynadı.

9. Ermeni soykırımı yıldönümünden kısa bir süre sonra, 14 Mayıs’ta bir Ermeni’nin sembol olarak halkını temsil etme şansına sahip olmaması düşündürücü olmalı…

Ve seçim boyunca, „Türk parlementosuna oy vermek, Kurdistan’a ihanettir“ cümlesinin de içinde olduğu birçok uyarı aldım.

Bunun için söyleyeceklerim:

Kurdistanlılar kendi kaderlerini tayin etmek için, onlarca yıl Dağ’lardan kopan bir umutla, kentlere indiler;

Yıllar boyu, köylerinde, kentlerinde, kendilerinin belirledikleri tarzda yaşamak için direndiler:

Kurdistan ve Türkiye haklarının aynı bölgede, birbirleriyle barış içinde yaşayabilecekleri projelerin temellerini attılar.

Böylesi bir proje olan Rojava’daki özerk yönetim, dünya halkları ve devrimcileri için tarihi bir konak oldu ve olmaya devam ediyor.

Kurdistan’daki toplumsal dönüşüm, komşu halklarında öğrendikleri ve öğrenecekleri, geleceğin vazgeçilmez bir projesi olarak devam ediyor.

Lenin’in güzel bir sözüyle sonlandırmak istiyorum:

"Teori gri, yaşam yeşildir“.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.