“Büyüyünce ne olacaksın?” Zarok: “Öcalan olacağım”

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Önderlik halkın özgürlük aşkı ve isyan iradesidir.
  • “Önderlik” Kürt halkının ulusal ve sosyal kollektif bilincidir. 
  • O nedenle “Öcalan’a özgürlük” demek, Kürdistan’a ve halkına özgürlük demektir.

Biz “tek adam” rejimine karşıyız ya… Bir zamanlar TKP’nin “aşırı yenilenmeci” kanadına mensup eski bir arkadaşım, “tek adama karşısın iyi de neden PKK’nin ‘tek adamı’na karşı çıkmıyorsun” diye beni eleştirdi.

Ne yalan söyleyeyeyim, o ana kadar Öcalan’ı “tek adam” diye düşünmediğim için önce şaşırdım. Derler ya, “nutkum tutuldu”.

O devam etti: “Güya o sıralar sen de Stalin’in ‘tek adamlığına’ karşı çıkıyordun, bakıyorum da sen hala Stalincisin.”

Vay canına. Gerçi genç yaşlarımda sıkı Stalinciydim. Stalinin yazdığı “Leninizmin ilkeleri” kitabını yutmuştum. İçimden “sakın Stalincilik bilinç altıma işlemiş olmasın” diye geçirmedim değil.

Allahtan imdadıma Quto yetişti. Gündem gazetesinde Karikatür kahramanı iken canlanıp, benim en yakın dostum olmuştu. O bir zaroktu.

“Veysi abê dedi, Öcalan ‘tek adam’ değil, çok insan, ben de büyüyünce Öcalan olacağım”.

Aklım başıma geldi.

O anda 27 Mayıs darbesi günlerine gittim. Bizim evdekiler Demokrat Parti’yi tutuyordu. Onaltı yaşımdaydım.

Menderes “tek adamdı.” Taraftarları çocuklarını bile onun için kurban etmeye kalkıyordu. Milyonlar peşindeydi.

Derken darbe oldu. Eskişehir’de yakalandı. Yassıadada hapse atıldı. Babam “halk Menderesi nasılsa kurtarır” deyip duruyordu.

Zavallı Menderes’i kurtarmak şöyle dursun, açıktan savunan, adını anan kimse çıkmadı. Antakya’da tanıdığımız bütün Demokratlar CHP’li olmuştu.

O günlerin birinde evde oturmuş, radyodan Yassıada duruşmalarının naklen yayınını dinliyorduk. “Büyüyünce Menderes olacağım” demeyeyim mi. Anneannem “ağzından yel alsın” derken, Demokrat annem şamarı patlattı: “Bir daha duymayayım…”

Elbette içten içe Menderes’i hala sevenler vardı. Ama tümü, tabirimi hoş görün “toz” olmuştu.

Bu hatıralarımın sisi dağıldı, sislerin arasından “uluslar arası komplo” günleri sökün etti. Öcalan Kenya’dan kaçırılmış, bir Türk bayrağının önünde elleri kelepçeli resimleri yayınlanmıştı.

PKK’nin “tek adamı” İmralı’ya kapatılmıştı. O İmralı ki, Menderes, Zorlu ve Polatkan’ın idam edildiği adaydı. “Eyvah” demiştim.

DP’nin “tek adamı” orada boynu bükük asılırken sesi soluğu çıkmayan bu halk, ki aralarında Kürtlerin çoğunluğu da vardı, Öcalan’ı da kendi kaderiyle baş başa bırakacak diye düşünmüştüm.

Tekrar Quto’nun sözlerine döndüm. “Büyüyünce Öcalan olacağım” demişti.

Rusların çok sevdiğim bir sözü var: “General olacağım demeyen asker, asker değildir.” Öyle. “Büyüyünce Öcalan olacağım” demeyen Kürt çocuğu Kürt bile olamaz desek azdır.

Lafı uzattım. Dönelim “uluslar arası komplo” günlerine. Ne oldu? Sokaklarda kendini ateşe veren insanlardan meşaleler yükseldi. Kürdistan ayağa kalktı.

Menderesi astılar. Öcalan’ı bu nedenle asamadılar. Menderes “tek adam” olduğu için asıldı. Öcalan “çok insan” olduğu için asılamadı.

Sonra ne oldu?

Öcalan İmralı’da dünyanın en alçakça tecridi altına alındı. 22 yıldır zindandadır. Partisiyle, halkıyla en küçük bir bağı bile yoktur. “Tek adamların” yaptığı gibi kimseyi asamaz, kesemez, kimseye ceza veremez, kimseyi tasfiye edemez. Bunları bırakalım, kimseye sesini bile duyuramaz.

Ama işte benim arkadaşım ona “tek adam” diyor. “Tek adama biat ettiğimizi” iddia ediyor. Bizi “Stalinci” diye etiketliyor.

Böyle Stalincilik mi olur? O Stalin ki, öldükten az sonra, tıpkı Lenin gibi tahnit edilmiş cesedi Mozoleden çıkarılıp yakıldı, külleri Kremlin duvarında bir kutuya kondu. SBKP’nin 20. Kongresinde suçlanıp “tek adam” olmaktan çıkarıldı. “Za Stalina” diye Anayurt Savaşında ölüme atılan halkın gıkı çıkmadı.

Arkadaşımın “tek adam” dediği Öcalan, nasıl oluyor da bunca yıl zindandayken Kürdistan’ın bütün parçalarında yaşayan Kürt halkının politik bakımdan bilinçli çoğunluğunca “önderlik” olarak halkın kalbinde yaşıyor?

Öcalan “önderliğini” iktidar gücüyle mi dayatıyor? Öcalan’ı önderlik olarak ve “irademiz” diyerek savunanları korkutarak mı, onlara rüşvet vererek mi, onlara vaatte bulunarak mı etki altına alıyor? “Güce tapınma” geleneğini Kürt, artık çöpe attı. Zincirli Öcalan onun önderi.

Arkadaşıma “sen hiç iktidarda olmayan, bırak iktidarı iktidarların zindanında olan bir ‘tek adam’ gördün mü?” diye sordum. “Şey…” dedi.

Öcalan istisnadır. Bu istisna oluşun sebebi, onun temsil ettiği Kürt halkının özgürlük aşkıdır. İsyan iradesidir.

Öcalan bu halka özgürlük aşkını aşılamış, isyan iradesini canlandırmıştır.

Onlar da vaktiyle “bir grup lideri” olan Öcalan’dan, “önderlik” yaratmışlardır. 

Önderlik nedir?

Halkın özgürlük aşkı ve isyan iradesidir.

Bu halk “tek adam”a tapmıyor. Onun kişiliğinde kendi bilincine varıyor.

Doğuştan ve kendiliğinden “Kürt” olmaktan çıkıyor, “kendisi için” örgütlü Kürt oluyor.

“Önderlik” Kürt halkının ulusal ve sosyal kollektif bilincidir. 

O nedenle “Öcalan’a özgürlük” demek, Kürdistan’a ve halkına özgürlük demektir.

Arkadaşım “şey, dedi, meseleye bu açıdan bakmamıştım.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.