Dersim ve yeni Kürdistan

Selim FERAT yazdı —

  • Nuri Dersimi, Celal Bayar’ın beyannamesini aktarıyor: "Ey Dersim halkı, eğer silahlarınızı terkederseniz, sizin için kollarımız hazırdır. Merhametimiz büyüktür, fakat gazabımız daha büyüktür, dilediğinizi seçmek sizin elinizdedir." Dersim’den 87 yıl sonrasında başka bir Kürdistan var.

I

Dersim’den sonra Kürdistan, yakinen yirmi yıllık (1919-1938) bir Türk-Kürt savaşından sonra, Türkiye tarafından işgal edildi.

Dersim’den, Nuri Dersimi’nin kaleme aldığı, katliam döneminde gerçekleşen küçük söyleşiden geriye kalan bir resim karesi, beni yıllar boyu etkilemişti:

"-Çocuğum, annen baban var mı?..

-Annem var, babamı Türkler öldürmüşler…

-Babanı ne vakit öldürmüşler çocuğum?

-Ah, bey efendi, babamı bana hatırlatma, derdimi açma, beni ağlatma….

-Türkçeyi neden az biliyorsun çocuğum? Niçin öğrenmiyorsun, diye kendisine Kürtçe hitap ettiğim çocuk, aynı dilde:

-Beyim beni ilgilendiren bir dil değil ki, benim ana dilim Kürtçedir…

Hatta bir iki gün mektebe gittim fakat, Kürt oğlu… Kürt oğlu… diye beni kovdular.

-Sen bunu merak ettin mi? Bu durumda kaldığına ağladın mı?

-Niçin ağlayayım? Babam öldükten sonra, ben Türk olur muyum?

II

Nuri Dersimi devamla not ediyor:

"Kürdistan kaynaşma halindedir, her taraftan takviye kuvvetleri yetişmektedir. Kürt alayları, Irak, Cizîre ve İran cihetlerinden gelmekte olan gönüllü kıta atıyla kabarmaktadır.“

Ve sonrasında, Celal Bayar’ın gönderdiği 3. Kolordu’ya karşı savaşanlar, meydan muharebesini kazanamıyorlar.

İrade kaybetmiyor, silah kazanıyor; Dersim‘deki yaşamaya dair inat, derin bir travma koridorunda bileniyor, yükseliyor.

İşgalden sonra, 1960’lı yıllara kadar Kürtlere, kendilerini red ederek, Türk dünyasında "yükselme şansı“ tanınmasına rağmen, Türkiye örtülü silahlı savaşa ara vermedi.

Savaşın devamı Jandarma‘ya ihale edildi.

Prusyalı General ve savaş teorisyeni Clausewitz’in teorisini baz alırsak; Türkiye, Dersim savaşından sonra, Kürdistan’daki savaşı, silaha dayalı, başka araçlarla devam ettirdi.

Buna dair tezim:

1919’da başlayan Kürt-Türk savaşı silahlı, silahsız günümüze dek sürdü.

III

Cumhuriyet gazetesinin 19 Eylül 1930 tarihli sayısında "muhayyel Kürdistan burada metfundur“, Türk ordusunun başarısını noktalayan bir kavşağa ait.

Cumhuriyet’in manşetinden yıllar sonra, Nuri Dersimi yazıyor:

"Kürt isyanı bir defa daha akim kalacaktır. Fakat tohum ölmeyecektir. Şimdiki önderler bir biri ardı sıra düşecekler, yerlerine başkaları gelecek… Ve Kürt isyanı devam edecektir.“

Öyle de oldu; Dersim’deki harabe küllerinden, yeni bir Kürdistan yükseldi.

Kürdistan doktrini; Kandil’e dayalı Ortadoğu’daki siyasi çatışmalar eşiğinde bilenerek oluşan dış işleri komisyonları; askeri alanda onyıllar süren savaşta ustalaşan, devrimci savunma komutası; haklarını elde etmek üzere yola çıkan ve dünyada elçilikler mertebesinde kabul gören uluslararası diplomasi kadroları ve önemlisi dünyada Ulusal ve Toplumsal Kurtuluş Hareketi olarak kabul gören, Kürdistan’daki toplumlar üzerinde etkisi giderek büyüyen bir akım var…

IV

Nuri Dersimi, Celal Bayar’ın beyannamesini aktarıyor:

"Ey Dersim halkı, eğer silahlarınızı terkederseniz, sizin için kollarımız hazırdır. Merhametimiz büyüktür, fakat gazabımız daha büyüktür, dilediğinizi seçmek sizin elinizdedir.“

Dersim’den 87 yıl sonrasında:

Başka bir Kürdistan var;

İşgalciler hala Celal Bayar’ı tekrarlıyorlar:

"Silahlarınızı terkederseniz, merhametimiz büyüktür, fakat gazabımız daha büyüktür.“

"Roma kölelik devrinin bütün mezalim ve gaddarlıklarını gölgede bırakmayan“ (Nuri Dersimi) bu adamlara söylenecek söz:

Hadi oradan, kendiniz için kazdığınız çukurda boğulup gidin!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.