Ezeli düşmanlıktan, stratejik ortaklığa!

Selma AKKAYA yazdı —

  • Birkaç gün önce Almanya ile Fransa arasında düzenlenen ortak bakanlar kurulu toplantısı sonrası yayınlanan bildirgede iki ülkenin Türkiye ile yeni bir yola girdiği ifade ediliyor.

 

Dün devlet başkanları düzeyinde birbirlerine hakaretlerin havada uçtuğu, ardından Fransız mal boykotuna varan süreç 5 ay içerisinde hangi ara stratejik ortaklığa evrildi, manidar!

Geçtiğimiz aylarda Fransa’nın Marsilya kentinde kısa bir süre önce de Almanya’nın ev sahipliğinde Kürt siyasetçilere dönük yapılan operasyonlar Türkiye ile yeni bir yol arayışını işaret ediyordu. Nitekim söz konusu operasyonların özü birkaç gün önce Almanya ev sahipliğinde Fransa ile çevrimiçi olarak düzenlenen bakanlar kurulu toplantısının ardından bir bildirge yayınlandı. Söz konusu bildirgenin çeşitli başlıkları vardı; yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını, iklim değişikliğiyle mücadele, ekonomi politikası, dijital dönüşüm, Ortadoğu ve uluslararası diğer kilit noktalar…

Daha geçtiğimiz yıl Libya, Balkanlar, Yunanistan, Balkanlar konusunda çelişkileri derinleşen Almanya ve Fransa ne ara bu kadar yakınlaşıp birçok konuda anlaşmaya vardılar şaşırtıcı. Bu rota değişikliğinin mimarının ABD seçimleri olduğu aşikar. ABD sadece Almanya ve Fransa’yı birbirine yaklaştırmadı, aynı zamanda bir de stratejik olarak Türkiye ile kurulan yeni ilişkilerin de mimarı olduğunu yayınlanan bildiriden anlaşılıyor. Bildirgede, Almanya ve Fransa’nın güçlü, sürdürülebilir ve dirençli bir Avrupa Birliği için birlikte çalışma konusunun altı çizilirken, küresel işbirliğine vurgu yapıldı.

"Uluslararası konularda işbirliği" başlıklı bölümde yeni stratejik dost Türkiye’ye de özel yer verildi. Bu yeni stratejik ortak için şu cümleler kullanılıyor; "Doğu Akdeniz'de gerilimi düşürmenin devam etmesi ve bölgesel krizlerin çözümüne yapıcı bir katkı sağlanması şartıyla Türkiye ile karşılıklı yarar sağlayan iş birliğine dayalı ilişkilere yönelik stratejik çıkarımızı tekrar teyit ediyoruz ve karşılıklı yapıcı bir atmosferde iş birliğini genişletmeye hazırız." Fransa’nın savaş gemileri, karşılıklı savaş baltalarının çıkarıldığı geçtiğimiz sonbaharın rüzgarından eser kalmamış. O dönem Türkiye konusunda arabulucu olmak isteyen Almanya’nın Fransa’yı ikta ettiğine mi inanalım, yoksa ABD seçimlerinden sonra yüzünü Almanya ve Fransa’ya dönen Erdoğan ile Libya, Doğu Akdeniz ve Ortadoğu konusunda anlaşmaya vardıklarını mı okuyalım, her ikisi de muhtemel gelişmeler.

Bildirgenin devamında özellikle, Ortadoğu konusunda, “Barış müzakereleri için verimli bir ortam oluşturmak, iki devletli bir çözüme ve ihtilafı sona erdirmeye ulaşmak için Ortadoğu’da barış sürecinin tarafları arasında yakınlaşmayı ve işbirliğini teşvik etmeyi, özellikle Ortadoğu Dörtlüsü kapsamında güvenilir bir siyasi diyaloğun yeniden başlatma çabalarını desteklemeyi ve Mısır ve Ürdün gibi diğer bölgesel aktörlerle birlikte çalışmayı teyit ediyoruz.” ifadesi bölgesel konularda da Türkiye ile ciddi bir yol aldıklarını gösteriyor.

Bildirgede, “Libya geneli için 23 Ekim 2020’de yapılan ateşkes anlaşması, 24 Aralık’ta ulusal seçimlerin düzenlenmesine ilişkin yol haritası ve geçici yürütme organının seçilmesiyle kalıcı barış ve istikrarın sağlanması amacıyla Berlin Konferansı’ndan bu yana atılan kayda değer adımları memnuniyetle karşılıyoruz" denilirken, ateşkes anlaşmasının etkin bir şekilde uygulanmasının önemi vurgulanırken, BM Güvenlik Konseyi kararları uyarınca tüm yabancı savaşçıların ve paralı askerlerin geri çekilmesinin öneminin altı çizildi.

Tüm bu cümlelerle, Almanya ve Fransa arasındaki çelişki noktalarında uzlaşmaya varıldığı ve ortak bir biçimde Türkiye ile yeni bir yola girildiği anlaşıldı. Bu stratejik ortaklığın başta Kürt halkı olmak üzere bölge halklarına faturasının ağırlığı ise "her şey dünya barışı için" yalanıyla bildirge olarak servis ediliyor!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.