Gerçeklere muhalefet

Suat BOZKUŞ yazdı —

  • Muhalefet neye muhalefet olduğunu ve iktidara gelirse ne yapacağını açıkça ortaya koymak zorundadır.

AKP-MHP diktası içeride ve dışarıda çıkmaza girdikçe daha da saldırganlaşıyor.

Bir yandan yeni işgal denemeleri, bir yandan da çocukları zırhlılarla ezerek öldürmek gündemden düşmez oluyor.

Erdoğan halktan destek alamayınca, ilahi güçlerden destek almak umuduyla Diyanet İşleri Başkanı’nı yanında taşımaya başladı. Sarıklı-cübbeli görüntüsüyle halkı etkileyeceğini, hesap vermekten kurtulacağını sanıyor.

Kendisini halife zanneden cübbeli Erbaş ise her konuda fetva vermekle yetinmiyor. Dinin her alana hakim olmasını isteyerek açıktan bir şeriat devletini savunuyor. Daha doğrusu şeriat devleti adı altında Erdoğan diktasını ayakta tutmaya çalışıyor.

Ortada sahte dinci, din taciri ya da din mafyası diyebileceğimiz bir çete var. Bunlar dindar insanların inançlarını adeta gaspetmiş durumda. Dindarların inançlarını da kendileri için bir rant kapısına çevirmişler. Karşı çıkanı da din düşmanı ilan edip susturuyorlar.

Muhalefete muhalefet yapmak

Siyaset dünyasında bir söz vardır: “Muhalefet iktidara yapılır. Muhalefete muhalefet yapılmaz.” Yapılırsa da böyle iktidar olunamaz. Bu gerçeği Türkiye siyasetinde göremiyoruz.

Birincisi, kabaca bakınca ortada bir iktidar yok gibi. Erdoğan ve AKP yirmi yıldır hükümette ama hala muhalefet partisi gibi. Sanki onlar değil de, başkası iktidarda. Hala mağdur, hala şikayetçi ve hala alacaklı gibi. Bu kafayla eski yalanlarını tekrarlayıp saldırıyor.

Erdoğan, yarattığı tek düğmeli medyaya muhalif, yargıya muhalif, üniversiteye muhalif, spora muhalif, hatta emrindeki Diyanete ve Milli Eğitime bile muhalif.

‘Bilim, kültür ve sanata egemen olamadık, gençleri eğitemiyoruz’ diye yakınıyor. Sahte diplomasının her yerde geçmediğini hala anlamıyor.

Millet ittifakı partileri ise iktidara muhalefet etmekten aciz görünüyor. Bugüne kadar Erdoğan’ın hiç bir temel politikasına itiraz etmediler. Kuru gürültüyle idare ediyorlar.

Halkın hiç bir temel ve acil istemine sahip çıkmıyorlar, bu istemlere cevap vermiyorlar.

Can güvenliği, yaşama hakkı, seçme ve seçilme hakkı, seçilmişlerin zindana atılıp yerlerine kayyım atanması ve böylece seçmen iradesinin gasp edilmesi gibi her biri için kıyamet kopartılması gereken konularda ağızlarını açmıyorlar.

Zindanlardaki zulüm ve her gün can veren hasta tutsaklar konusunda da kıllarını kıpırdatmıyorlar.

Sayın Öcalan üzerindeki hukuk dışı tecrit uygulaması tam bir eziyet ve zulme dönüşmüşken, buna karşı da bir söz söylediklerini duymadık.

Diyanetin fetvası

Diyanet İşleri Başkanı Kılıçlı Ali Paşa gene fetva vermiş: “Sosyal medyanın kullanımıyla alakalı hukuki çerçeveyi belirleyecek yasal bir mekanizmanın ihdası ötelenemez bir zorunluluk.”Bunca faili meçhul cinayet, çocukların-kadınları katledilmesi, tecavüzler, işkenceler ve halkın bütün değerlerinin soyulması karşısında gık çıkarmayan Diyanet Başkanı, hangi dinin başkanıysa efendilerini rahatsız eden sosyal medyaya da kılıç sallamış. Sanki böyle yaparsa gerçekleri saklayabilecekmiş ve halkı kandırabilecekmiş gibi...Hem Cumhur ittifakı hem de Millet ittifakı neredeyse aynı gerekçelerle HDP’ye saldırıyor. Aslında HDP’ye de değil ama gerçeklere muhalefet ediyorlar.

Zannediyorlar ki kuru gürültülerine din- iman- vatan-millet-beka cilası çekerek halkı susturacaklar. Oysa gerçeklere karşı savaş açıp da kazanan olmamıştır ve olamaz. “Gerçeklerin mutlaka ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır.”Muhalefet neye muhalefet olduğunu ve iktidara gelirse ne yapacağını açıkça ortaya koymak zorundadır.Onlar da AKP-MHP’nin halk düşmanı zulmünü sürdüreceklerse iktidara gelmeleri olanaksızdır.

KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, “Ortak hikâye yaratılmazsa, AKP’den kopan seçmen sandığa gitmez, bu da iktidara yarar” diyor. Ona göre AKP-MHP oy kaybederken, Millet İttifakının oyları artmıyor. Ama HDP’nin oyları yüzde onbeşin üzerinde. Seçim kazanmayı düşünen hiç kimse bu gerçekleri unutmamalı.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.