Hocam’dan Mamoste’ye, siyasi bir yolculuk

Selim FERAT yazdı —

  • MED-TV döneminde, Kek ve Heval programlarda, kişinin kimliğine dair iki parola gibiydi. Yine MED-TV döneminde, siyasi edebe bir de Mamoste deyimi yerleşti.

"Hoca", "Mamoste"nin türkçesi.

70’li yıllarda özellikle Halkın Kurtuluşu, gelişigüzel herkese hocam derdi.

Günün birinde hocam betimlemesine ve karşıdaki herkesi aynı terazi kefesine koyan HK’li kadronun birinin "hocam" tekerlemesine dayanamayan Kürt bir militan, TÖB DER’e yakın bir mekanda, silahını çekmiş ve karşısındakini ayağından yaralamıştı.

Bu reaksiyonu kınayanlar, gelecekte siyasi literatüre geçecek birçok hitap sembolünün, daha üst perdede tepkiler alacağından bi haberlerdi.

Sonra "Kek" (Abi, Ağabey, Sayın) Güney Kürdistan’dan gelen moda kelimelerden biriydi.

Sonradan o da siyasi edebe girdiğinde başka bir yol ayrımına yol açacaktı.

Ve özellikle Gerilla’nın ilk silahlı çıkışından (1984) sonra, Heval deyimi geniş bir siyasi zemin buldu.

Heval, deyimi, bir gizi de barındırdı.

Güvenilir kişilere, "hevaller dün gece bize gelmişler" gibi bir cümle, 90’lı yıllarda, güvenilir kişilere iletilen, forsa dair bir haber gibiydi.

Hevaller köylerde güvenilir ailelere giderlerdi.

JITEM ise, eğer Dağdakilerin o köye geldiği istihbaratını almışsa, güvenmediği aileleri ziyaret ederdi. Güven, devletle Gerilla arasında keskin bir yol ayrımına işaret ediyordu.
Böylece "Heval" aynı zamanda Gerilla taraftarı, yol arkadaşlarının kimliğiydi.

90’lı yılların başında, Berlin’de eski devrimci bir öğretmenin evine gelen cephe (ERNK) 18 yaşındaki bir çalışanı, kendisine "heval" dediği için, evinden kovduğunu hatırlıyorum.

Ancak bu serüvenin 2022 yılında hala devam ettiğini bilmiyordum.

Birkaç hafta önce, yeniden buluştuğumuz, sivri zeka bir Kürt yazarının, kendisine "heval" diyenlere "heval" hitabında bulunmayacağını yüksek dozda kızarak söylemesine üst perdede şaşırdım!

Ama cevabını da buldum:

Bu sevgili arkadaşımız, Peşmerge ile Gerilla arasında tarafsız kalma histerisi dümenine bağlanmış olacak ki, "heval" onun için sosyal hitapta, kırmızı çizgisinin kabul edemeyeceği bir hitap olmuştu. 

MED-TV döneminde, Kek ve Heval proğramlarda, kişinin kimliğine dair iki parola gibiydi.

Yine MED-TV döneminde, siyasi edebe bir de Mamoste deyimi yerleşti.

İsmet Şerif Vanlı "Mamoste" idi.

Üniversite öğretim üyelerine, tecrübeli siyaset adamları ya da entellektüel rüştünü doldurmuş aydınlara da "Mamoste" hitabında bulunulurdu.

Enflasyona uğramayan bir hitap arzederdi "Mamoste".

Sonra ve daha daha sonrasında, yani 2022’ye geldiğimizde "Mamoste" biraz da vakti geçmişte; 70’li yıllarda HK’nun hitabına akraba oldu.
Eğer birileri, aslında "Mamoste" olmadığını bildiği birilerine "Mamoste" diyorsa, burada siyasi pazarda bir Av’ın bahis konusu olduğunu var sayabilirsiniz. 

Eğer kişi "Mamoste" olmadığını biliyorsa;

Ve de "Mamoste" olmadığını bilene,  muhattabı "mamoste" olarak hitap ediyorsa;

Vay o "Mamoste"nin haline. 

O arap fıkrasında şöyle anlatılır mesele:

Arabın birine hep "Paşa" diye hitap edilirmiş.

Zeki bir Arap kadını, herkesin "Paşa" dediği bu adamın hiç de paşalık kudreti ve yeteneklerine sahip olmadığını gözlemlemiş ve sonunda dayanmayıp "Paşa"ya sormuş: "Paşa, paşa, seni kim paşa ilan etti?"

Paşa: "Kim olacak, ben kendi kendimi paşa ilan ettim" demesin mi?

Biraz da bizim 2020’lı yılların "mamoste"lerin hikayesi" gibi değil mi?

Selimferat@web.de 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.