İki acil adım

Selim FERAT yazdı —

  • Rojava bölgedeki "egemenlerin terörü“yle karşı karşıya. Son olarak Dêrazor’daki gelişmeler ve Türk devletinin Minbic bölgesinde sivillere saldırması, Rojava’ya karşı sistemli bir terörün daha da artacağına işaret ediyor.

Birincisi:

Rojava bölgedeki "egemenlerin terörü“yle karşı karşıya.

Son olarak Dêrazor’daki gelişmeler ve Türk devletinin Minbic bölgesinde sivillere saldırması, Rojava’ya karşı sistemli bir terörün daha da artacağına işaret ediyor.

Hakan Fidan’ın Güney Kurdistan fatihi pozunun pratiğe nasıl yansıdığına tanık oluyoruz.

Kerkük’teki gelişmeleri Türkiye Vilayetine sahip çıkarcasına takip eden Türk MIT’i ve Hakan Fidan oldu.

Gelişmelere mercek tutarsak, Türkiye’nin Rojava’yı terör kıskacına almak için yeni planlar hazırladığı sonucunu çıkarabiliriz.

Rojava’nın dayanışmaya ihtiyacı var.

Rojava yerkürede yaşayanları yakından ilgilendiren, human bir proje:

Kimliklerin eşit;

Kadınların söz sahibi ve yönledirici;

Ve dolaysız bir demokrasinin var olduğu;

Farklı inançların eşit düzeyde kendilerini temsil ettiği;

Ortak beslenme ve yaşama projesinin kollektifler tarafından üstlendiği;

Kişilerden topluluklara kadar özyönetim projesinin uygulandığı;

İnsanın yaşayarak hatalarından sonuç çıkarma şansına sahip olduğu;

Kin ve nefrete karşı barış projesinin bir halk okulu olarak kurumsallaştığı;

Ulusa dair otoritenin sonlandırılması için sınanabilecek pratiğin uygulandığı;

Yerkürede yaşayanların gözlemleyebileceği, eleştirebileceği önermelerde bulunacağı kadar human bir proje.

Bundan dolayı da, Rojava halkına yapılan Türk saldırıları insanlığa karşı işlenmiş suçlardır.

Türkiye’nin Rojava’ya saldırıları, yerkürede yaşayan özgür insan inisiyatifine yapılmış saldırılardır.

Dünyadaki sivil toplumu Türkiye’ye dur diyecek bir karşı koyuş için harakete geçirmek için uluslararası bir inisiyatif oluşturulmalıdır.

İkincisi:

1 Eylül barış günü dünyada Kurdistan’lıların yaşadığı her ülkede ortak bir talep: Abdullah Öcalan’a özgürlük.

Fransa Avrupa Konseyi Emmanuel Milletvekili Fernandes’in, Öcalan’a uygulanan tecridin son bulması ve PKK’nin terör örgütü listesinden çıkarılmasını talep etmesi;

Alman Sol Parti eski Martin Dolzer’in ivedilikle İmralı’ya erişim talebi, Öcalan’la ilgili basına yansıyan iki önemli tepki.

Nobel ödülü Elfride Jilenek ve birçok aydının 2019 yılında "Felekati Önleyin“ çağrılarında, "Kürt siyasetçi, temsilci ve önemli teorisyen“ olarak tanımladıkları Abdullah Öcalan’ın derhal serbest bırakılmasını talep etmeleri, bugün için de önemli bir manifesto.

Cenevre kentinde 32 ay önce başlatılan ve her Çarşamba günü BM binası önünde gerçekleştirilen oturma eylemin bu Ağustos ayı sonunda katılan İsviçre Federal Parlamentosu Milletvekili Carlo Sommaruga’nın:

“Türkiye'de barışın Kürt sorununun demokratik çözümüyle gerçekleşeceği bir gerçektir. Çözümün anahtarı da serbest bırakıldığı takdirde Abdullah Öcalan olacaktır” açıklamasının muhatabı aynı zamanda Türk Dışişleri Bakanı ve Reisi Erdoğan’dır.

Benim notum:

Belini bükemediniz;

Kalem tutan parmaklarını kıramadınız;

Düşünen, yaratan hafızasını bertaraf edemediniz;

Kabul edin.

Duyun: Bir özgürlük, kurtuluş ve halk hareketini yok edemediniz, edemeyeceksiniz!

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.