Kimlerin kimyası bozuluyor?

Suat BOZKUŞ yazdı —

  • HDP’ye kumpas kurmaya kalkışan sözde muhalefet partileri -bu suça da ortak değillerse- kimyasal silahların kullanımı konusunda seslerini çıkarmalıdır. Yoksa kimyasal silahlar onların da mı kimyasını bozup kirletmiş?

Kürtlere karşı yürütülen inkar ve imha savaşı her zaman hukuk dışı, kirli ve kanlı oldu. Kurdistan’ın dörde bölünüp parçalanması ve paylaşılması da, bu statükonun sürdürülmesi de zalim bir kirli savaşla mümkün oldu. Bu savaşın her anında ve her alanında sömürgecilerin döktüğü kan ve zulüm vardır. Berzenci direnişinin bastırılması, Dersim’de zehirli gazlarla onbinlerce insanın boğulması, bütün parçalarda hala her sayfası kan kokan bu tarihin canlı tanıkları bunun kanıtıdır.

Son elli yılda da yükselen direnişi bastırmak için her türlü savaş suçu işlenmiştir. Sıklıkla gündeme gelen daha doğrusu gündemden hiç düşmeyen bazı noktaların altını bir kez daha çizelim:

Sivil halkın sindirebilmek için sürekli olarak hedef alınması ve katliamlara maruz kalması, on binlerce insanın faili meçhul denilerek katledilmesi, köylerin kasabaların yakılıp yıkılarak milyonlarca insanın göçertilmesi.

Tutsaklara yönelik her türlü baskı, işkence ve zulüm: Hastaların tedavilerinin engellenmesi sonucu her gün zindanlardan cenazeler çıkması.

Cenazelere işkence-tecavüz olayları, cenazelerin parçalanması ve ailelerine verilmeyip kaybedilmesi, yakılması, çöplüklere atılması, gözleri oyulup kulakları kesilerek morglarda yakınları tarafından bile tanınmaz halde bekletilen ve ancak DNA testiyle kimlikleri belirlenebilen cenazeler.

Bununla da yetinilmeyip cenaze törenlerine bile saldırılması, mezarlıkların tahrip edilerek yok edilmesi. Bütün bunlar halkın direnişini bastırmaya yetmeyince de, savaş hukuku ve uluslararası kurallarca suç sayılan nükleer ve kimyasal silahların kullanılması...

Bu konudaki bir çok savaş suçu daha önce gündeme getirilmişti. Dersim katliamında binlerce insanın zehirli gazlarla katledilmesi ve Saddam diktasının Halepçe gibi katliamları o günün şartlarında uluslararası kamuoyu tarafından görmezden gelindi. Çünkü sonradan açığa çıktığı gibi bu kimyasal silahları üreten ve veren zaten Batılı devletlerdi. Sömürgeci devletlerin dediği gibi “dış güçler” her zaman savaşın içindeydi ama ezilen Kurdistan halkından yana değil, ezen sömürgeci devletlerden yana savaşın içindeydi.

Kapitalizm krize girdikçe vahşi kapitalizm dönemi yöntemlerine geri dönerken, hukuk sistemi de orta çağın engizisyon dönemine dönmektedir. Orta çağda papalık gerçekleri söyleyenleri susturabilmek için en ağır cezaları uyguluyor, Galle’yi ve bir çok bilim insanını yakarak ölüme mahkum ediyordu. Çünkü bilimsel gelişmeler hiç bir kasıtları olmasa bile kilisenin cehalet duvarlarının temellerini sarsıyordu. Kilise gerçeklerle baş edemeyince bilim insanlarını susturmaya çalışıyordu.
Recep Tayyip Erdoğan diktası da kimyasal silah kullandığını gizlemek için Şebnem Korur Fincancı gibi bilim insanlarını susturmaya çalışıyor.

Dersim soykırımı günlerinde de, Mahabad Cumhuriyeti yıkılırken de, son elli yıldaki savaşın her alanında da dış güçler savaşın içinde ve sömürgeciliğin yanındaydı.

Ama geçmişte Kürtler seslerini çıkaramaz, çıkarsa da duyuramazken, direnişin bugün geldiği seviye artık işgalci sömürgeci güçleri köşeye sıkıştırmaktadır. Köşeye sıkışınca da iyice azgınlaşmışlar ve kimyasal silahlara başvurmuşlardır.

Şimdi herkes bir sınavla karşı karşıyadır. İçeride Şebnem Korur gibi bilim insanlarının görünmez zehirle gazlarla boğulmasına karşı çıkıp uluslararası kurumları harekete geçirmek şarttır. Bu kadar kuru gürültüye pabuç bırakılmayacaksa yapılacak iş çok basit ve açıktır:

İçeriden ve dışarıdan tarafsız bir kurumun derhal duruma el koyması, savaş alanında ve kimyasal silaha maruz kalmış kişiler üzerinde bir araştırma-inceleme yapılması... Bu yapılmadıkça Erdoğan-Akar-Soylu ve emrindeki asker-sivil yetkililer şaibeli olarak kalacaktır.
Hala daha “HDP ile görüşmeyiz” diyerek caka satan ve HDP’ye kumpas kurmaya kalkışan sözde muhalefet partileri -bu suça da ortak değillerse- kimyasal silahların kullanımı konusunda seslerini çıkarmalıdır. Yoksa kimyasal silahlar onların da mı kimyasını bozup kirletmiş?
 

suatbozkus@gmail.com
twitter.com/suatbozkus

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.