Öcalan ve Türkiye

Suat BOZKUŞ yazdı —

  • Özgürlük ve demokrasiden yana olan güçler tecride karşı çıkarak, tecridin sona ermesi için bütün gücünü ortaya koymalıdır. Yoksa adım adım büyütülen tecrit duvarları, hapishaneler hepimizi de içine alacaktır.

15 Şubat 1999 tarihinde kaçırılan ve o günden beri İmralı’da rehin tutulan, son 28 aydır da hakkında hiçbir bilgi alınamayan ve insanlık dışı, hukuk dışı bir tecrit altındaki Öcalan’ın durumu gündemdeki yerini koruyor.

İmralı zindanında 24 yıldır ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan, 25 Mart 2021’de kardeşi Mehmet Öcalan ile yaptığı “kesintili” telefon görüşmesinden bu yana tam 28 aydır haber alınamıyor.

 Son olarak gazeteci Merdan Yanardağ’ın tutuklanmasına yol açan gelişmeler, içinde bulunduğumuz tehlikeli durumun boyutlarını bir kez daha göstermiştir.

Merdan Yanardağ:

"Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridin hukukta hiçbir yeri yoktur, Abdullah Öcalan hafife alınacak biri değil. Cezaevinde okumaktan filozof oldu. Son derece zeki biri" ifadelerini kullanmıştı. Bu sözler üzerine kıyamet koptu ya da koparıldı. Öcalan’a uygulanan hukuk dışı tecrit durumunu tartışmak gerekirken, Merdan Yanardağ hedef alınarak yeniden cadı kazanları kaynatıldı. Bu linç kampanyasının sonucu olarak Yanardağ günah keçisi yapıldı. Apar topar o da zindana atıldı. İyi de hangi sorun çözüldü? Bu durum bize birkaç gerçeği birden acı olarak hatırlattı:

Erdoğan’ın kurduğu ittifak, bir nevi 3. MC olarak Türkiye’nin geleceğine el koyma çabası içindedir. Gericiliğin bütün aparatlarını toplayan bu cepheye, ilk yedi bileşenden sonra İYİ Parti de fiilen katılmış görünüyor. Bu durumda yerel seçimlerde Erdoğan’ın büyük şehirleri geri alması hiç de zor olmayacaktır. Kaldı ki, HDP’nin dışlanmasıyla belediyeler zaten adeta geri verilmiştir. Böyle giderse sonuçlar seçimlerden önce belli olacaktır. Artık sahte seçmene ve seçim hilelerine gerek kalmadan, muhalefet kaybedecek ve Kurdistan ise yine Erdoğan’ın kayyumlarına teslim edilecektir.

Merdan Yanardağ’ın söylediklerinin böyle tepkiyle karşılanması, seçim akşamı tetikçilerine idam sloganı attıran Erdoğan diktasının gerçek yüzünü bir daha göstermiştir:

Erdoğan bugüne kadar yaptığı demokrasi-çözüm vb. manevralardan sonra gene 93 konseptinin “PKK düşmandır, PKK’yi düşman görmeyen de düşmandır” kafasına dönmüştür. Vesayete karşı savaş açan sahte kahraman vesayetin muhafız alayı komutanı olmuştur.

Oysa Yanardağ’ın söylediklerinin eksiği var ama fazlası yoktur.

Bu sözlere itiraz edenlere soruyorum:

Son elli yılda Kurdistan, Türkiye ve dünya sorunları üzerine, Öcalan'dan daha çok okuyan, düşünen, konuşan, yazan ve doğrulanan başka bir siyasetçi var mı?

Öcalan’ın çözümlemeleri bütün ülkelerde ilgi görüp tartışma konusu olmuyor mu?

Diğer siyasetçiler ya da medyada kalem oynatan, TV’lerde ahkam kesen sözde uzmanlar-azmanlar Öcalan’ın yazdıklarını okumaktan ve anlamaktan bile acizdirler. Onlar sorunlara bilimsel çözüm aramak yerine, MİT ve Emniyet raporlarına göre siyaseti planlamak isteyen aparatçıkların elemanlarıdır.

Sayın Öcalan üzerinde sürdürülen hukuk ve insanlık dışı tecrit sadece onun bireysel olarak insan haklarının ihlali değil, tüm toplumun özgürlüğüne de pranga vurulmasıdır. Bu gerçeği yıllardır çok dile getirdik. Şimdi tecride karşı çıkmak bile suç sayılır oldu. Erdoğan diktası bir elinde mülteci sopası, bir elinde beka öcüsüyle diktasını ayakta tutmakta, inkar ve imha politikasını pervasızca sürdürmektedir.

Özgürlük ve demokrasiden yana olan güçler tecride karşı çıkarak, tecridin sona ermesi için bütün gücünü ortaya koymalıdır. Yoksa adım adım büyütülen tecrit duvarları, hapishaneler hepimizi de içine alacaktır.

Cumhur-çamur diktasıyla ve seçim akşamı dağılmış olan Millet İttifakı artıklarının sahte muhalefetiyle demokrasiye geçilemeyeceği bir kez daha görülmüş oldu. Demokrasinin gerçek sahibi olan tüm ezilenler birleşip siyasete ağırlığını koymadıkça diktatörlük rejimi yıkılmayacaktır.

Gerici-sahte cepheleşmelere karşı tüm ezilenler Üçüncü Yol’u güçlendirmek için zaman kaybetmeden atağa geçmelidir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2023 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.