Ortadoğu’yu Lübnanlaştırmak

Suat BOZKUŞ yazdı —

  • Savaş yine önce gerçekleri öldürüyor. Dünya savaş baronlarına ve tacirlerine kalırsa herkesin kaybedeceği yeni bir yıkım adım adım geliyor. Sadece Ortadoğu’yu değil bütün dünyayı Lübnanlaştıracak bir savaşın içindeyiz.

İsrail’in HAMAS ve Hizbullah’a karşı başlattığı imha savaşı hızla yayıldı ve İsrail-İran savaşına dönüştü. Birçok devletin dolaylı olarak katıldığı bu savaşın büyüyerek süreceği anlaşılıyor. Tüm bölgeyi de içine alabilir, zaten şimdiden örtülü olarak birçok devletin savaşın içinde olduğu görülüyor. Savaşı başlatanlar genelde gidişatı kontrol edemezler ve hiç beklemedikleri sonuçlarla karşılaşırlar. İsrail ve ABD, Ortadoğu’yu yeniden paylaşmak isterken Üçüncü Paylaşım Savaşı’nı yaymaktan ve şiddetlendirmekten başka bir şey yapmıyor. Görünürdeki bahaneleri toz bulutu gibi silkelersek, savaşın ortaya çıkan gerçek yüzü budur.

Ezilen halkların önderi Öcalan yoldaş, birinci Körfez savaşı döneminde açıkça uyarmıştı:

“Irak’tan başlayıp tüm Ortadoğu’yu Lübnanlaştırmak isteyenler var. Bizi da bu tuzağa çekmek istiyorlar. Biz bunun farkındayız ve bu tuzağa düşmeyiz. Ama kimse de düşmemelidir. Ne dar milliyetçilik, ne dar sınıfçılık ne de dincilik ve mezhepçilik halklara yarar sağlar. Tutarlı bir yurtseverlik ve en geniş demokrasi, herkese demokrasi! Ancak o zaman hepimiz biraz nefes alabiliriz”

Otuz beş yıl sonra bu gerçeklik çok acı bir biçimde ortaya çıkıyor.

Haber ajansları her dakika canlı yayınlarda maç sonuçlarını anlatır gibi “savaş bilançosu” açıklıyor. Bütün insanlık da bunu film izler gibi izliyor.

Yıllar önce çevrecilerin “Çevre ölüyor, kıyılar, ormanlar hava su kirleniyor vb.” demelerine karşı Fidel, “Hepsinden önemlisi insanlık ölüyor beyler, insanlık ölüyor” demişti. Şimdi maalesef, Fidel’in sözlerinin şiddetle doğrulandığını görüyoruz. Medya canlı yayınlarla savaşı naklen veriyor. Savaşçı devletler bire bin katarak karşı tarafa ne kadar “büyük” zarar verdiklerini iddia edip zaferlerini ilan ediyorlar. Silah şirketleri ise fırsattan istifade yeni silahlarının denemesini ve pazarlamasını yapıyor. Karlarına kar katıyor. Savaş petrol fiyatlarını ne kadar arttıracak, nereye kadar tırmanacak ve borsalar nasıl etkilenecek gibi konular medyanın en önemli konusu. Bunlar da önemli elbette ama öleni kalanı düşünen yok. Gazze’de insanlar bir damla su, bir lokma ekmek bulamayıp ölürken, yardıma giden BM görevlileri ve medya mensupları bile katledilirken, savaş tacirleri karlarını kat kat katlıyorlar. İşte bu insanlığın ölümü ve selasının okunmasıdır. Ama cenaze namazını kılacak insan kalmamış. Zaten cenazeler her bombalamayla toprağa karışıp gidiyor.

Uluslararası kriz yönetimi uzmanı İsaac Andikian “Bu savaşın kırmızı çizgisi yok” diyor ve “İsrail-İran çatışmasının kırmızı çizgisi olmayan açık ve gayri nizami bir savaşa doğru gittiğini” söylüyor.

Bu savaş ortamında bizdeki çözüm görüşmeleri de unutulmuş gibi. Hala daha otuz yıldan fazla hapis yatmış tutsakların tahliyeleri ve hasta tutsakların tedavileri çeşitli bahanelerle engelleniyor. İnsanlık tarihinde işlenmemiş suçlara yeni suç türleri ekleniyor. Bunları da daha yıllar sonra öğreneceğiz. Biliniyor ki, Kızılordu Berlin’e girip Brandenburg kulesine orak çekiçli kızıl bayrağı asana kadar Alman halkının çoğu Hitler ordularının gamalı haçlı Nazi bayrağını Kızıl meydana çekmek üzere olduğuna inanıyordu. Günümüzde medya ve suni zeka üretimi savaş filmleri geçmiştekileri kat be kat ters yüz edecek boyutlara gelmiş bulunuyor. Sadece İHA’lar, SİHA’lar değil propaganda savaşı da her yeri kaplamış bulunuyor. Savaş yine önce gerçekleri öldürüyor. Dünya savaş baronlarına ve tacirlerine kalırsa herkesin kaybedeceği yeni bir yıkım adım adım geliyor. Sadece Ortadoğu’yu değil bütün dünyayı Lübnanlaştıracak bir savaşın içindeyiz.

Dileyelim ki, barıştan ve barışçı çözümden yana olan halkların gücü galebe çalsın.

Yoksa herkes bu felaketin altında kalacaktır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.