Paris düşerken

Selim FERAT yazdı —

  • Kurdistanlıların, Fransız yargısını, zanlının yeniden tutuklanmasına “mecbur” etmeleri, o uydurulan hikayeye, başka uyduruk bir hikaye ekleyebilir… Ama, Kürt Kadın Hareketi’ni hedef alan katli aydınlatmayacak hiçbir hikaye kabul edilmemelidir!

Ehrenburg’un Paris düşerken romanı, Avrupa’nın geleceğini değiştirebilecek kanlı olayları konu alan devasa eserlerden biri, anımsarken, tarih tekerrür mü ediyor diye düşündüm ve…

Evîn Goyî’nin basına ilk yansıyan resmini gördükten sonra, uzun bir eğitim dönemi ve pratiğin tecrübelerini taşıyan, bu dik  duruşlu devrimci kadının bir plan sonucunda, hedefe konduğunu anladım.

Gözleri sabit bir noktaya kilitlenmiş, kararlı  duruşuyla, “buradayım, varım” sinyalini veren…

Evîn, Paris’te olduğunu hissettirecek kadar donanımlı bir kadın öncüsüydü.

Ve bundan haberi olacak ilk adresler arasında, MİT, Bakan Soylu ve başta Fransız Gizli Servisi ve Avrupa’daki diğer gizli servisler olmuştur.

Fransa İçişleri Bakanı Darmanin’in, saldırgan bilinçli olarak yabancıları hedef alsa da Kürtlerin özellikle hedef alındığının söylenmeyeceği iddiası, ya Evîn Goyî’nin kim olduğunu bilmemesinden, ya da gizli servislerin Fransa’daki faaliyetlerinden bihaber olmasından kaynaklı olabilir.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı’nın, Evîn‘in 1988 yılında özgürlük hareketine katılmış ve o günden bu yana Kurdistan halkının özgürlüğü için mücadele ettiğini açıklamasından sonra, bu katliamın siluetini çizmek mümkün oluyor.

Türk MİT’inin Rojava’da olduğu gibi, Fransa’da da, aldığı istihbarat sonucu İHA’larla Kürt Kadın Hareketi’nin öncü kadrolarını katletmesi düşünülemeyeceğine göre, muhtemel senaryolar üzerinde düşünmek gerekiyor. 

Bu olaydan sonra, katilin ifade verip, “ırkçı” olduğunu belirtmesi, bu kontekste ne ifade edebilir ki?

Tahminim; ilk ifadesinde “ırkçı” olduğunu belirten zanlı, ona görev verenlerin refakatinde, olay yerini defalarca gözledikten sonra, birinci planda Evîn Goyî’yi öldürmesi gerektiğini biliyordu.

Daha önceki bir saldırıdan dolayı hapis yattığı ve aralık ayında serbest bırakıldığı iddia edilen Fransız ırkçı William M., Paris savcısı Beccuau’un ifadesiyle, zanlı saldırı günü yabancıları öldürmek için çoğunlukla göçmenlerin yaşadığı Paris banliyösü Saint-Denis’e gittiğini, burada az kişi olması ve kıyafetinin silah şarjörünü doldurmasına imkan vermemesi nedeniyle… daha sonra Paris'in 10uncu bölgesine yürüyerek gittiğini, orada bir kültür merkezi bulunduğunu bildiğini belirten saldırgan…

Bu hikayenin mantığa uygunluğundan kuşku duymuyorum.

Ama bir Savcı tarafından aktarılmasından büyük kuşku duyuyorum.

Polis güçleri böylesi bir varsayımda bulunabilirler.

Savcılar, iddialarını soruşturma sürecinden sonra elde edilen bilgilere dayandırırlar.

Evîn ve iki Kurdistanlının Paris’te öldürülmesinin, birinci Paris Katliamının üstünden on yıl geçmesine, katliamın hala aydınlatılmamasının, Fransa yargısının töhmet altında bırakıldığı düşünüldüğünde, Paris savcısının ivedi reaksiyonunu anlamak mümkün

Ama başka bir alternatif de mümkün.

Savcı’ya göre yabancılara karşı “patolojik” bir nefret duyduğunu belirten zanlı, bu katliamı işlemek için istisna bir kişilik değil mi?

Özelikle Sakine Cansız ve arkadaşlarının katledilmelerinden sonra yargıya edindiği bilgileri vermekten sakındığından hareket ettiğim, Fransa İstihbarat Teşkilatı DGSE ile MİT’in ilişkilerinin toksit olmadığından hareket edilirse, Aralık ayında tutuklu bulunan katil William’ın böylesi bir katl için aday seçilip, deyim yerindeyse “eğitilmesi” mantıki olmaz mı?

Böylece, böylesi bir planın MİT tarafından tertiplenerek, Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH)‘nin söylediğine göre, NATO güçlerinin onay verdiği bir katliam olduğunu iddia etmek yanlış mı olur?

Birçok hikayenin olduğunu bilmemize rağmen, Evîn Goyî’nin hedef alınmadığını anlatan bir hikayeye inanmıyorum.

Buna inanmayan Kurdistanlıların, Fransız yargısını, zanlının yeniden tutuklanmasına “mecbur” etmeleri, o uydurulan hikayeye, başka uyduruk bir hikaye ekleyebilir…

Ama, Kürt Kadın Hareketi’ni hedef alan katli aydınlatmayacak hiçbir hikaye kabul edilmemelidir!

Selimferat@web.de

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.