Putin’in rafine Stalingrad çıkışı

Selim FERAT yazdı —

  • Kendisinin olmayan bir tarihi, miras edinmek. Rus milliyetçiliği ve ırkçılığının Sovyetler’i araçsallaştırılmasını sağlamak, emperyalist amaçları, faşizme karşı mücadele ile detone etmek…  Bunların tümünü yaptı Putin.

"Stalingrad adı, 80 yıl sonra hala Almanları ve Rusları nefessiz bırakıyor“ sözleri Almanya’da yayınlanan liberal-muhafazakar "Frankfurter Allgemeine" gazetesi yazarlarından Berthold Kohler’e ait.

Kohler’in bir cümlelik tesbiti, Putin’in "Yeniden Alman tankları tarafından tehdit ediliyoruz" sözlerine dayanıyor.

Yazar makalesine "Putin’in büyük yalanı" adını vermiş.

Ancak bu "yalan", Putin’in Sosyal Demokratların öncülük ettiği Alman hükümetinin Leopard 2 ve Leopard 1 tanklarının Ukrayna’ya verilmesi engelinin kaldırılmasını "büyük başarı" olarak kutlamasına karşı rafine bir çıkış olduğu gerçeğini gölgelemedi.

Putin’in: "İnanılmaz ama doğru: Yanlarında haçlar olan Alman Leopard tankları tarafından yine tehdit ediliyoruz" sözlerinin demagojik, oportünistçe seçilmiş olması, açılmasını istediği perdeyi araladı: Stalingrad 80 yıl sonra gündeme oturdu.

80 yıl önce ne olmuştu Stalingrad’da?

General Friedrich Paulus kumandasındaki 6. Ordu Stalingrad taaruzunu başlatmadan önce Hitler: "Ruslar güçlerinin sonuna geldi" demişti.

6. Ordu 1942’nin Ağustos’unda başlangıçta başarılar elde etmiş ve kış şartlarında ve uzun ikmal yolları nedeniyle Kızıl Ordu karşısında direncini kaybeden 6. Ordu komutanı Paulus, Hitler’in: "son askere kadar" emrine uyarak, kapitülasyonu kabul etmemişti.

1943’ün Ocak ayının 31‘inde karargahı basılan 6. Ordu komutanı esir alınmıştı.

2 Şubat günü Alman ordusunun Stalingrad’ın kuzey havzasında yenilgiye uğramasından sonra, 2 Şubat Sovyetler tarihinde zafer ve savaşı anma günü olarak ilan edilmişti.

80 yıl sonra Putin Alman hükümetinin Leopard 2 tanklarının Ukrayna’ya verilmesini kararlaştırmasından 8 gün sonra 2 Şubat günü, yani Sovyetler’in "savaşı anma günü"nde eski ismi Stalingrad olan Volgograd’a giderek, savaşı anma törenlerine katılmış ve 80 yıl önceki Kızıl Ordu başarısı üzerinden şu tehditte bulunmuştu: "Almanya gibi…Rusya ile yeni bir savaşa sürükleyen ve savaş alanında zafere güvenen herkes, Rusya'ya karşı modern bir savaşın kendileri için çok farklı olacağını anlamamış görünüyor."

Geçmişi tersine çevirmek;

Kendisinin olmayan bir tarihi, miras edinmek;

Geçmiş zamanı şimdiki gibi göstermek;

Faşizan, işgalci yaptırımları anti faşizm olarak lanse etmek;

Rus milliyetçiliği ve ırkçılığının Sovyetler’i araçsallaştırılmasını sağlamak;

Emperyalist amaçları, faşizme karşı mücadele ile detone etmek…

Bunların tümünü yaptı Putin.

Ancak, 6. Ordu’nun yarattığı tahribatın, Hitler faşizminin saldırılarında yaşamlarını yitirenlerin ailelerine ve Sovyet Cumhuriyeti kentleri ve coğrafyasının gördüğü zarar için tazminat ödemeyen Almanya’nın "tarihi sorumluluğu"nun bilincindeki demagog Putin, 2 Şubatı manipüle ederek, eski bir yaranın yeniden kanamasını sağladı.

Peki Putin’in bu rafine çıkışı neye yarar?

Savaşı yeniden canlandırıyor.

Sanki Hitler yaşıyormuş gibi yapıyor.

Sanki tüm Ruslar Hitler Almanya’sı önünde eğilmeye mecbur edilmişler gibi bir sahneye oynuyor.

Putin, seferberlik için 2 Şubat’ı seçiyor.

Ve eski Stalingrad’da, savaş gününün anıldığı törende, Almanya’ya karşı savaş startı veriyor.

Hedef, Alman tanklarının konuşlanacağı Ukrayna.

Ve bir diktatörün kendi halkını manipüle etmek üzere rafine atağı.

Gerçekten Putin’in tehditi Almanya’ya, Ukrayna’ya karşı mı?

Rafine gibi görünen bu tehditsel çıkışın nadeni: Kendi diktasını tehdit eden bir dalganın farkında olan diktatörün, Rusya’da yaşayan halklara karşı tehdidi olarak okunmalı.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.