Savaş, SADAT ve Sedat

• Halkların önderi Öcalan Yoldaş yıllar öncesinden belirtmişti: “Sosyalizmde ısrar, insan olmakta ısrardır.” Ya insan olmakta ısrar edeceğiz, eşit ve özgür yaşamı kuracağız ya da sonu gelmez barbarca savaşlar içinde insan soyunu kurutacağız.

“İkinci Paylaşım Savaşı”ndan sonraki “soğuk savaş” döneminde birçok çatışma oldu. Dünya nükleer savaş tehlikesiyle burun buruna geldi. Ama sonuçta, dehşet dengesi denen bir nükleer denge gölgesinde, kısmi ve geçici bir istikrar yaşadı. Ama SSCB’nin dağılmasıyla birlikte, ne istikrar ne de denge kaldı. Eskiden NATO kurmayları, bütün kötülüklerin sebebinin, baş tehlikenin SSCB ve Varşova Paktı olduğunu iddia ediyordu. Onlara göre SSCB “Şeytanın imparatorluğu” idi ve dağılmadıkça dünyaya huzur gelmeyecekti.

Çok uzun kuşatmalara, ambargolara SSCB’nin kendi hataları da eklenince SSCB varlığını sürdüremedi ve dağıldı. Dolayısıyla Varşova Paktı da dağıldı. Ne var ki, dünyaya beklenen huzur gelmedi. Tam tersine önce yerel savaşlar biçiminde olsa da, Üçüncü Paylaşım Savaşı adım adım yayıldı. Dağılan Varşova paktına karşılık NATO’nun da dağılması gerekiyordu. Ama NATO dağılmak yerine büyüdükçe büyüdü, yayıldıkça yayıldı. Eski Varşova Paktı üyeleri NATO’ya katıldı. Sonunda Ukrayna ve İsveç, Finlandiya da NATO’ya girmek isteyince şiddetli bir savaş tehlikesi gündeme geldi.

Ne kadarı gerçek ne kadarı senaryo tam belli olmasa da, dünya bir yandan nükleer savaş bir yandan da savaşa paralel olarak kıtlık tehlikesi ile karşı karşıya. Şimdiden alarm zilleri çalıyor.

Erdoğan şefliğindeki iktidar, Rusya-NATO arasındaki çatışmada hem tarafsız rolü oynamaya hem de mutlaka kazanan taraf olmaya çalışıyor. Biraz karışık görünen durum şöyle gerçekleşiyor:

Bu kargaşadan istifade etmek, krizden fırsat yaratmak isteyen Erdoğan diktası özel savaş örgütü olan SADAT’ı da devreye sokarak bölgede söz sahibi olmak ve yeni paylaşımlarda “hakkını” almak istiyor.

Emekli generaller tarafından kurulan ve başkanı Erdoğan’ın başdanışmanı olan, üst düzey güvenlik zirvelerinde Hakan Fidan’ın yanında oturan SADAT yeniden güncelleşti. Daha önce Sedat Peker’in açıklamalarıyla Suriye’deki çalışmaları kısmen deşifre olan örgüt, Kılıçdaroğlu’nu açıklamalarıyla yeniden tartışma odağı oldu. Erdoğan ise hepsini yalanlayıp bu örgütü tanımadığını iddia ediyor. Örgüt iç ve dış politikada aktifleştikçe daha da çok tartışılacaktır.

Devletler resmi güçleriyle yapamadıkları işleri böyle şirket görünümlü özel savaş örgütlerine yaptırıyorlar.
İşin daha enteresan yanı bu “şirket” adına açıklama yapan başkanları Tanrıverdi büyüklere masallar anlatıyor. Sözlerine inanırsak, bu şirket bir hayır kurumu gibi. Kendi web sitesi de öyle. Sanki gönüllü trafik polisi ya da itfaiyeci örgütü ya da sivil savunma örgütü gibi tanıtılıyor. Tanrıverdi, masal anlatacağına Erdoğan’ın zirvelerinde ne aradığını, Genelkurmay ve MİT ile ilişkilerinin zeminini ve medyadaki iddiaları açıklamalıdır.

Ben ise iyice merak ediyorum:
Bu şirketin sermayesi, geliri-gideri nedir, nereden gelir ve nereye gider? Resmi verilere göre kazancı-vergisi nedir?

Yeni bir paylaşım savaşının dehşeti ve ateşi her yeri sararken hatırlatmanın sırasıdır:
Savaşlar kapitalizmin doğal sonucudur. Pazar kavgası ve paylaşım savaşları olmadan kapitalizm olmaz. Sosyalizmin modası geçti, artık iki kutuplu dünya devri bitti, sonsuz huzur-barış devri başladı diyenler, dünyayı en büyük savaş, talan ve yıkım tehlikesiyle yüz yüze getirdiler.

Halkların önderi Öcalan Yoldaş yıllar öncesinden belirtmişti:
“Sosyalizmde ısrar, insan olmakta ısrardır.”
Ya insan olmakta ısrar edeceğiz, eşit ve özgür yaşamı kuracağız ya da sonu gelmez barbarca savaşlar içinde insan soyunu kurutacağız. Ülkede ve dünyada gündeme gelen gerçek seçenek ve çatışma budur.

Zap’ta yoğunlaşan imha savaşına karşı yediden yetmişe direnen Kürdistan halkı, sadece Kürdistan’ın özgürlüğü için değil, bütün ezilenlerin özgürlüğü için direniyor, barbarlığa geçit vermiyor. Dünyanın gözü önünde, yasaklanmış olmasına rağmen kullanılan kimyasal silahlara karşı yükselen direniş, kirli suç ortaklıklarının hepsini de açığa çıkarıyor.
 
suatbozkus@gmail.com
twitter.com/suatbozkuş