Savaş ve seçimler

Suat BOZKUŞ yazdı —

  • Millet seçimle meşgul edilirken yeni işgal saldırıları gündeme alınıyor. Halklarımız Newroz kutlamalarına hazırlanırken Erdoğan ve suç ortakları da Newroz’un özünü bastırmaya ve halkı susturmaya çabalıyor.

Türkiye’de yine bir seçim klasiğini yaşıyoruz.

Ne zaman bir seçim olsa art arda gaz, petrol hatta altın madenleri bulunur. Bu kaynaklar sadece Türkiye’ye değil bütün dünyaya yetecek kadar çoktur. Hani “Mavi Vatan” projeleri, Kanal İstanbul’un çılgın projeleri nereye uçtu?

Aynı hızla dış düşmanlar da harekete geçer. Bütün dünya birleşip iktidarı yıkmak için harekete geçmiştir. Sıkıysa içeride muhalefet ağzını açsın. Hemen iç ve dış düşmanlar, beka vb. yaygarasıyla saldırıya geçerler. Şimdi bahar gelirken yerel seçimler de gündeme gelince daha hızlı bir hareketlenme söz konusudur. Tam da bu günlerde MSB'den Erdoğan’ın fedaileri ya da Yaramazof kardeşleri olan Yaşar Güler, Hakan Fidan ve İbrahim Kalın'ın Irak ziyaretiyle ilgili bir açıklama yapıldı: Gündemde terörle mücadele ve hudut güvenliği olacak.

Türkiye’nin kırk yıllık “Sınır ötesi harekat, sıcak takip, tampon bölge” vb. hayalleri yine hortlamış görünüyor. Erdoğan’ın yerel seçimlerden en az kayıpla çıkıp karizmayı çizdirmeden kurtulmak için her şeyi yapacağından emin olmak gerekir. Bu nedenledir ki seçim propagandasını adaylara bırakmadan bizzat kendisi yürütmektedir. Newroz kutlamalarını da gölgelemek için gündemi içeride ve dışarıda “terörle mücadele“ yaygaralarıyla doldurmak ve bu arada her türlü zulmü-saldırıyı da sürdürmek çabasındadır.

Erdoğan, Suriye iç savaşına her yolla müdahil olmuştur. Şam’da, Emevi Camii’nde Cuma namazını kılmak hayallerini hatırlayın. Erdoğan Cuma namazını kaçırdı ama Suriye’yi işgal ve en azından 30 km. genişliğinde bir tampon bölge hayalinden vazgeçmedi. Rojava devrimi ve Kobanê direnişi buna izin vermedi. Ne var ki Erdoğan “beka sorunu” bahanesiyle bu girişimlerinden vazgeçmiş değil. Şimdi daha geniş bir işgal ve fiili durum yaratmak için fırsat kolladığı da biliniyor. Zaten artık bunu gizlemeden ilan ediyorlar.

Millet seçimle meşgul edilirken yeni işgal saldırıları gündeme alınıyor. Halklarımız Newroz kutlamalarına hazırlanırken Erdoğan ve suç ortakları da Newroz’un özünü bastırmaya ve halkı susturmaya çabalıyor. Medya generalleri gene işbaşı yapmış ve kamuflaja girmeden tatbikata başlamış bulunuyor. Bu şartlarda seçimler kadar sonrası da önem kazanıyor. Seçim kargaşası içinde boğulmadan seçim sonrasına da hazırlanmak şart oluyor.

Newroz sürecinde halk hem Newroz’u kutlamak hem de her türlü saldırıya karşı direnişini ilan etmek için alanlara akmalıdır. Geçmişte Newroz’u kutlamak için nasıl serhildanlar gündeme gelmişse bugün de saldırılara geçit vermemek için serhildanlara hazır olmak gerekiyor. Seçim hilelerine ve kayyımlara karşı her alanda direnişe hazır olduğunu gösteren bir halk mutlaka kazanacaktır.

Halklarımızın mücadelesi seçimlerle başlamadı ve seçimlerle bitmeyecek. Seçim alanları ve sandıkları Erdoğan ve suç ortaklarına elbette bırakılmamalıdır. Bununla birlikte seçim günü ve sonrası da unutulmamalıdır. Çünkü Erdoğan 2015’ten beri hiçbir seçimi kazanamadığı halde her türlü hile ve sahtekarlıkla kendisini kazanmış gösteren mazbataları almayı başarmıştır. Muhalefet Erdoğan’a karşı değil devlete karşı yarışmaktadır. Yine öyle olmaktadır. Valiler, ordu komutanları AKP il başkanı gibi çalışıyor. Bütün devlet kurumları Erdoğan’ın fedaisi gibi müdahale ediyor. Bu sahtekarlıkları ve saldırganlıkları ortaya çıkarmak için seçimlere her alanda canla başla katılmak gerekiyor.

Erdoğan ve suç ortakları Kurdistan halkının demokratik istemlerine kulak vermek yerine geleneksel kanla bastırmak için her türlü güçle anlaşıp saldırmak planlarından vazgeçmiş değil. Böyle oldukça da ne yazık ki görünür gelecekte bir diyalog ve yumuşama ihtimali görünmüyor. Türkiye, geleneksel saldırgan-ırkçı-işgalci maceralar peşinde koşmaktan kurtulamıyor. Halklarımız da özgürlük kavgasından vazgeçmeyecektir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.