Siyasi ömrü Rojava’ya bağlı

• Erdoğan’ın siyasi ömrünün çıtasının boyunu tayin edecek merkezlerin başında Rojava geliyor; Kobanê’de olduğu gibi…

 

"Özerk Yönetim“ BM’ye çağrı yaparak, Kuzey ve Doğu Suriye’nin statüsünün tanınmasını talep etti.

Devrim Kobanê’de başladı.

Tesadüf bu ya yine Temmuz ayıydı.

Rojava Devrimi, Erdoğan 15 Temmuz darbesini başlatmadan dört yıl önce start almıştı.

Rojava Devrimi, Temmuz’un 19’unda başladı.

O’nu çıldırtacak bu siyasi yenilgiden sonra, Erdoğan’ın kendisini kurtaracak 15 Temmuz darbesine damga vurması, dört yıl eksi dört gün zaman almıştı.

Bir yerde Rojava Devrimi’nin Erdoğan’a yaşattığı histerik krizin dört yıldan dört gün eksik devam ettiğini not etmek mümkün.

Erdoğan‘ın 15 Temmuz’la birlikte güç kazandığı yazıldı.

Bu tez isabetli bir terazi kefesinde tartılmamışa benziyor.

Erdoğan güçlenmedi; iktidarı, yani zorbalığı ele geçirdi.

Ve darbenin öncüsü/ mağduru olup olmadığı tartışmalarının start almasından hemen sonra, güç kaybetmeye başladı ve sonrasında buna bir de takatsizlik de eklendi.

Güç kaybettikçe Rojava’ya saldırdı.

Özerk Yönetim Eşbaşkan yardımcısı Hesen Koçer, yaptığı son açıklamalarından birinde:

"Erdoğan DAİŞ’in rejim (Esad) ile savaşmasına izin vermedi. DAİŞ’in yönünü Kürtlere çevirdiler. Zaten DAİŞ’in emiri kendisi bunu itiraf etti…: "Eğer bu güç ile savaşsaydık, Şam’a kadar gidecektik. Ama, Erdoğan yönümüzü Kürtlere verdi."

Şam’daki adam, dolaylı olarak Erdoğan tarafından desteklendi.

Anlaşılan; Erdoğan ve Esad’ın ebedi Kürt karşıtlığı bileşkesi, DAİŞ’in Şam’a yönelik saldırılarının Erdoğan tarafından engellendiğini gösteriyor.

Rojava Devrimi, bir gün önce 9’uncu yıldönümünü kutladı.

MLKP son hafta yaptığı yazılı açıklamada: “Paris Komünü 71 gün yaşadı. Ekim Devrimi, ondan öğrenmesini bildi. Bizler de onlardan öğreniyoruz. Rojava Devrimi, kapitalist emperyalizmin politik, iktisadi ve sosyal tüm varlık biçimlerine karşı mücadele yolundan kendi tarihinde ilerleyecektir“ cümleleriyle, Rojava Devrimi‘nin doğrultusuna yerinde bir tanımlama getirdi.

Özerk Yönetim ise devrimin içeriğini şöyle tarif ediyor: "19 Temmuz Devrimi’nde değişimin ana maddesi halkların kardeşliği, demokratik sistemin geliştirilmesi.“

Erdoğan’ın koalisyon ortağı DAİŞ’i o topraklarda yok eden güç Rojava halklarıydı.

Mazlum Kobanî Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Rojava Devrimi’nin 18 Temmuz 2012’de gece saat 20:00’de başlatıldığını not etti.

Devamı var:

Kobanî, devrimi kutladıktan sonra;

Rojava’lılar’ın seslerini dünyadaki bütün kurumlara ulaştırmalarını diledi.

Esad’ın 1 Milyon insanın yaşamına mal olan bir savaş sonrası, "yeniden seçilmiş“ olmasından sonra, yemin töreninde yaptığı konuşmasına, Kürtler’in ABD’den yardım aldığını, Kürtler’e karşı savaşacak halka silah vereceğini açıklaması, Rojava’nın BM tarafından tanınması talebi aynı döneme denk geliyor.

Erdoğan’la birlikte devam edegelen korucu sistemi ve özellikle de Kuzey ve Güney Kürdistan’da görev yapan SADAT’a bağlı sivil silahlı ordu, Esad rejimiyle Erdoğan rejiminin anti-Kürt ortak paydası oluyor.

HDP’den gelen “AKP ile masaya oturacak bir tek Kürt bile bulamazsınız” açıklaması, Rojava Devrimi’nin 9. yıldönümüne denk geldi.

Kobanê’de kanton ilanıyla başlayan devrim, Efrîn ve Qamişlo’daki kanton ilanıyla devam etti. Sonrasında Efrîn’in işgali vardı; buna rağmen kesintiye uğramadı; Türk ordusu Efrîn’de rahat bir gün/ saat/ saniye yaşayamadı.

PYD Eşbaşkanı Enver Müslim: “Kürt sorunu askeri yöntemlerle çözülemez. 1925’ten 2021’e kadar geçen sürede Kürtler bitmedi. Her yerde… mücadelesini yürütüyor…“ Rojava’da da…

Tüm bunlardan sonra not düşüyorum. Erdoğan’ın siyasi ömrünün çıtasının boyunu tayin edecek merkezlerin başında Rojava geliyor; Kobanê’de olduğu gibi…