Tecrite son, Öcalan’a özgürlük

Suat BOZKUŞ yazdı —

  • Kürtlerin ve demokrasi güçlerinin “Tecride hayır, Öcalan’a özgürlük” istemiyle yeri göğü inlettiği bir dönemde hala daha ’93 konseptiyle Öcalan’a kin kusan bir CHP geriye doğru değişmiş demektir.
  • Öcalan ve Kürtler bir realite olarak tarihe girmiştir. Hiç bir güç onları yok sayamaz, yok edemez, boyun eğdiremez, diz çöktüremez. İflas etmiş olan ’93 konseptini yeniden canlandırmak isteyenler tekrar tekrar hüsrana ve bozguna uğramaktan kurtulamaz.

Birinci ve İkinci paylaşım savaşlarıyla oluşturulan statüko, üçüncü savaş sürecinde altüst olmaktadır. Zaten bazı tarihçilere göre böyle ayrı savaşlar olarak adlandırmak da yanlıştır. Yüzyılın başında başlayan paylaşım savaşı hiç bitmemiştir. Ayrı ayrı savaşlardan değil, aynı savaşın birinci, ikinci ve üçüncü aşamalarından söz edilebilir. Bu da yabana atılamayacak bir değerlendirmedir.

Birinci ve İkinci savaş sonrası oluşan statüko kaçınılmaz bir değişim sürecine girmiştir. Üçüncü savaş sürecinde dünya ve bölge yeniden şekillenmektedir. Çok daha uzun sürecek sancılı bir sürece girilmiştir.

Bu sürece girerken, Türkiye kendi iç sorunlarını çözmüş olarak girebilirse bölgedeki ve dünyadaki sorunlarda bir çözüm gücü olabilir. Ne var ki, iktidarıyla muhalefetiyle Türkiye siyaseti patinaj yaparak zaman kaybetmekte ve halklarımıza kan kaybettirmektedir.

Erdoğan-Bahçeli diktası Yeni Osmanlı ve hilafet rüyalarıyla ülkeyi bir çıkmaza sürüklemişlerdir. Değişim diye diye her gün ortalığı telaşa veren muhalefet ise hiç umut vermiyor. CHP’nin değişimcileri kurultaydan önce değişim-değişim derken “CHP değişmezse Türkiye değişmez” gibi parlak sloganlar yaratmışlardı. Şimdi eylem zamanı gelince görüldü ki CHP’de hiçbir değişim olmamış. Değişim dedikleri sadece Ali gitsin Veli gelsin meselesiymiş. CHP’de hiçbir değişim olmamış derken suçlama yapmak için söylemiyoruz. Bunca değişim yaygarasından ve ikinci yüzyıl nutuklarından sonra Özgür Özel’in açıklaması CHP’deki değişimin ters takla atmaktan ibaret olduğunu gösteriyor.

Özgür Özel açıklamasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik "Abdullah Öcalan'dan medet umacağıma Selahattin Demirtaş'a yapılan hukuksuzluğu eleştirmek çok daha izah edilebilir bir şeydir. Selahattin Demirtaş bir partinin genel başkanıyken alındı, cezaevine kondu ve birçok hak ihlali kararlarına rağmen hâlâ orada tutuluyor. Oysa ki kendisi 40 bin kişinin katili Abdullah Öcalan'la mektup arkadaşlığı yapmaktadır. Ondan mektup alıp, yerel seçimlerde mektup okutturmaktadır" ifadelerini kullandı.

Bugüne kadar Sayın Öcalan üzerindeki hukuk dışı zulme karşı tek kelime etmeyen Özgür Özel, yıllardır insanlık dışı tecrit altında olan Öcalan’a utanmazca saldırmaktadır. Kürtlerin ve demokrasi güçlerinin “Tecride hayır, Öcalan’a özgürlük” istemiyle yeri göğü inlettiği bir dönemde hala daha ’93 konseptiyle Öcalan’a kin kusan bir CHP geriye doğru değişmiş demektir. Oysa dünya geriye doğru döndürülemez.

Öcalan ve Kürtler bir realite olarak tarihe girmiştir. Hiç bir güç onları yok sayamaz, yok edemez, boyun eğdiremez, diz çöktüremez. İflas etmiş olan ’93 konseptini yeniden canlandırmak isteyenler tekrar tekrar hüsrana ve bozguna uğramaktan kurtulamaz.

Herkese ateşkes ve siyasi çözüm öneren Erdoğan, bu kargaşada Kürtlere saldırıp inkar-imha siyasetini sürdürerek ayakta kalmaya çalışıyor. Ulusalcı muhalefet ise bu konuda Erdoğan ile yarışarak prim elde etmeye çalışıyor. Bugüne kadar bu yarışta hep kaybettiler ama hala akıllanmamışlar. Böyle giderse gene kaybedecekler ve bir daha da toparlanamayacaklar. Kürtlere savaş ilan ederek, Erdoğan’dan bile daha saldırgan ve hukuksuz söylemlerle oyalanıp dururlarsa ellerinde bırakın büyük şehirleri köy muhtarlıkları bile kalmaz.

Anketlere göre ABD’de halk “ateşkes”, siyasiler ise “savaş” istiyormuş. Aslında dünyanın her yerinde halklar barış, siyasiler savaş ister. Amerika’da da, İsrail’de de Türkiye’de de bu böyledir. İktidarda olan gericiler, iktidarlarını sürdürebilmek için savaşı kışkırtır, halkı yoksulluk ve ölüme sürükler. Şu anda Erdoğan ile Netenyahu da aynı konumdadır. Bakmayın atıştıklarına… Adeta ruh ikizleridir. Boş teneke gibi gürültü çıkarıp el altından her konuda anlaşırlar, ticaretleri devam eder. Gazze’ye düşen bombalarla Erdoğan’ın gönderdiği askeri malzeme taşıyan gemiler ve uçaklar yarışır. CHP gerçekten muhalefet olacaksa öncelikle Erdoğan’ın soykırım ve savaş suçlarına karşı çıkmalıdır. Yoksa yaptığı hiçbir şey değişim ve ilerleme sayılmaz.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.