Yeni dünya

Suat BOZKUŞ yazdı —

  • Dünya savaşlarıyla oluşan statükolar bir daha savaşla yıkılıp yenisi kuruluyor. Ama sadece askeri güçle değil, ideolojik ve politik güçle sonuç belirleniyor. Zaten savaş politik mücadelenin en üst biçimiyse sonuçta belirleyici olan ideolojik-politik güç olacaktır.

Birinci paylaşım savaşında çizilen ve ikinci savaş sonrası yapılan değişikliklerle kalıcılaşan statüko 45 sene sürdü. Doğu’da Varşova, Batı’da ise NATO blokları arasında oluşan bir güç dengesi altında kısmi olarak istikrarlı bir dönem yaşandı. Gene de Kore-Vietnam savaşları, Küba-Vietnam, Angola devrimleri gibi bir çok atılım oldu. Gene Filistin ve Kürdistan devrimleri yükselişe geçti. İki blok arasındaki gerilim dünyayı bir nükleer yıkımın eşiğine getirmişti. Bu yıllarda en önemli mücadele silahsızlanma, yumuşama-detant ve barış çabaları oldu.

1990’lara gelindiğinde her alanda kafa kafaya gelen iki blok ve başını İsveç-Küba, Yugoslavya’nın çektiği bağlantısızlar bloğu oluşmuştu. İki taraf da bütçesinin büyük kısmını silahlanma ve askeri amaçlı harcamalara ayırıyordu. Bu da iki bloku da zora sokuyordu.

Sosyalizm adına yola çıkan SSCB ve Varşova Paktı devleti küçültüp halk iktidarı kuracakken tarihin en güçlü devlet aygıtlarına dönüştüler. En büyük ordularını ve polis-istihbarat örgütlerini oluşturdular. Öyle ki bu konuda emperyalist devletlerle her alanda rekabete girdiler. Bu durumda sosyalizmi geliştirmek, güçlendirmek hayal bile olamadı. Gorbaçov dönemindeki Prestroyka ve Glasnost çabaları SSCB ve Varşova Paktı’nın dağılması, kurulu sistemin ise çökmesiyle sonuçlandı.

O zamana kadar SSCB ve Varşova Paktı’nı şeytan imparatorluğu ve bütün kötülüklerin anası ilan eden, onların yıkılmasıyla tek kutuplu dünyanın kurulacağını ve savaş tehlikesi kalmayacağını ilan eden emperyalist ideologlar tam bir soytarıya döndüler. Kısa süre içinde Balkanlar’dan Orta Doğu’ya kadar her yer kan gölüne döndü. Geçmişte hiç görülmemiş ölçüde savaş ve çatışmalar yaşandı. Son yıllarda Ukrayna savaşı bir dünya savaşını tetikleme tehlikesini yarattı. Trump da son konuşmalarında bunu açıkça ilan etti. Trump kendi adına ve de Büyük Amerika adına yaptığı hamlelerle NATO’da ve BM’de büyük panik yarattı. Gorbaçov’un Varşova Paktı’nı ve SSCB’yi dağıtması gibi Trump da NATO’yu dağıtacak gibi. Bunları gereksiz, hatta ABD’nin sırtında yük gibi gördüğünü ilan etti. Vahşi kapitalist döneme dönüşün ilanı gibi attığı adımlar Gazze’de, Grönland’da, Meksika’da hak talep etmesi ise yeni bir dönemin başlangıcıdır. Sanki Gorbaçov’un doğuda yaptığını Trump da batıda yapacak gibi.

Özetle farklı yorumlar ne olursa olsun dünya savaşlarıyla oluşan statükolar bir daha savaşla yıkılıp yenisi kuruluyor. Ama sadece askeri güçle değil, ideolojik ve politik güçle sonuç belirleniyor. Zaten savaş politik mücadelenin en üst biçimiyse sonuçta belirleyici olan ideolojik-politik güç olacaktır.

Halkların Önderi Apo’nun 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” üzerine tartışmalar devam ediyor. Kürtler ve demokrasi çevreleri, Önder Apo’nun ortaya koyduğu siyasal perspektifin pratik adımları için tartışmalar yürütüyor. Bu çağrı ile açılan dönemde halk güçleri ağırlıklarını koyup belirleyici olabilirse halklarımız için yeni bir dönem açılacak demektir.

Fevri tepkiler ve de olumsuz yaklaşımlar yerine yaratıcı ve yapıcı politikalar üretilebilirse Mahabad Cumhuriyeti’nin tasfiyesi gibi olumsuzluklar yaşanmayacak ve tüm halklar için özgür günler yaklaşacaktır.

2025 Newroz’u bu dönemin, yeni dünyanın müjdecisi olsun.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.