Yepyeni bir süreç
Suat BOZKUŞ yazdı —
- Mücadele bitmiyor, yeni bir dönem açılıyor. Silahlar susarsa siyaset daha çok konuşur. "Terör" ve "beka" sopasıyla susturulan toplumun bütün kesimleri öz örgütleriyle siyaset sahnesine çıkma ve ağırlığını koyma olanağına kavuşmuştur.
Öcalan’ın yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı"ndan sonra yaşanan gelişmeler PKK’nin 12. Kongresi kararlarıyla yeni bir dönemin kapısını açmıştır. Daha önce yaşanan ve çeşitli nedenlerle sonuca ulaşamadan yarım kalan görüşmeler gibi, bu süreçte de tıkanmalar tekrarlanır mı? Yeni sürecin yarattığı umut her gün büyürken karamsar endişeli bakışlara da rastlanıyor. Bunları doğal karşılamak gerekir. Çünkü bunca yıllık kirli savaşın yarattığı olumsuz izlerin hemen kaybolması beklenemez. Ama bütün endişeli bakışları, karamsarlıkları bir kenara bırakıp geleceğe umutla bakmak ve yaratılan bu umudu güçlendirmek gerekir.
Aslında bu süreç yeni başlamış değildir. Öcalan ve PKK uzun süredir bu barışçı-siyasi çözüm iradesini ortaya koymuştur. Ama devlet içindeki savaş yanlısı-savaş rantçısı ırkçı odaklar her defasında diyalog yerine savaşı dayatmıştır. İlk defa hem Kürt siyasetinin genel eğilimi hem de Türkiye siyasetine egemen olan ana çizgiler böylesi bu süreci desteklemektedir. Çünkü savaş iki taraf içinde çözüm olmaktan çıkmıştır. Kimse sonsuza kadar savaşı savunamaz, sürdüremez. Şimdi yeni bir sayfa açılıyor. İleride Kürdistan ve Orta Doğu tarihini yazacak olan tarihçiler PKK’den önce ve PKK’den sonra ayrımını mutlaka yapacaktır. PKK’nin Kürdistan ve bölge halklarının yüreğinde ve hafızasında bıraktığı devrimci izler kolay kolay silinmeyecektir.
Örgüt biçimleri de, mücadele biçimleri de dogmatikçe ele alınıp mutlaklaştırılamaz. Yani illegal örgütlenme-silahlı mücadele mutlak ve tek biçim değildir. Zamana göre hepsi de değişebilir. Önemli olan ideolojik-politik yapı ve yönelimdir.
Örgütler de canlı organizmalardır. Toplumla ve mücadele ile birlikte gelişir ve değişirler.
Öcalan yoldaş yıllar önce “Silahlar susun, siyaset konuşsun” demiştir. 1990’lardan beri HEP’in kuruluşundan bugüne kadar hep siyaset kapısı, barışçı çözüm yolu açılmak istenmiştir. Değişen bölge ve dünya şartlarıyla birlikte bu yol tam olmasa da açılmıştır. Daha da açılması ve bu yolun sonuca gitmesi yine siyasi mücadelenin gelişmesiyle olacaktır.
Yeni bir sayfa açıldı: Mücadele bitmiyor, yeni bir dönem açılıyor. Silahlar susarsa siyaset daha çok konuşur. "Terör" ve "beka" sopasıyla susturulan toplumun bütün kesimleri öz örgütleriyle siyaset sahnesine çıkma ve ağırlığını koyma olanağına kavuşmuştur.
Elinde çubuklarla TV ekranlarını dolduran terör uzmanları-azmanları da işsiz kalma korkusuyla süreci ne kadar bozmaya çalışsa da nafiledir. Yine siyaset sahnesinde etkili olmaya çalışan İYİP ve ZP gibi eğilimler siyaseti ve toplumu etkileme güçlerini yitirmişlerdir. Onlara takılıp kalmak yerine demokratik siyaseti geliştirme ve halkın acil taleplerini gerçekleştirme yoluna girmek gerekir. Hasta tutsaklardan başlayıp zindanların boşaltılması, kadınların ve işçilerin can güvenliği gibi acil taleplerinin karşılanması ilk adım olmalıdır.
Türkiye’nin ve bölgenin birikmiş ağır sorunları vardır. Ama demokratik siyaset doğrultusunda ortak bir irade oluşması durumunda bu sorunların çözülmesi çok kolay olmasa da mümkündür. Savaşın, akan kanın durması ve cenazelerin gelmemesi bile halklarımızı rahatlatacak yeni atılımların önünü açacaktır. Atılımlar arttıkça “istemezük"çülerin sesi de duyulmaz olacaktır.
Her ne sebeple olursa olsun, ne eleştiri yapılırsa yapılsın savaşan taraflar anlaşmış, savaşa son verdik diyor. Ama bir grup müzmin muhalefet buna karşı çıkıyor. Bunlar ancak savaş rantçısı ya da akıl fukarası ırkçılar olabilir.
PKK kongresiyle açılan yeni dönem hayırlı olsun. Barışçı siyasi çözüm mücadelesi halklarımızın desteği ve katılımıyla zafere ulaşacaktır.
PKK kongresinde şahadetleri duyurulan Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun şahsında Mayıs ayı ve tüm özgürlük şehitlerini saygıyla anıyorum.