14 Temmuz “diriliş” 15 Temmuz çöküş 

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Darbeye gerek yok çünkü Türkiye çökmüş. ABD darbeyle Erdoğan’ı devirmek yerine, onu Madrid’de teslim aldı. “Bizim oğlanlara” darbe yaptıracağına, Erdoğan’ı “bizim oğlan” haline getirdi.

Türkiye’nin bütün demokratları, Kürt halkıyla birlikte 14 Temmuz’da “can vererek dirilenleri”, yani “El basu badel mevt” gününü anarken, onların başkaldırdığı 12 Eylül paşalarının devamcısı “ultra ulusalcılar” da 15 Temmuz darbesini kutlamaya hazırlanıyor. 
Güya muhalifler. Ama 15 Temmuz darbesinin de “askerleridirler.”  

Bunlar ABD’nin darbe hazırlığına karşı Erdoğan, Akar ve Fidan’ın kendi ordularına karşı kanlı komplosunu alkışlıyorlar. Bu alkış faşizmedir. 

ABD gerçekten “darbe” yapacak mıydı? Bizim kuşak bütün darbelerin arkasında Amerika’nın olduğunu ezbere bilir. ABD darbe yapar. 
Neden yapmasın?  

İkinci Dünya Savaşı biter bitmez, savaşın bitiminden bir yıl öncesine kadar Hitler’le işbirliği yapan “tek parti” hükümeti, savaş suçlusu sandalyesine oturmamak için derhal “NATO üyeliği” için başvurdu. Başaramadı. Başarı NATO’ya girmek için Kore’de bir tugay askeri toprağa gömdüren Menderes’e ait oldu. Sonuçta hem CHP ve hem de DP, aslında savaşta Hitler’le birlikte yenilmişlerdi ve şimdi olduğu gibi NATO’ya teslim oldular. CHP ve DP diyorsam siz bunu “devlet” olarak anlayın.  

Hülasa devlet teslim olmuştur. 

Türkiye’yi biz, bizden önceki demokratlar değil, devletin kendisi NATO’ya teslim etti. Behice Boran ve arkadaşları o günlerde bu teslim anlaşmasına ve NATO üyeliğine hapse girme pahasına vargüçleriyle karşı çıktılar. 

Sözü şuraya getireceğim. Şimdi NATO’nun patronu ABD’nin “darbesinden” şikayetçi olanlar seslerini kesip bu tarihe yeniden baksınlar. Senin devletin teslim olmuş, ABD’ye “Türkiye’nin eti senin, kemiği benim” demiş. Teslim olanı hem döverler, hem severler. “Kendim ettim, kendim buldum” diyeceğinize ABD’yi darbecilikle suçlamanız gülünç oluyor. 

Hem NATO, hem de Varşova askeri paktları birer “sivil toplum örgütü” değildi. Bunların başındaki ABD ve Sovyetler Birliği, paktlarına üye olan devletlerin üstünde sınırsız yetkiye sahipti. Bugün de biraz gevşemiş olsa da böyledir. Sovyetlerin yetkiyi kullanma yöntemi “askeri müdahale” idi. “Yaramazlık” yapan ülkeyi işgal etmiştir. Önce Macaristan’a, sonra Çekoslavakya’ya girmiş, iktidarı değiştirmişti. ABD’nin yöntemi ise “darbe” idi. 27 Mayıs’ta Menderes’i, sonra 12 Mart ve 12 Eylül’de hükümetleri devirdiler. Sovyetler doğrudan müdahale ederken ABD neden dolaylı müdahaleyi tercih etti? Sorunun cevabı basit: Sovyetler’de “proletarya diktatörlüğü”, ABD’de ise “demokrasi” şalıyla gizlenmiş mali ve askeri oligarşi hüküm sürüyordu. Hruşçev’in (Kruşçev) de Brejnev’in de “seçimde hesap verme” zorlukları yoktu, ABD başkanları ise seçimden seçime dikkatli olmak zorundaydı. Hepsi bu. 

Ya hu! Siz Amerika’nın “dolarını” kullanıyorsunuz, Amerikan silahlarıyla Kürt’ün kanını döküyorsunuz. ÖSO’yu “eğit, donat” sloganıyla ABD’nin yardımıyla örgütlediniz. Amerika’nın izniyle Serêkaniyê’yi işgal ettiniz. Şimdi Barzani’yle Erdoğan’a hava sahasını açan ve SİHA’larla sivil Kürt siyasetçilerine suikast yapmanızı sağlayan da ABD’dir. İkinci Dünya Savaşı yıllarında  ekmeği karneye bağlanan, açlıktan kırılan Türkiye’yi Truman doktrini ve Marshall Planı ile ABD doyurmadı mı?  Ve siz de bu ABD’ye topraklarınızda atom silahları depolanan askeri üsler vermediniz mi? 

Sahi Zap’ı Avaşîn’i “yerli ve milli” savaş uçaklarıyla mı bombalıyorsunuz? F.16 pilotları kendi Genel Kurmayı ile İngilizce konuşuyor bre utanmazlar. Ecdadınızın temsilcisi Menderes “küçük Amerika” olacağız demişti, hatırlayın. Ve NATO’nun Beşinci maddesine sizin devletiniz imza attı. Bu Beşinci madde yalnız bir başka ülkenin saldırması durumunda değil, içeride bir devrimci kalkışma olduğunda da tüm üyelerinin ordularıyla Türkiye’ye askeri müdahale yetkisi vermiştir NATO’ya.  

Demek ki siz bize karşı NATO’nun ve ABD’nin Türkiye’yi işgal etmesine “evet” diyorsunuz, ama NATO anlaşmasına uymayan hükümetlerinize karşı “darbe” yapmasına bozuluyorsunuz. 

Kendi düşen ağlamaz. Ağlamayın. “NATO bölünmez bir bütündür.” Hiçbir hükümet hem NATO’ya üye olup, hem de başına buyruk takılamaz. Takılırsa darbeyle gider. NATO’nun kanunudur.  

Şimdi neden darbe yapmıyor?  

Neden yapsın? Darbeye gerek yok çünkü. Türkiye çökmüş. ABD darbeyle Erdoğan’ı devirmek yerine, onu Madrid’de teslim aldı. “Bizim oğlanlara” darbe yaptıracağına, Erdoğan’ı “bizim oğlan” haline getirdi. 

Madem NATO’ya üyesiniz ve hele şimdi madem Üçüncü Dünya Savaşı’nda ABD’nin safında Rusya, Çin ve İran’a karşı yer aldınız, o halde sizi teslim de alırlar, ayak direrseniz darbeyle de devirirler.  Sıranın 15 Temmuz’da NATO generallerini ve albaylarını hapse atanlara gelmek üzere olduğunu hatırlatayım. 

“Ultra ulusalcı” “ama biz de bu nedenle Rusya’ya, Çin’e katılalım diyoruz” deyince başlıyorum gülmeye… 

Hele bir katılın da göreyim sizi. Kıpırdadığınız, mızıkçılık ettiğiniz, hele “istiklali tam” mavalıyla Atatürkçülük filan yaptığınız gün, onlar öyle zahmetli darbe tertiplerini boş verir, mesela Rusya’nın Ukrayna’ya dalması gibi ülkenizi haşat ederler.  

Eh, işte bu yüzden Apo size “akıllı olun, ahmaklık etmeyin, hazır Kürdistan parçaları üçüncü yola koyulmuşken, üçüncü yolun merkezi olarak Ortadoğu Konfederalizmini inşa etmeye başlamışken, üçüncü yola katılın” diyor. 
“Duymuyoruz” mu diyorsunuz.  

Elbette duyamazsınız. Çünkü sizin Ecevitiniz dün, Erdoğanınız bugün ve de Millet İttifakıyla Saray İttifakı hep birlikte PKK Önderi’ni tecrit işkencesiyle susturdular.  

Sizi bilmem ama, Apo konuşup, şu uluslar arası hakikatleri özgürce açıkladığı zaman, Saray’ın da Millet İttifakının da tabanı şimdiki gaflet uykusundan sıçrayarak uyanacaktır.  

“Ultra ulusalcıların” şu sıralar Cumhuriyet’de, Sözcü’de, iktidar “havuzcularının” da yüzde 95’lik medyada yazıp, konuştuklarına bakıyorum da “siz darbeyi de, rezilce teslim olmayı da, daha beterini de hak ediyorsunuz” diyorum. 

O halde sızlanmayın.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.