15 Ağustos: Karanlığı yaran şimşek

Ziya ULUSOY yazdı —

  • Kürdistan devriminin sürekliliği ve Türkiye devrimci hareketinin mücadele ısrarda sürekliliği, Türkiye’deki bu ayaklanma ve direnişleri esinledi ve inşa etti. Birleşik devrim umudunu ayakta tuttu. Şimdi direnişi kitleselleştirerek, faşizmi yenilgiye götürmek ve birleşik devrimi hazırlamak gerekir.
  • PKK’nin kahramanca direnişi aynı zamanda faşizme meydan okuyan barikatı kurup pekiştirerek faşizmin yenilgisini hazırlamada en büyük rol oynuyor. Şimdi direnişi kitleselleştirerek, faşizmi yenilgiye götürmek ve birleşik devrimi hazırlamak gerekir. 

12 Eylül karanlığında Kürdistan’da 15 Ağustos sessizliği yaran bir şimşekti. Birkaç yıl sonra Kürdistan devriminin esen fırtınasına dönüştü. 

PKK’nin kararlılığı, fedakarlığı ile Kürt halkının sömürgecilikten kurtuluş isteği ve potansiyeli mücadelede birleşerek devrimi tutuşturdu. 

Kürdistan devrimi, on yıllar boyunca, tepeden tırnağa silahlı faşizme karşı silahlı mücadele olarak sürdü. Devrimin bu özgünlüğü, diğer sömürge ulusların devrimlerinin pek çoğuyla ortak bir özellikti. 

Fakat diğer ulusal özgürlük devrimlerden farklı olarak, Kürdistan devrimi, bölgesel büyük devletlerin ve emperyalizmin birleşik gücüne karşı mücadelede yalnızca kararlığını göstermekle kalmadı. Ayakta kalmayı başardı. 

90’lı yılların gericilik dönemine rağmen birleşik karşıdevrimin orduları karşısında ayakta kalması ayırıcı diğer özelliğini oluşturdu.
Kadın devrimini geliştirmesi Kürdistan devriminin diğer ayırıcı ve üstün özelliği. 

Devrim etkisini Rojhilat ve Rojava’da da gösterdi. Rojava devrimi önceleyen süreçte Kuzey’deki devrimin öncüsünün  inisiyatifi ve hazırladığı örgütlülük sayesinde zafer kazandı. Erdoğan faşizminin işgalci saldırıları ve IŞİD çetesini saldırtmasına karşı yine bu sayede ayakta kalabildi. 

Güney’de Barzani hanedanlığı burjuva çıkarı için Kürt halkının ulusal özgürlük özlemini boğarken, devrimin cellatlarıyla işbirliğini sergiliyor. PKK’nin emekçi halkçılığı ve devrimciliği, ulusal özgürlüğü ve halklarla dayanışmayı Kürdistan’da da bölgede de umutlu alternatif olarak geliştiriyor. 

Devrim Kürdistan’da elbette eşitsiz gelişiyor. 

Türkiye ve Kürdistan birleşik devrimi de eşitsiz gelişiyor. 90’lı yıllarda başlayan dünya gericilik döneminin ve yükseltilen Kürt düşmanlığının boğucu koşullarıyla mücadele içinde Türkiye devrimci ve antifaşist hareketi mücadelede ısrarlılığıyla ayırıcı özelliğini gösterdi. Birleşik devrimi inşa etmeye vargücüyle çalıştı. Emekçi solun bir bölümünün ulusalcılıktan etkilenmesi, Kürt Özgürlük Hareketi’nden uzak durmasına hatta sosyal şovenizme düşmesine yolaçtı. Türkiye devrimci ve antifaşist hareketinin birleşik devrimi hazırlamasına zarar verdi. 

İşçi hareketinin geriliği de birleşik devrimin ve kitle hareketinin devrimci sürekliliğinin hazırlanması ve geliştirilmesine olumsuz koşul oldu. 

Yine de Gazi ve Gezi/Haziran ayaklanmaları, zindan direnişleri, Rojava devrimine katılım, devrimci ve antifaşist hareketin barikatın en önünde mücadeleciliği sayesinde inşa edildiler. 

Kürdistan devriminin sürekliliği ve Türkiye devrimci hareketinin mücadele ısrarda sürekliliği, Türkiye’deki bu ayaklanma ve direnişleri esinledi ve inşa etti. Birleşik devrim umudunu ayakta tuttu. 

Türk burjuvazisinin, sırasıyla generaller ve AKP liderliğinde ve emperyalistler desteğindeki faşist saldırganlığı, Kürdistan devrimini ve 15 Ağustos’u başlatan PKK’yi yenemedi. Emperyalist ve faşist birleşik güçlerin 15 Şubat komplosu da Kürdistan devrimini yenemedi. Generaller ve ANAP/Demirel/Ecevit/Bahçeli’den sonra Erdoğan faşizmi Sri Lanka modeliyle saldırı ve işgalleri sürdürdü. 

ABD ve bölge gerici devletleri, Erdoğan-Bahçeli’nin faşist liderliğinde özellikle Medya Savunma Alanları’na işgalci ve kimyasallı savaşlarla Kürdistan devriminin öncüsü PKK’yi yoketmede vargüçleriyle destekliyor. 

Erdoğan faşizmi, burjuva muhalefetin ve emperyalistlerin desteğinde, kirli ve işgalci savaşta ısrar ederken, devrimin önder kadrolarını imhacı saldırılarını da sürdürüyor. 

İçte ve dışta soykırımcı ve işgalci saldırılar, Erdoğan faşizmini kalıcı kılmanın, geniş kitleleri zafer kazanacak faşizmin destekçisi yapmanın da elverişli araçları.  

PKK’nin kahramanca direnişi aynı zamanda faşizme meydan okuyan barikatı kurup pekiştirerek faşizmin yenilgisini hazırlamada en büyük rol oynuyor. 

Türkiye’nin komünist ve devrimci güçlerinin Kürdistan devrimiyle ittifak içinde birleşik direnişi güncel devrimci görev olduğu gibi faşizmi yenmeyi hazırlayan birleşik mücadeledir.  

Şimdi direnişi kitleselleştirerek, işçi, kadın, Alevi demokratik hareketini, gençlik hareketini yükselterek faşizmi yenilgiye götürmek ve birleşik devrimi hazırlamak gerekir. 

15 Ağustos’u başlatan ve devrimi süreklileştiren kahramanlara devrimci saygının gereği de budur.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.