Altı aylık savaş bilançosu ve muhalefetin görevi 

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Erdoğan seçim kazanmak için savaş kumarı oynuyor, rulet masasına Türkiye’yi yatırmış, Altılı Masa da seçim kazanmak için bu kumarda Erdoğan’ın kaybetmesini bekliyor. Kumarda kaybedilen vatanda, seçim mi olurmuş.

HPG 14 Nisan ile 14 Ekim arası dönemde süren savaşın bilançosunu açıkladı. Buna göre savaş boyunca 2346 asker öldürülmüş ve 10 helikopter düşürülmüştür. Başka ayrıntılar da var. Gazetemiz duyuruyor.

Altılı Masanın ilgili birimleri Fırat Haber Ajansını (ANF) elbette takip ediyor. HPG’nin açıkladığı bilançodan da haberdar oldukları kesin.  
Altılı Masa liderleri neden susuyor? Ordunun askerleri ölmüş, bunlar da ölü taklidi yapmakta. Canlansanıza. 

Örneğin Savaş Bakanı Hulusi Akar’a sorun: Bu bilanço gerçek mi, yoksa dezenformasyon mu? İktidara muhalif bir parti, savaştaki bu olağanüstü kayıp iddialarına sessiz kalabilir mi? Ölen sizin askerleriniz, düşen helikopterler seçmenlerinizin vergileriyle satın alınmış. Ne duruyorsunuz? Araştırın. “Ya bu bilanço doğruysa?” diye birbirinize sorun. Ve eğer doğruysa bu kayıplardan dolayı iktidarı topa tutun. “Sana savaş yetkisini verdik, seni destekledik, birkaç haftada ‘teröristleri’ yok etme sözüne inandık, savaş altı aydır sürüyor, kış kapıya dayandı, savaş daha ne kadar sürecek?” 

Şunu da kafanızda evirip çevirin: TSK suskun. MİT konuşuyor: PKK komutanlarını teker teker avlıyoruz… “Avladığı” insanlar silahsız. Kimisi diplomasi yapıyor, Nagihan gibi kadınlar Jineoloji alanında çalışıyor. MİT de Barzani rejiminin ve casuslarının verdiği bilgiyle bu insanlara suikast yapıyor. Öyle yanlarına yanaşıp da vurmuyor, bin metre yükseklikteki SİHA’larıyla katlediyor. Yani ortada “Allah Allah nidalarıyla” yapılan bir süngü savaşı yok. O savaş Medya Savunma alanlarında sürüyor. Hareketli timler TSK askerleriyle onların gözlerinin içine başlarındaki objektiflerle bakarak savaşıyor, kazandığı her çarpışmanın görüntülerini hemen her gün yayınlıyor.  

Tövbe estağfirullah, devletinizin yürüttüğü savaş sizi ilgilendirmiyor mu? Seçmeninize bu savaşta AKP-MHP ve Genelkurmay’ın başarısızlıklarını anlatmak göreviniz değil mi? Ben Altılıdan “iktidara geldiğimizde savaşa son vereceğiz” demesini beklemiyorum. O kadar da saf değilim. Altılı bu savaşı destekliyor. Desteklesin. Ama madem bu savaşı destekliyorsun, çık ortaya ve de ki “Başkomutan Erdoğan savaşı yönetemiyor, Akar ve Genelkurmay “üç kişilik hareketli timlerle ve dağların içlerindeki tünellerle” baş edemiyor, binlerce askerimiz ölüyor, helikopterlerimiz patır patır düşüyor, Başkomutanlığı bize verin, biz de size zafer verelim”.  

Bunu bile demiyorlar. Ne “barış” diyorlar, ne de “zafer” vaat edebiliyorlar. 

Ama savaş sürüyor. Ve HPG açıklamalarından anlıyoruz ki, bu savaş Kürdistan’la sınırlı kalmayacağa benziyor. Eğer Altılı bu savaşı durduramazsa, savaş adım adım metropollere doğru yayılacak gibi. O zaman ne yapacaksınız?  

“Kınayacağız” mı diyeceksiniz. Kınayın. Ama Erdoğan size “kınamak yetmez, bu savaşın Başkomutanını devirmeye kalkıyorsunuz, vatana, mehmetçiğe ihanet ediyorsunuz, savaşın Başkomutanını devirmek neyin nesi alçaklar, Sakarya savaşı eşiğinde Rum muhipleri de Başkomutan Mustafa Kemal’i devirmek için tertip peşindeydi” dediğinde, savaş  gerçeklerini, muazzam kayıpları, yenilgiyi anlatmadığınız seçmen size ne diyecektir? 

Savaş altı aydır git gide şiddetlenerek ve Türkiye’nin tüm sathına yayılma riski artarak sürüyor. Bu ortamda seçim hesaplarınız çöker.  
Ve Erdoğan, bir iki haftada kazanacağını düşündüğü Zap’taki yenilgiyi, tıpkı Enver paşaların savaşı Yemenlere, Galiçyalara, çöllere yaydığı gibi Ege adalarına, Kuzey Kıbrıs’a ve Rojava'ya yayarak örtmeğe kalkıştığı zaman diyecek sözünüz bile olmayacaktır. 

Oysa Erdoğan’ın burnuna HPG’nin yayınladığı savaş bilançosunu dayayıp, “sen ordumuzu üç kişilik hareketli timlerin karşısında rezil ettin, arkasında ABD’nin, AB’nin durduğu ve artık hem denizlerde, hem de havada Türk devletine karşı üstünlüğü ele geçiren Yunanistan’a karşı ülkemizi savaşa mı sürükleyeceksin? Sonra ‘bir gece ansızın gelebiliriz’ diyerek ordumuzu yüzbinlik modern bir orduya sahip Rojava’ya mı süreceksin? Ülkeyi doğusunda, Batısında, Güneyinde üç cephede birden savaşa sürerek ne yapmak istiyorsun? Seçim kazanmak için savaş kumarı oynamak, ülkeyi felakete sürüklemek vatana ihanettir” neden diyemiyorsunuz?  

El cevap: “Dersek seçimi kaybederiz”… 

Kusura bakmayın argo konuşacağım: Ulan vatanı kaybedeceksiniz? Ne seçimi! 

HPG’nin savaş bilançosunu anlattım. Benim savaş bilançom da şöyle: 

“Erdoğan seçim kazanmak için savaş kumarı oynuyor, rulet masasına Türkiye’yi yatırmış, Altılı Masa da seçim kazanmak için bu kumarda Erdoğan’ın kaybetmesini bekliyor. Kumarda kaybedilen vatanda, seçim mi olurmuş.” 

Biri oynarken, öteki seyrederken kaybedecek.  

HDP bu kumar masasını devirmelidir. 

Seyircilerin kumarbaza soramadığı soruları, çizemediği manzarayı sorarak ve çizerek.  

Elbette burada yazılan “radikal söylemle” değil, uygun dili bularak…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.