Avrupa Kürtleri katletmeyi sürdürüyor

Ahmet TURHALLI yazdı —

  • Avrupa Türkiye’yi birliğe almaya çalışırken, Türkiye Avrupa’yı kendi zulüm kulübüne almış durumdadır. Kürtler bütün bu hakikatleri göz önünde bulundurarak mücadelelerini daha yükseğe taşımalılar.
  • Kürt ulusal hareketine ve Kürtlere karşı yalan yanlış karalamalara, Kürt’ün ölümüne cevaz verilmiş ve Avrupa devletlerinin eli ile aktif katkılar sunulmuştur. Bu yaklaşım ve politik ahlaksızlıklardan dolayı insanlarımız ikinci defa Paris’in göbeğinde katledilmişlerdir.

Bir devlet ona sığınmış ya da vatandaşı olmuş bireyleri korumakla mükelleftir. Katilleri ve suçluları onların arkalarındaki güçleri ortaya çıkaramadığı takdirde, sorumluluk kendilerinde kalacaktır. Avrupa devletleri Kürtleri gereği gibi korumadığı, ya da koruyamadığı için, dolaylı ve direkt olarak Kürtlerin katili durumundadır. Avrupa devletleri kendi insanına bir tokat atılsa, sözlü bir tehditte bulunulsa, ticaretine bir helal gelse, dünyanın öbür ucunda dahi olsa, o kişiyi bulup getirtmekle bilinmektedir. Suçlu ya da suçlanan kişiyi de getirip yargılayan, gerekli cezayı vererek hukukunu uygulayan, hukukun üstünlüğü inancını dünya da gösteren bir yapı ile meşhurken, bu katliamlar karşısında çaresizmiş gibi görüntü vermesi kendileri açısından da büyük bir acziyet sorunudur. Hukukun üstünlüğü, insan hakları sözleşmeleri, demokrasi ile övünen bir Avrupa da öldürülen Kürt olunca, katillere ilişkin birkaç açıklama sıradan savmalarla olayların üstü örtülmektedir.

Sırası ile Avrupa başkentlerinde gerçekleştirilen birkaç Kürt katliamını tekrardan hatırlatarak tarih hafızamızı tazeleyelim. 

13 Temmuz 1989 yılında Dr. Qasımlo, Abdullah Kadirzade, Dr. Fazıl Resul Avusturya‘nın başkenti Viyanada katl edildiler.  

17 Eylül 1992 Dr. Sadık Şerefkendi ve 3 arkadaşı Almanya’nın başkenti Berlin'deki Mykonos restoranında katl edildiler.  

2013 ocak ayında Fransa’nın başkenti Paris’te katl edilen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in olayı hala çözülemediği için, azmettiriciler, arkasındaki TC devleti, istihbaratı ve ilişkileri ile ortaya çıkarılmadıkları için 23 aralıktaki katliama da yol hazırlamış oldular.

23 Aralık’ta ise global dünyayı tehdit eden DAİŞ e karşı on binlerce şehit ve gazi veren halkın çocukları, bu vahşete karşı yüksek bir sorumlulukla komutanlık yapan bir kadını ve iki sivil ve savunmasız insanı bilinçli bir şekilde katl ettirtip, bir kaçını yaraladılar. Yıllarca DAİŞ e karşı askeri mücadele veren, bu barbar güce karşı muzaffer olan Emine Kara (Evîn Goyî) Sanatçı (Mîr Perwer) Mehmet Şirin Aydın ve Abdurrahman Kızıl Avrupa’nın göbeğin de hunharca katl edildiler. Emniyetin ve asayişin çok güçlü olduğu iddia edilen Avrupa’nın baş şehri Paris’te, neden Kürt için emniyet ve eman bulunmamaktadır?

Milletini Türk zulmüne karşı bir arada tutmak için çabalayan, Ulusal kurtuluş hareketine mensup bir aktivist ya da bir yurtsevere ve onların kurumlarına karşı baskınlar düzenleyerek göz altılar yapan Avrupa emniyet güçleri, neden katl edilen Kürt için aynı hassasiyeti ve hızlı tepkiyi vermemektedir? Bu soruları çoğaltmak ve bu soruların cevaplarını almak elbette Kürt toplumunun hakkıdır. Yukarı da tarih ve isimlerle verdiğimiz, Avrupa’da gerçekleşmiş olan katliamların aydınlatılmamasının sonuçları, bunlara rağmen bu katliamları organize eden Kürt düşmanı güçlerle hareket etmeleri bu cinayeti işleyenlere cesaret vermiştir. Faşist Türk devletinin yalan ve manipüle tezlerini amasız, fakatsız, desteklemekle, Kürt hareketine karşı geliştirilen haksız terör yaftasına sarılmakla, bu alçakça cinayetlere yenileri eklenmiştir/eklenecektir. Bu haksız, talihsiz ve kirli politika ısrarla sürdürüldüğünden dolayı bu sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Kürt ulusal hareketine ve Kürtlere karşı yalan yanlış karalamalara, Kürt’ün ölümüne cevaz verilmiş ve Avrupa devletlerinin eli ile aktif katkılar sunulmuştur. Bu yaklaşım ve politik ahlaksızlıklardan dolayı insanlarımız ikinci defa Paris’in göbeğinde katl edilmişlerdir. Yaşanan bu hakikatler karşısında sorumluluklarını üstlenmeyen ve Kürt hareketine karşı hasmane hareket ederek Türk devletinin yanında duran Avrupa devletleri adeta bu katliamlara çağrıcılık yapmışlardır. Paris’te gerçekleştirilen bu vahşete yine sessiz kalınır ve üzerine gidilmeye cesaret edilmez ise, gelecekte TC ve Erdoğan Avrupa vatandaşlarına karşı da Avrupa’da daha fazla katliamlar gerçekleştirme cesareti gösterecektir. Yaşanan bu katliamlar karşısında ciddi refleks göstermeyen ve sonuç almak konusunda isteksiz davranan bir Avrupa, objektif olarak katilleri desteklemiş olduğu sonucu ortaya çıkacak ve bu tür öldürmeler yaygınlık kazanacaktır.

Avrupa da can güvenliği sağlanmamış Kürt demek, kaosun Avrupa’ya da sıçradığı anlam ve izlemini oluşturacaktır. Daha önce DAİŞ’in eli ile Viyana’da Paris’te Madrid’de Londra’da ve Berlin de insanlar katl edilmişti. Avrupa Erdoğan ve faşist Türk devletine tavizler verdiği için kendi başkentlerinde bu tür olaylarla

karşılaşmaktadır/karşılaşacaktır. Avrupa devletleri kendi oluşturdukları hukuki, insani ve hümanist normlardan uzaklaştılar. Daha önce defalarca kendi normları açık ve alenen Türk devleti tarafından çiğnendiği halde, Türk devleti ile ekonomik çıkarlar temelinde birlikteliklerini sürekli güncellediler. Hiçbir sınır ve hukuk kuralı tanımayan faşist Türk devlet yönetimine, sürekli kredi açtılar. Böylelikle faşizm ve zulüm dışında hiçbir ölçüsü olamayan TC devletinin rejimine kendilerini mahkum ettiler. OPCW diye Kimyasal silahlara karşı kurum oluşturdular, ama kendilerine partner olarak seçtikleri ve kuruma üye yaptıkları Türk devleti Kürtlere karşı acımasızca kimyasal silah kullandı, onlar üç maymunu oynadılar. Diğer bir deyişle Avrupa Türkiye’yi birliğe almaya çalışırken, Türkiye Avrupa’yı kendi zulüm kulübüne almış durumdadır. Kürtler bütün bu hakikatleri göz önünde bulundurarak mücadelelerini daha yükseğe taşımalılar. Avrupalılara kendilerinin oluşturmuş oldukları normları dayatmalılar. Bu normları kulak ardı eden Avrupa hükümetlerinin münafıklıklarını teşir etmeliler. Avrupa vatandaşlarının hepsine bu münafıklığı tane tane anlatmalılar.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.