Bayram, özgürlük ve kurtuluş

Ahmet TURHALLI yazdı —

  • Neden bunların tebliğ ettiği ve savunduğu İslam’da ikiyüzlülük ve münafıklık bu kadar derindir? Neden Filistinliye Doğu Türkistanlı’ya ve kendisine hak olan özgürlük, bağımsızlık, huzur, refah ve barış, Kürt’e ve Kürt Müslümana haramdır? 

Bayramlar her milletin kültüründe, her dinde kurtuluş ve eğlence günleri olarak bilinirler. Bu günlerde herkes keyifli, güler yüzlü ve sevinçli olur. Bir buçuk milyardan fazla insanın kendisini mensup gördüğü İslam dininin bir bayramı da Ramazan bayramıdır. Müslümanların dini olarak kutladığı İki bayramdan biri bu bayramdır. Kuşkusuz bu bayramların tarihçesi ve arka planları önemlidir. Ramazan bayramı nasıl ve ne zaman bayram oldu, sorusu önemli ve anlamlıdır. Vereceğimiz cevaplar, toplumsal sosyoloji ve kültürler değerlendirilerek verilmelidir. İslam öncesi Mekke ahalisinin de diğer toplumlar gibi bayramları vardı. Ama bu bayramlar Mekkelilerin kendi aralarındaki parçalanmışlıklarından kaynaklı, kabile ve ailelerin kendilerine has küçük kutlamaların yapıldığı bayramlar şeklinde idi. 

Arapçada Îdul-Fitr ve Îdul-adha sözcükleri ile isimlendirilen bu her iki bayramda Peygamberimizin (sav) Medine'ye hicretinin ikinci yılından itibaren kutlamaya başlamışlardır.

Ramazan orucu ibadeti de bu yıl farz kılınmış, bu ayı oruç ibadeti ile geçiren Müminlerin sonraki ayın (Şevval) in ilk üç gününü bayram olarak kutlamışlardır. Bu nedenden ötürü bu bayrama Ramazan bayramı denilmektedir. Bayramdan önce herkesin kendi malından muhtaçlara onların hakkı olarak vermek zorunda olduğu, fitre sadakasını vermekten dolayı, Araplar İdul-Fitr demişlerdir. Müslümanlar bu günlerde birbirlerini, komşularını ziyaret eder, bayramlaşır, yer içer, günlerini neşe ve sevinçle ihya ederler. Peygamberimiz ‘Arefe günü ve teşrik günleri biz Müslümanların bayramıdır. Bu günler yeme içme günleridir’ (Ebu Davut, savm, 49 Tirmizi savm 59 nesai Menasik 195) buyurmuştur.

Bu sebepten dolayı oruç tutmak haram sayılmıştır.

Bayramlarda eğlenmenin belli ölçüler dahilinde yapılmasında bir sakınca yoktur. Oyunlar ve halay gibi eğlenme biçimlerinde hiçbir beis de yoktur. Dini bayramlarımız olan ramazan ve kurban bayramlarında Peygamber döneminden iki örnekle meseleyi açalım. Hani bazıları der ya, halay çekmek, oyun oynamak, kültürü yaşatmak haramdır! Bir bayram günü Hz. Aişe ile birlikte bulunan Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) yanında Buas savaşına ait ezgiler ve şarkılar söyleyen iki kız çocuğuna müdahale etmek isteyen Hz. Ebubekir’e Hz. Resulullah’ın ‘Her milletin bayramı vardır, bu da bizim bayramımız’ dediği (Buhari İdeyn 3, Salatul İdeyn’ 16,17),

Bayram günleri mescitte mızrak ve kalkan oyununu oynayanları seyretmek isteyen Hz. Aişe’ye yardımcı olarak onunla beraber seyr ettiği (Buhari İdeyn Müslüm salatul ideyn 17-21) bilinmektedir.

Bayramların özgürlük, moral, kutlama ve sevinci paylaşma günleri olarak ele alınması ve yaşatılması gerekmektedir. 

Türkiye, Suriye, İran ve Irak başta olmak üzere İktidarları ellerinde bulunduranlar Ramazan ayında iftar sofraları kurar, şatafat ve gösterişler düzenlerler. Televizyon ve radyo programlarında kardeşlik, paylaşım ve yardımlaşmaktan söz ederler. Bayramlaşmanın önemine binaen sürekli anlatımlarda bulunurlar. Yemen’de, Filistin'de ve dünyanın öbür ucundaki mazlumlarla yardımlaşmaya ve dayanışmaya çağırırlar. Onların özgürlüklerinden mahrum olduğunu dile getirir, şayet bu mazlum topluluklara yardım eli uzatılmaz ise bayramlaşmaların anlamsız olduğunu savunurlar.

Peki bir buçuk milyarın biz ümmeti Muhammediz biz ehli imanız diyenlerin, kahır ekseriyeti din kardeşleri olan Kürtlerin bayramları nasıl geçmektedir?

Kürtlere bayram günü dua eden kaç Müslüman imam vardır? En ağır zulümle boğuşan Kürt milletinin özgürlüğü ve bağımsızlığı için neden tek cümle edilmemektedir? Kürtler Müslüman ise, kardeş ise, neden bunların Minber ve Mihraplarında oturan İmamların, şeyhlerin dualarında bir kez olsun, sorunları ve mazlumlukları telaffuz edilmemektedir? 

Kürtleri Müslüman olarak görmüyorlar ise neden Müslüman Kürt kardeşlerimiz demekteler? Bu camilere gidip bayram namazını kılan Kürt Müslümanlar, neden bu imamların şeyhlerin yakalarına yapışarak, biz kardeşsek, "bizler için neden tek bir cümle dahi kurmaktan imtina etmektesiniz" diyememekteler? 

Neden bunların tebliğ ettiği ve savunduğu İslam’da ikiyüzlülük ve münafıklık bu kadar derindir? Neden Filistinliye Doğu Türkistanlı’ya ve kendisine hak olan özgürlük, bağımsızlık, huzur, refah ve barış, Kürt’e ve Kürt Müslümana haramdır? 

İktidarlara bağlı olan imam ve şeyhlerin devletleri, 'Müslüman kardeşim' diye aldattığı, Kürt’e bayramlarda bomba yağdırmaktadır, onun birliğini dağıtmaktadır, aralarına din adına fitne sokmaktadır, özgürlüklerini isteyenleri katl etmekte, zindanlara atmaktadır. Yer altı ve yerüstü zenginliklerini talan etmektedir. Coğrafyasını ve tarihini yok etmeye çalışmaktadır. Din adına onu köleleştirmek ve özgürlüğünden çıkarmaktadır. Zalim ve gaddarca tutukladığı çocuklarını anne babalar bayramlarda ziyaret edemesinler diye, ta Edirnelere sürgün etmektedir. Öldürdükleri Kürt çocukların mezarlarını yıkarak, kemiklerini kaldırımlara gömerek, bir mezar taşını dahi fazla görmektedir.    

Kürt’ün ülkesini dört parçaya ayırarak, kardeşin birini sınırın öbür tarafında tutmak, bayramlaşamasınlar diye, aralarına mayın döşemek ve tel örgü çekmek nasıl bir kardeşliktir. 

Müslüman kardeşim dediği Kürt’e bunu yaşatanlar, bir de "biz din kardeşiyiz" demektedirler! 

Başta Müslüman Kürtler ve diğer samimi Müslümanlar olmak üzere bu münafıklığa artık dur demeliler. Hem kendilerini hem de çevrelerini din adına aldatmaktan vaz geçmelidirler. Türk İslam sentezi, Şii İran sentezi, Selefi İslam sentezleri ve bir bütün iktidar İslamcılığı iflas etmiştir. Demokratik İslam günümüz Müslümanlarının tek çaresidir. 

Herkesin hak ve hukukuna ulaştığı, hiç kimseye haksızlığın yapılmadığı, özgür, huzurlu ve refahın bollaştığı bayramlara ulaşma temennisi ile her kese hayırlı bayramlar diliyorum.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.