Cep delik cepken delik; kevgir oldun kardeşlik

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • "Siyasi rakamlar" kamuoyu araştırmalarının rakamları değil. Sokağa bakın. Sokaktaki rakam cep için doğan öfkenin asıl büyüklüğü ve büyüme eğilimini gösteriyor.

Kamuoyu yoklamalarına bakılırsa AKPnin oyları yüzde otuzun altına düşmüş.

Erdogan’ın yüzde 51 ile seçildiği bir Kasım’da AKP’nin yüzde elli ile yeniden iktidara geldiği hatırlanırsa, bu partinin yüzde yirmilik kaybı var.

Milyonlarca secmen demek bu. 

Neden?

Başlarına ne geldi?

Mesela Kürt halkının şehirlerinin yerle bir edildiğine benzer bir felakete mi uğradı bu eski AKP secmenleri?

On bin HDP’li gibi on bin AKP’li hapsedildi de de onların yakınları mı AKP’den vazgeçti?

Hayır!

AKP’li seçmen cebinde bir şeyler hissetti ve Erdoğan’ın cebini karıştıran elini farketti. Ve "Hırsız var" diye feryadı bastı. AKP’den vazgeçti ve ufak ufak olsa da direnmeye başladı.

Yani tepki, cebini karıştıran Erdoğan’nın eline karşı.

Oysa aynı el Kürt’ün kanına girmiş. Beynine kanlı parmaklarını daldırıp Kürtlük bilincine, Kürt diline el koymuş.

Cebini karıştıran Erdoğan’a ateş püsküren eski AKP’li seçmen, Kürt’e hayretle bakıp "Ne demeye dağa çıkıyorsun, hain, terörist" filan diyordu.

İlahi eski AKP’li seçmen, kaybettiğin paradır. Belki yerine koyabilirsin. Kürt’ün ise kaybettiği canıdır, kimliğidir. Kaybedilince bir daha geri gelmez.

Ezcümle AKP’li cep derdinde, Kürt halkı can derdinde.

Cep derdine düşen ve o nedenle Erdoğan’dan vazgeçen eski AKP’li az sonra düşman bellediği Kürt’ün mücadelesini anlamaya başlayacak.

Çünkü Erdoğan’a karşı kapısından başını uzatıp sokağa çıkmaya başladığında Kürt’e çevrilen silahın kendisine karşı da çevrildiğini görecek.

İşte o zaman cep için duyduğu öfke siyasallaşacak. Devlet şiddetine karşı direnişe geçmek zorunda kalacak. Cepteki el o cebi boşaltıp da karıştırılacak bir şey kalmadığında, bu defa AKP’li yoksul halk da Kürt ile aynı kaderi paylaşacak.

Diyeceğim o ki, "Siyasi rakamlar" kamuoyu araştırmalarının rakamları değil. Sokağa bakın. Sokaktaki rakam cep için doğan öfkenin asıl büyüklüğü ve büyüme eğilimini gösteriyor.

Bir kaç grev ve gösteri örneği verelim:

Basına yansıyan ilk haberler, Deri Dokuma ve Tekstil İşçileri Sendikası (DERİTEKS) sendikasında örgütlü işçiler ücret talebiyle üretimi durdurduğu yönündeydi. İlk etapta her zamanki kayıtsızlıkla karşılandı.

Ardından Alpin Çorap firmasında işçilerin direnişi başladı.

Eylemler Şimşek Çorap, Erdal Çorap ve NGB Çorap firmalarına yayıldı.

Ne oluyor demeye kalmadan, pandemi dönemiyle milyon dolarlık cirolara ulaşan motor-kurye firmalarına  yayıldı.

Geçtiğimiz hafta Trendyol Express firması çalışanlarının başlattığı protesto dalgası; HepsiJet, Scotty, Aras Kargo, Sürat Kargo, Yurtiçi Kargo ve Yemeksepeti Banabi çalışanlarının eylemleriyle devam etti…

Demek ki AKP’li seçmen cep için AKP’den vazgeçmekle kalmıyor, artık AKP’nin "Sokak Yasağı"na başkaldırmaya başlıyor.

İşte bu faşist rejime karşı isyan eğiliminin ilk işaretidir. 

Kılıçdaroğlu’nun "Ölme eşeğim ölme, seçim gelecek, faşizm bitecek, cebindeki delik yama görecek" siyaseti CHP tabanını uyutsa da AKP’li seçmeni bile evinde tutamaz hale getiriyor.

Öyle bir sokak göreceğiz ki, az sonra kuryeler "Motorize kıtalarıyla" sokakları dolduracak. Siz o zaman seyredin devrimci şenliği.

NOT: Erdoğan güya koronavirüsü kapmış. Olamaz. Virüs virüse bulaşmaz. Bana kalırsa koronavirüsü Recep virüsüne iade-i ziyarette bulunmuş.

Ve Kılıçdaroğlu, "Helalleşecek ya" Erdoğan’a acil şifalar dilemiş.

Ne var bunda demeyin.

Eğer İsmet İnönü, bir grup anti Nazi’nin yaptığı suikastte yaralanarak kurtulan Hitler’e bir telgraf çekip "Size acil şifalar dilerim deseydi" bu nasıl bir resim olurdu?

Çok sakil bir resim olurdu.

Şimdi CHP’li kardeşlerim bu resmi duvarlarına asar mı, bunu bilemem!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.