Demokratik cephe

Cafer TAR yazdı —

  • Türk egemen sınıfları bir birlerini iyi tanıyorlar; muhtemelen iktidar içinde bazı çevreler, eğer bir sebepten dolayı başarısız olurlarsa 27 Mayıs sonrası yaşananların kendi başlarına da gelmesinden endişe ediyor ve Erdoğan'ı bu konuda uyarıyorlar.

“Yani bir bakarsınız, Kemal Kılıçdaroğlu'nun yönettiği Cumhuriyet Halk Partisi kapatılmış ve seçime girmesi yasaklanmış olabilir!” bu sözler Sabah Gazetesi baş yazarı Mehmet Barlas'a ait ve biz bu ifadeyi çok önemsemeliyiz.

Muhtemelen Mehmet Barlas bu noktaya kendi başına gelmedi; bu yazı yoluyla iktidar çevrelerinin kendi içlerinde iktidara tutunmak için neleri tartıştıklarını da öğrenmiş olduk. Bir siyasal hareketten çok, suç örgütü görüntüsü veren iktidar çevreleri, olası bir yargılanmadan kurtulabilmek için her yola baş vuracaklarını bir kez daha ortaya koymuş oldular.

Bu öyle kendiliğinden söylenmiş bir söz de değil; aksine bu tutumun tarihsel referansları da mevcut. AKP'nin devamcısı olduğunu iddia ettiği Demokrat Parti, 28 Nisan 1960 yılında Meclis'te muhalefet ve basının faaliyetlerinin kontrol edilmesi amacıyla sadece Demokrat Partililerden oluşan bir komisyon kurmuştu.

Buna göre CHP ülkede bütün yıkıcı grupları çevresinde toplamış; halkı ve orduyu iktidara karşı ayaklanmaya kışkırtıyordu. Bunu önlemek için Meclis'de bir Tahkikat Komisyonu kurulacak ve bu komisyon üç ay boyunca muhalefetin ve basının eylemlerini soruşturacaktı.

28 Nisan'da Demokrat Parti CHP'nin kanun dışı, yıkıcı faaliyetlerini araştırmak için bir komisyon kurdu. Aradan bir ay geçmeden 27 Mayıs günü askerler de, güya demokrasi ve kardeş kavgasını önlemek için darbe yapıtılar ve böylece Demokrat Parti liderlerinin idamıyla sonuçlanacak süreçte başlamış oldu.

Türk egemen sınıfları bir birlerini iyi tanıyorlar; muhtemelen iktidar içinde bazı çevreler, eğer bir sebepten dolayı başarısız olurlarsa 27 Mayıs sonrası yaşananların kendi başlarına da gelmesinden endişe ediyor ve Erdoğan'ı bu konuda uyarıyorlar.

Erdoğan, eskiden seçim dönemlerinde kamu ekonomisini biraz büyüterek, toplumun geniş kesimlerini bir dönem için yanıltabiliyordu; fakat geldiğimiz noktada bunun koşulu kalmadı. Toplumda hükümete güven her geçen gün azalıyor.

Özel sektör dağınık halde; kimse önünü göremiyor; firmalar kredi kullanmak istemiyorlar, bankalar da zaten kredi vermiyor. İç dinamizmini önemli ölçüde yitirmiş Türk ekonomisinde yakın dönemde rejim ne yaparsa yapsın, bir canlılık beklemek mümkün değil.

Rejimin yeniden faiz indirimi benzeri metotlarla iç piyasaları en azından bir süreliğine canlandırma çabaları da artık işe yaramıyor; aksine kötü olan durumu büsbütün kötüleştiriyor. Zaten 10 TL bandını çoktan aşmış dolar/TL paritesi böylesi bir müdahale ile tamamen kontrolden çıkabilir.

İktidarın sahte kahramanlık siyaseti de etkisini yitirmiş durumda; Doğu Akdeniz'in güvenliğini doğrudan ABD üstlenmiş durumda. Dolaysıyla artık Yunanistan'a efelenerek oradan bir kahramanlık hikayesi çıkarmanın koşulu kalmadı; çünkü orada muhattap artık Yunanistan değil ABD!

Bölgesel çatışmaları dünyanın geri kalanına karşı bir tehdit unsuruna dönüştürmek isteyen, Batı ülkelerini sürekli göçle tehdit eden Erdoğan/Bahçeli faşizmi, artık küresel bir tehdite dönüşmüş durumdadır. Dolayısıyla Erdoğan bütün ısrarına rağmen, ABD'den Suriye'de yeni bir operasyon izni alamıyor.

Olası bir operasyon başta Türkiye olmak üzere, bütün bölgeyi olağanüstü istikrarsızlaştıracaktır; bir çok general bunu önceden görmüş, sorumluluğunu almak istememiş ve istifa etmiştir. Çünkü bu saaten sonra Rojava'ya olası bir müdahale Kürt/Türk ilişkilerini büsbütün çıkmaza sokacak ve bütün bölgeyi istikrarsızlaştıracaktır.

Dolayısıyla; iktidar hem dış politikayı ve çatışmayı hem de dönemsel ekonomik açılımlarla seçmenleri yanıltma yeteneğini önemli ölçüde yitirmiştir.

Erdoğan/Bahçeli ikilisinin İktidarda kalabilmek için muhalefeti ezmeye çalışmaktan başka çaresi kalmamıştır.

Bu koşullarda bize düşen sığ tartışmaları bir kenara bırakıp, en geniş anti faşist cepheyi örgütlemeye çalışmak olmalıdır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.