Deniz’in bıraktığı iz

Selim FERAT yazdı —

Deniz Poyraz’ın annesi, politikanın yıkıcılığı, silahların caydırıcı gücü karşısında, ayakta durabilmek için, direnen yürekler için konuştu. Deniz’in babası, dağlarda direnenlere borçları olduğunu söyledi. Ve ekledi: "Şu anda düşmanın tank ve toplarının önünde direniyorlar. Deniz, benim denizim değil, Kürdistan’ın Deniz’idir”.

 

Deniz Poyraz’ı kaybettiğimiz gün, içinden zor çıkılmaz bir tabloyla karşı karşıya değildik.

Tecrübeler ve tarihi hafıza, azmettirenlerle tetikçiler arasındaki ilişkiyi ele verdi. Bu kez, ispatlanmış bir dizi vukuattan sonra, yeni bir ispata gerek kalmadı.

Hrant Dink tecrübelerden biriydi.

Politik bir cinayetten sonra, tetikçi "Türk kahramanı“ olduğunu deklere ettikten sonra, şanlı pozlar verdi ve Türkiye’de taraf kazandı.

Kürdistan cephesinde Sakine Cansız ve arkadaşlarını katleden "tek Türk/tetikçi“ olarak yargılandı, Türkiye’ye giden iz görüntülendikten sonra, "intihar etti“ mi?

Haziran 2015 seçimlerinden onüç gün sonra, 20 Temmuz‘da Suruç’ta 34 genci katleden canlı bomba, Kobanê ile dayanışanları öldürdü.

Azmettirenlerin kimler olduğu gizli miydi?

Suruç katliamının yapıldığı gün: "AK Parti iktidardan indirilirse buralarda terör çeteleri dolaşacak, beyaz toroslar dolaşacak. Biz buraları faili meçhullere bırakmayacağız" söyleviyle tedhişçiliği azmettiren adam, şimdilerde kendisini demokrasi havarisi sanan, zamanın AKP Genel Başkanı ve dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu değil miydi?

Deniz, Yunanlılar’ın denize döküldüğü kent İzmir’de, bir sabah vakti vuruldu.

Üç kişiydiler.

Örgütlü suç.

Yunanlılar’ın asıl yurtlarında, Kürdistan’dan göçüp gelen bir Kürdistanlı vuruldu.

Deniz’in annesi, “Gidip, kara gözlümü gördüm. Başından, göğsünden vurmuşlar. Kanlar içindeki kızımın alnından öptüm” cümlesiyle, İzmir’de canlı bir savaş cephesini resimleyen bir cümle kurdu.

Deniz Poyraz’ın annesi, politikanın yıkıcılığı, silahların caydırıcı gücü karşısında, ayakta durabilmek için, direnen yürekler için konuştu.

Deniz’in babası, dağlarda direnenlere borçları olduğunu söyledi.

Ve ekledi: "Şu anda düşmanın tank ve toplarının önünde direniyorlar. Deniz, benim denizim değil, Kürdistan’ın Deniz’idir”.

Savaşı Türk metropollerine taşıyan, Gerilla olmadı.

Kaos’u, savaşı İzmir’e taşımak isteyenler, Deniz Poyraz’ın katlini azmettiren, öncesinde, HDP‘yi kapatma davası açtıran Soylu, Bahçeli ve Erdoğan oldular.

Deniz Poyraz’ın katli, olağanüstü nazik bir döneme denk geldi.

Sedat Peker suçlamalarıyla, kendilerini "Pak“a çıkarmak isteyen devlet yöneticileri, HDP binasında yapılacak ve üst düzey yöneticilerini hedef alan bir katl eylemiyle, kitleyi yıldırmayı, caydırıcı pimi tetiklemeyi planlıyorlardı.

Polis’in nöbet tuttuğu binaya giren üç zanlı, Deniz’i katlettikten sonra, 50 dakika "rahatsız“ edilmediler mi?

İntikam Tugaylarından Onur Gencer’in "intikamdan daha büyük bir haz yoktur“ paylaşımıyla dolaştığı ülke Türkiye’dir ve bu ülkede, Ertuğrul Kürkçü’nün anlatımıyla: "HDP’nin özü diyebileceğimiz bir insani kapasitenin kendisinde yoğunlaştığı harika insan“ Deniz Poyraz kahvaltı sofrasında vuruldu.

Katil, poligonlarda atış dersleri alıyor.

Katil, Minbic’te birlikte görev yaptığı "askeri personel“ dediği Kontrgerilla’dan "iç keşif/dış keşif“ eğitimi görüyor.

Uzun dönemdir Türk Silahlı Kuvvetleri ve İçişleri Bakanlığı tarafından eğitildiğiyle ilgili ipuçları veren bu katil;

Bina’da "keşif“ yapıyor, İngilizce kursuna yazılıp, HDP il binasının krokisini, girişini, çıkışını gözlemliyor. Kendisiyle birlikte oluşturulan tim, olay günü harekete geçiriliyor.

Büyük bir ihtimalle, hesapta paradoks bir gelişme ve bilmediğimiz bir enformasyon kanalı, olayların planlandığı gibi gelişmesini engelliyor ve hedefte o gün Deniz Poyraz kalıyor.

30 kurşun sıkılıyor. Bu olay beni 1943’te Van’ın Özalp ilçesinde içlenen 33 kurşunla infaz’a götürdü.

78 yıl sonra İzmir‘deki katlde, 33 kurşundan 3 kurşun eksik.

General Muğlalı’ının 33 kurşunuyla bu Tim’in 30 kurşunu arasında bir fark var mı?..

Deniz’in anısı ve onun güler yüzü ve umudu önünde eğilerek!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.