Devletin Alevisi olmayacağız -I-

Demir ÇELİK yazdı —

  • Devlet, Kültür Bakanlığı’na bağlı kurmak istediği daire başkanlığı üzerinden Alevileri hem kontrol ve denetim altına almak hem de devletin Alevisi olmayan, direnen örgütlü Alevi hareketlerini dağıtmak istiyor.

Siyasal İslam’ın Türkçü-Sünni Hanefi iktidarının tekçi, inkarcı ve katliamcı ulus devlet zihniyeti son zamanlarda yeni oyun ve hamlelerle Alevilerin aklını çelmeye çalışıyor. Selçuklu, Osmanlı ve nihayetinde Türk ulus devletinin farklı halklara ve inançlara karşı inkarcı, asimilasyoncu geleneğini sürdüren iktidar, örgütlü Alevi mücadelesini dağıtarak Alevileri kendisine yedeklemek istiyor. Devlet inkar, katliam, asimilasyon ve soykırımla ortadan kaldıramadığı Alevileri ve Alevi inancını bir yandan kendine göre tariflemeye, devlet ve iktidarın çıkarına uygun Alevilik oluşturmaya çalışıyor, diğer yandan da örgütlü Alevi hareketlerini tasfiye ederek kendisine yeni iktidar alanları açmak istiyor.

Hem kontrol hem denetim

Devlet, Kültür Bakanlığı’na bağlı kurmak istediği daire başkanlığı üzerinden Alevileri hem kontrol ve denetim altına almak hem de devletin Alevisi olmayan, direnen örgütlü Alevi hareketlerini dağıtmak istiyor. Bu şekilde kendine göre Alevi yaratmaya, Alevilere yeni kimlik, yeni hafıza ve belek oluşturmayı hedefliyor. Düşkün diyebileceğimiz bir kısım kesimlerin tav olacağı bu hamle ve girişimin kültürel soykırım amaçlı olduğunu bilerek bu sürece yaklaşılmasında fayda vardır. Bu anlamda ırkçı ve inkarcı bu hamleye karşı ön almaya çalışmak, her sürekten Alevilerin önceliği olmalıdır. Bağlı olduğumuz sürek, örgütlü olduğumuz cemevi-dergah, dernek ve kurum farkını öncelemeden bu sürece yaklaşmak geleceğimiz açısında hayati bir konu olmaktadır.

Erdoğan’ın “Kültür Bakanlığı’na bağlı Alevi Bektaşı Kültür ve Cemevleri Başkanlığı’nı kuracağız” söylemi olsa olsa; ‘cemevi cümbüş evidir’ diyen aklın kendine göre Aleviliği, Bektaşi tarikat örgütlenmesine çekmek, ona yeni bir kimlik ve bellek oluşturma hamlesidir. Dolayısıyla bin yıllardır inancımıza karşı yürütülen saldırı, katliam, asimilasyon ve başkalaştırma ile inancı nefessiz ve takatsiz bırakmak istiyorlar. Çünkü katliamcı devletin bakanlığına bağlı Kültür ve Cemevi Başkanlığı üzerinden Alevi inancının hak ve hakikatinin yaşatılması ve sürdürülmesi asla mümkün değildir.

Beyaz soykırım, kültürel soykırım

2023, 2053 ve 2071 hedefini koyan siyasal İslam ve Ergenekoncu iktidar blokunun ırkçı, faşist gelecek kurgularında Kürtler ile Alevilere yer yoktur. Bu nedenle bir yandan Kürtlerin ve Alevilerin örgütlü gücünü dağıtmak, öbür yandan da kendisine bağlı ve kendisine yedekleyeceği Kürtler ve Aleviler üzerinde beyaz soykırımı, kültürel soykırımı başarmayı hedefine koymuş bulunmaktadırlar. Aslında çok tehlikeli ve çok riskli bu sürecin startı 30 Ekim 2014’te verilmişti. Bugün ise tekçi ve ırkçı devlet aklının devletin öteki gördüğü toplum dinamiklerine nasıl yaklaşılması gerektiği konusunda ortak hareket etmeye başladıklarını gösteren gelişmeler söz konusu. 

Devletin âlâ çıkarları

Alevi Kılıçdaroğlu’nun türban ve başörtüsünü gündemleştirmesi, siyasal İslamcı Erdoğan’ın devletin Alevisini oluşturma söylem ve yaklaşımı tesadüfen atılmış adımlar, seçime dönük hamleler değildir. İktidara oynayan, görünürde birbirine alternatifmiş gibi görünen bu iki ittifak gücünün devletin âlâ çıkarlarını koruma ve kollama konusundaki hassasiyetlerini göz önünde bulundurduğumuzda, bunun Kürtler ile Alevileri siyasal ve toplumsal alanın dışında tutmak isteyen ulus devlet stratejisinin güncellenmesinden başka bir şey olmadığı görülecektir.      

Devlet, Kürtlerin ve Alevilerin örgütlü gücünün yan yana gelmesinden korktuğu için bir bütünen karşısına almak yerine, denetimine almak, örgütlü gücü dağıtmak stratejisi ile bu iki toplumsal kesime yaklaşmaktadır. Yakın zamanda HDP’yi bağlı hukuk sopası ile kapatacak, kendisini ve kendisine bağlı siyasi partileri ve siyasetçileri ‘umut’ diye pazarlamaya çalışacaklardır. Açıkçası Kürtler ve Alevilerde rızalık üreterek 2023’te Kemalist devleti ayakları üzerinde duran pozisyonda tutmak istiyorlar. Birbirlerine söylemedik hakaret ve söz bırakmayanların farklı parti ve bloklarda konumlanmış olmalarına kanmamak gerekiyor. Bütün bunlar devletten beslenen siyasal aktörlerin temel amacı Kürtsüz, Alevisiz yarınları bugünden örme ve örgütleme hamleleridir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.