“Devrim çöpçüleri”

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Erdoğan dağda “süpürülmek üzere.” Dağdaki orduyu şimdi seçim sandıklarını işgal için “seçmen” yapmış. 31 Mart’da işgal edilen yerlerden süpürülmekte olanı, işgal edilen sandıklardan da süpürelim.

Şu seçime bir bakın.

Ordu gerillaya karşı bomba atıyor, aynı ordu seçmenlere karşı da “oy” atıyor.

Ha bomba, ha “oy”…

DEM Parti Eşbaşkanı Bakırhan, Kurdistan seçim bölgelerine taşınan ve seçimde oy kullanacak olan on binlerce askerin her birine karşı “iki yeni Kürt seçmen kazanma” çağrısı yaptı. Seçim “savaşının” en önemli çağrısıdır bu.

Ben de naçizane bir çağrı yapayım: Madem seçim sandığını “oylarıyla” bombalayan her askere karşı iki seçmen diyoruz, o halde ben de Kurdistan dağlarını bombalayan her askere karşı “iki katılım” diyorum. Her askere karşı iki genç sandığa iki “anti bomba” oy attıktan sonra, işgal bölgelerindeki her askere karşı gereğini yerine getirmeli. Kürt gençliği için ha ova, ha dağ. Öyle değil mi? Erdoğan için ha ova ha dağ farketmiyor. Gençlik için de öyle olmalı.

Erdoğan dağda “süpürülmek üzere.” Çaresi yok. Dağdaki orduyu şimdi seçim sandıklarını işgal için “seçmen” yapmış. 31 Mart’da işgal edilen yerlerden süpürülmekte olanı, işgal edilen sandıklardan da süpürelim.

Süpürme süpürgeyle yapılıyor. Yani tozu toprağı, kiri pası temizleme eylemi. Eline süpürge alan önce evinin önünü süpürmeli. Her evin önü temizlendiğinde Kurdistan tertemiz olur. Kurdistan’ı özgürleştirmek, “evi özgürleştirmekten” geçiyor. Evin özgürleşmesi ise kadının özgürleşmesi. Kadın eline tutuşturulan çalı süpürgesini kaldırıp atıyor, kimisi ucuna gül takılmış “keleşiyle”, kimisi  elindeki “Jin Jiyan Azadî” pankartıyla dağı, taşı, sokakları, alanları “süpürüyor”. Kadın özgürleştikçe dağı da süpürüyor, sandıkları da. O halde?

Temizleyelim. Erkeği kadınıyla “devrim çöpçüleri” olalım.

31 Mart’dan önceki takvim yaprağı 15 ve 17 Şubat günlerini işaret ediyor. 15 Şubat uluslar arası komplonun 25 yılı. 17 Şubat ise “Öcalan’a özgürlük ve Kürt sorununa çözüm” hamlesinin “komplo merkezinde” yapılacak büyük eylem günü. Sonra takvimler Newroz’u gösterecek. Hepsi insanlığa bulaştırılan çamurları, sokaklara akıtılan lağımları temizleme günleri..

Bu tarihlerin arası “dünya temizlik günü” gibi bir şey olacak. Dünyanın her yerinde, Kurdistan’ın her parçasında “bahar temizliği”…

“Temizlik imandan gelir.” Din alimleri şöyle diyor: “Hz. Peygamber (s.a.v.) bunu şöyle formüle eder: "Allah güzeldir, güzeli sever. Temizdir, temizi sever. İyidir, iyiyi sever. Durudur, duruluğu sever. Öyleyse evlerinizi temizleyiniz."

Evimiz Kurdistan’dır, Türkiye’dir, Avrupa’dır, dünyadır.

Dini bütün bir Müslüman şu dünya evine baksa ve “acaba evimizi kim temizleyecek” diye kendi kendine sorsa, ruhu, bedeni, üstü başı temizse şu gerçeği, inandığı Allah’ın huzurunda dile getirecektir; “Şükürler olsun ki, yarım asırdır harama, zulme, soykırıma karşı tertemiz Kürt halkı var” diyecektir. Bakın dünyanın dört yanına. Sokaklara, alanlara. Milyonlarca Kürt durup dinlenmeden dünya evini alınlarından akan terlerle, bedenlerinden akan kanlarla suluyor ve temizliyor. Kapitalist sisteminin uyuşturduğu halklar, düne kadar adını bile duymadıkları Kürt halkına baktıkça uyanıyor. Önce o halkların bilim insanları, en çok da kadınları…

Gittikçe tırmanan şu Üçüncü Dünya Savaşı şartlarında Kürt temizlik hareketi insanlık için büyük bir şanstır.

Kulağınıza abartma gibi gelse de böyledir. Savaşın merkezi Kurdistan’dır. İsrail’in Filistin halkına karşı savaşı, bölgeyi her an kan gölüne çevirebilir. Türkiye, İran, Irak, Suriye devletleri birbirinin boğazına sarılabilir. Bu devletleri kim önleyecek? Nasıl önleyecek? Bizim dışımızda kimin elinde bu dört devleti durduracak bir çözüm anahtarı var? Konuşsunlar. “Şöyle ve böyle yaparsak bu dört devleti durdururuz” desinler de boylarını görelim.

Biz şu günlerde diyoruz ki, “Komplocuları komplodan vazgeçirtelim, Öcalan’ı özgürleştirelim, Öcalan o gün 50 milyonluk Kürt ulusunu birleştirsin, hepsi de kriz altında ezilen Araplar, Farslar, Türkmenler, Türkler ellerini bu örgütlü, bilinçli, azimli, mücadeleci güce uzatsın, o zaman ne NATO, ne Rusya, ne Çin Ortadoğu’da bu devletlerin sırtından birbirleriyle savaşamaz.”

Biliyorum, bu çok zorlu bir süreç. Şimdilik size “çok zayıf bir alternatif” olarak görünüyor. “Olacak iş değil” diye düşünmektesiniz. Ama bilmelisiniz ki bu anlattığım biricik çaredir. O da olmazsa, insanlığı amansız bir kaos bekliyor. Bu dört devlet durdurulamazsa, ucu nükleer felakete açılan savaş barbarlıkla sonuçlanacak.

Ne yapalım?

Ne mi yapalım? Şunu: Komşu evdeki aileyle el ele 17 Şubat’ta Köln yollarına koyulalım.

Tuhaf mı geldi bu yazılan? Gelmesin. En büyük temizlik, ilk süpürge darbesiyle başlar.

Bu ilk temizlik hamlesi, İmralı zindanına giden yoldaki bütün engelleri aşmanın bir adımıdır.

Önü temizlenmiş evlerimizin eşiğinden ilk adımımızı 17 Şubat günü atalım.

İmralı’ya yürümenin adımını…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.