Diktatörlüğün seçim hazırlıkları

Suat BOZKUŞ yazdı —

  • Erdoğan ve iktidardaki güçlerin baş hedefi hep HDP olmuştur. Sadece onlar değil, sözde muhalefet partileri de bu uğursuz savaşta hep iktidarın yanında durmuştur. Yoksa bu çete ayakta kalamazdı.

Hiç kimse provokasyon, gündem saptırma gibi boş sözlerle oyalanmasın. Gündem yıllardır bellidir ve açıktır: Demokrasi güçlerinin, demokratik muhalefetin ezilmesi tek ve temel gündem maddesidir. Dikkat edilirse, diğer bütün gündemler suni gündemdir, saptırmadır demiyorum ama hep temel gündemin etrafında dönmektedir ve ona göre şekillenmektedir.

7 Haziran 2015 seçimleriyle çoğunluğunu kaybeden, karizması çizilen Erdoğan, o günden beri uğradığı bozgunu telafi etmek ve intikam almak için her yola başvuruyor. Ama Bahçeli ve bütün gerici, kontrgerillacı, JİTEM’ci, DAİŞ’ci, Nusracı vb. güçlerle yaptığı derin ittifaka rağmen baş aşağı gidişi durmuyor, durduramıyor, tersine hızlanıyor.

Erdoğan ve iktidardaki güçlerin baş hedefi hep HDP olmuştur. Sadece onlar değil, sözde muhalefet partileri de bu uğursuz savaşta hep iktidarın yanında durmuştur. Yoksa bu çete ayakta kalamazdı.

Dönüp dolaşıp aynı noktaya geliyoruz: 1990’ların “PKK düşmandır, PKK’ye düşman olmayan da düşmandır” diyen JİTEM’ci kafasıyla azdırdığı kirli savaş her alanda sürmektedir. 7 Haziran 2015 seçimlerini kaybeden Erdoğan, bütün devlet güçlerini ve emrindeki tetikçi medyayı HDP’nin üzerine sürerken, sözde muhalefet partileri de hep gizli gizli destek vermişlerdir. “Aman haa, HDP ile birlikte görünmeyelim” politikası iktidara her türlü pervasızlık ve saldırganlık cesaretini vermiştir. Her gün bunun yeni bir örneğini görüyoruz. İşte bu düşmanlığın sonucu olarak İzmir’de HDP binasına saldırı ve Deniz Poyraz yoldaşımızın katledilmesi gündeme gelmiştir. AKP ve MHP bu cinayetin sorumluluğunu bile HDP’ye yüklemek peşindedir. Emirlerindeki “Paramount Hotel Bodrum”a çökmüş komisyoncu medya tetikçileri bu amaçla saldırıya geçiyor.

Erdoğan, birçok nedenle biçimsel olarak yasal görüntüsünü korumak istiyor. Göstermelik bir meclis, seçimler vb. ile kanlı diktatörlüğünü maskelemek istiyor. Ama HDP bu oyunu bozdu, bozuyor ve bozacak. İşte bu nedenle, bir yandan HDP kadrolarının uydurma gerekçelerle, bahanelerle zindanlara atılması, bir yandan da fiziki saldırılarla, imhalarla zayıflatılması amaçlanıyor. Bugüne kadar görüldü ki, HDP bu saldırılara boyun eğmez. Ancak gene görüldü ki, diğer muhalif hareketleri baskı altına almak ve HDP’yi diğer muhalefet hareketlerinden tecrit etmek için işe yarıyor. Bu nedenle bu kadar ağır, bu kadar pervasızca saldırıyorlar.

Muhalefet buradan ders çıkaracaksa “Aman haa, HDP ile birlikte görünmeyelim” kafasını kesinlikle terk edip HDP ile, sol ile ortak mücadele kanallarını yaratmak, gerekirse HDP binalarında nöbet tutmak zorundadır. Yoksa AKP-MHP cephesinin yedek gücü olmaktan öteye gidemez. Seçimden seçime HDP oylarına beleşten konamaz. HDP seçmeni bilinçlidir, bu saldırılara karşı yanında durmayanlara oy değil selam bile vermez.

Erdoğan-Bahçeli çetesi bir yandan yeni seçim yasalarıyla, bir yandan da bu tür saldırılarla muhalefeti sindirmek ve dağıtmak istiyor. Akşener’e yapılan saldırıdan sonra Erdoğan, “Durun bakalım, bunlar iyi günleriniz, daha neler olacak neler” diyerek tehditler savurmuş ve bu saldırıların işaret fişeğini atmıştı. Bu çetenin iktidarını korumak için yapmayacağı saldırı, katliam ve alçaklık yoktur. Bunlar gözle görünen, kılavuz istemeyen köylerdir.
Erdoğan-Bahçeli diktası tutuklamalarla, kapatma davalarıyla, baskın ve katliamlarla, yeni “seçim yasalarıyla” göstermelik seçim hazırlıklarına devam ediyor. Çünkü normal bir seçimi kazanma şansı kalmadı.

HDP ve demokrasi güçleri ortak mücadele yoğunlaşmak, seçimleri beklemeden bu soygun-katliam çetesine hayatın her alanında dur demek zorundadır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.