Erdoğan da aceleci Biden da aceleci!.. 

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Erdoğan acele ediyor. Biden yönetimi devlete ısınmadan hemen önce, defalardır yazdığım üzere, masaya koyacağı “müzakere” konularının sayısını, “müzakereleri” çıkmaz ayın son çarşambasına sokuşturmak için suç işlemeyi hızlandırıyor. 

“Bıyıklı” Türk Göbbels “HDP PKK’dir” diyerek, HDP’yle “ittifakı”, sanki ortada böyle bir ittifak varmış gibi, suç saydı. Tıpkı Alman’a hiç benzemeyen Hitler gibi Anadolu Türküne hiç benzemeyen Türk Hitler “HDP kapatılsın” dediğinden bu yana HDP karşıtı kampanya tavan yaptı. Ve Türk devletinin Harp Bakanı Akar PKK’ye karşı Mart ayında büyük bir saldırı yapılacağını ilan etti. Bu arada sistem içi muhalefet partileri de terör altına alındı.

Savaşa hazırlık böyle sürerken Erdoğan ansızın kürsüye fırladı ve “Kanada’ya” yalvarmaya başladı. “Damadımın kuşları kör oldu, SİHA’larım uçuyor ama aşağıdakileri göremiyor, bana optik ver…” Eldeki “optikler” bitince SİHA’lar kör olacak. İlk okuyuşta “övgü” sandığınız Tokat yöresine ait bedduayı edelim: Gözün pınar, ayakların sel olsun ya Recep… Artık göz yaşında ma, yoksa döktüğün kanda mı boğulursun Allah’ın takdiridir.

Ne oluyor?

Erdoğan acele ediyor. Biden yönetimi devlete ısınmadan hemen önce, defalardır yazdığım üzere, masaya koyacağı “müzakere” konularının sayısını, “müzakereleri” çıkmaz ayın son çarşambasına sokuşturmak için suç işlemeyi hızlandırıyor. Teslim olup masaya oturduğunda, NATO ordusu subaylarının tek tek hesabını verecek. O halde sayı ne kadar artarsa “müzakere”, bir bakıma “yargılama” o kadar uzun sürecek. Masaya “HDP’yi kapatma” ve yöneticilerini, üyelerini hapse atma suçunu koyarsa “müzakerenin” sonunu görmek bile mümkün olmayacak. Erdoğan böylece muhataplarına “istikşafi” oturumlarda ömür tükettirecek, kendisi de zaman kazanacak, yavaş yavaş yeniden “reformist” rolü oynayacak.
Nasıl?

Erdoğan’ın suçlarının “hesabını” yeni Erdoğan kılığında sorarak. İçeri tıktığı onbinleri üçer, beşer serbest bırakarak. Örneğin Öcalan’a altı ayda bir kere ailesiyle telefon “hakkı” tanıyarak. Eğer kapatabilirse yeni bir HDP’nin kuruluşuna 2023 seçimine bir gün kala izin vererek, Kavala’yı bırakıp Demirtaş’ı hapiste tutarak.

Bu taktiği başarmak için HDP’yi yok etmek, PKK’ye karşı “Mart ayında zafer kazanmak”, sistem içi muhalefeti dağıtmak, alternatifsizliğini korumak, koruyarak Biden’ı da, Merkel’in yerine gelecek olanı da, Macron’u da kendisine “mecbur” etmek.

Amerikalılar durumu sanıyorum gördüler. Dışişleri Bakanı Blinken daha koltuğuna oturmadan Türkiye için “sözde stratejik müttefik” dedi. Malum ABD Türk Savunma Başkanlığının başlarına yaptırım uygulamış, yaptırım yasası icabı TC’yi bir bakıma “hasım” ilan etmişti.

Sonra Ahval sitesi Biden yönetimine Kavala ve Demirtaş’la ilgili soruyu yöneltti ve üç günlük yönetim bu muhalif siteye müthiş bir demeç verdi. TC’yi suçladı.
Erdoğan “acele” edince, demek ki Biden da “acele” etmeye başladı.

Demokrat Chuck Schumer ABD Senatosunda Demokratların başı. Yeni Şafak’çılar derhal adamın “Yahudi” olduğunu “ifşa” ettiler.

Neden?

Çünkü Schumer neredeyse Erdoğancıları kast ederek Senatörlere “acele” etmeleri gerektiğini şöyle anlattı:

“Atamaları, kararları gecikmeden onaylamalıyız, düşmanlarımız ‘geçiş dönemini’ suiistimal edebilirler…”

Evet. İki “müttefik” arasında işte böyle bir tür “yarış” var.

Bu yarışın sonunda neler olabilir?

Eğer muhalefet aklını başına toplamazsa, yukarıda ifade ettiğim “sözde müzakerenin” sonunda müttefikler kafa göz yara yara ama kesinlikle yeniden anlaşırlar. Diyelim ki, Erdoğan tıpkı 2002 yılında Amerika’ya gidip Saddam’a karşı savaşa girme sözü verdiği gibi, bu defa “icabında İran’a karşı” Biden’ın yanında duracağı sözü verdiği gün “ikinci” defa ABD tarafından sanık sandalyesinden başkanlık koltuğuna oturtulur.

Yapılacak iş basittir.

Faşist rejimin HDP’ye karşı saldırısını hep birlikte göğüslemek.

Eğer HDP’ye karşı iktidarın gizli ortağı değilseniz, böyle bir dayanışmadan “oylarımız” azalacak diye korkmanızın hiçbir anlamı yoktur. Şimdi çıkıp “HDP Kürt halkının çoğunluğunu temsil ediyor, onun tabanı Öcalancıdır, parti binalarında Öcalan’ın posterlerinin var olmasından daha anlaşılır hiçbir şey olmaz; O Öcalan ki, neredeyse Kürt sorununu çözecekti, siz çıkarınız gereği bunu önlediniz, biz iktidara geldiğimizde tıpkı AKP’nin onayladığı gibi yeni bir çözüm süreciyle Türk-Kürt birliğini yeniden inşa edeceğiz, o zaman Ortadoğu’da Türkiye oyun kurucu olacak, dostlarının sayısı arttıkça ülkenin refahı da artacak, tehditler kalkınca trilyon dolarları silaha yatırmak yerine fabrikalara yatıracağız, işsizliği kaldıracağız” dediğinizde birkaç ay içinde faşizmin “HDP’yle işbirliği PKK’yle işbirliğidir” demagojisi etkisini kaybeder. Gücünüz iki kat artar.

Ve bilin ki, böyle radikal bir tutum aldığınız zaman dünya halklarının da desteğini alırsınız, alternatif haline gelirsiniz ve işte o zaman Erdoğan ve suç ortaklarının Batılılar karşısında son dayanakları da çöker.

Sonunda iktidar olursunuz.

Yapmazsanız ne olur?

Erdoğan faşizmi devam eder…

Sonunda “bölücülerle” ittifak yapmama adına içine düştüğünüz çukurda Türkiye işte o zaman bölünür…

Bölenler de yerden göğe kadar haklı olur.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.